bu bölümün böyle olması hocalardan dolayıdır |
yıldız makinanın kalitesinin düşmesinin birinci nedeni okuldaki hocalardır.çünkü çoğu tembeldir.sadece 3 sınavla ders geçiyoruz,kendimizi öğrendi sanıyoruz.en iyi üniversitelere baktığımızda(türkiye de ve dünyada)bir dersten devama puan verilir,ödeve puan verilir,dersten proje verilebilir ve ona da puan verilir ama yıldızda hiçbiri olmuyor.çünkü hocanın işine geliyor,doğal olarak öğrencinin de.3 sınavdaki kağıt parçalarına göre öğrenci değerlendiriliyor ve kağıt mühendisi olarak mezun oluyor. |
gönderen: eng_17 - 02/02/2013 - 21:58
|
Konu Hakkında Yapılan Yorumlar: |
yorum yapan(tarih) | yorum |
smart (02/02/2013 - 22:26) | Bazı hocalar üniversiteye sadece kendi reklamını yapmak için geliyorlar ; öğrenciyle zerre ilginlenmiyorlar.25 senede sadece ´öğr. gör. dr.´ ünvanı alan hocaları derslerde görmek istemiyoruz.Ayrıca üniversitenin önceliği bilim olmalı, bizler üniversitede hükümetin yandaşı hocalar değil, sadece ve sadece bilimle ve öğrenciyle ilgilenen hocalar istiyoruz.Unutmayın ki piyasa 1500 liraya işe başlayan ve haftanın 6 günü çalışan yıldız mezunlarıyla dolu. |
dumannali (02/02/2013 - 22:41) | @smart çok güzel demişsin.malesef hala 50 yaşına gelip yrd doç olan hatta onu bırak dr ünvanı olmayanlar bile bu bölümde olduğu sürece işimiz zor.zaten kurumsal firmalarda bunları takip ediyor ve ona göre hangi üniversiteden adam çağıracağını biliyor.abd,kanada,avrupanın bütün üniversitelerinde ödev sistemi uygulanıyor.türkiye de bilkent,odtü,boğaziçi,sabancı,itü bunlarda da uygulanıyor.kalite ortada.görünen köy kılavuz istemez... |
_mkn_ (02/02/2013 - 22:44) | Bütün suçu hocalara yüklemek yanlış olsa da -vasatın altında bir öğrenci olarak söylüyorum- hocaların öğrencinin ufkunu genişletebilmesi gerektiğini düşünüyorum, bilgi çağında önünü görebilen ve hedefi olan öğrenci hocasının rehberliğinde çok şey yapabilir ama bu haliyle sınavdan 2 ay sonra derse dair hiçbirşey hatırlamaz. |
tanju_yzc (02/02/2013 - 23:03) | Dediklerinizin bir kısmına ben de katılıyorum ancak burada mevzu suçlu aramak değil sorun çözmek olmalı bence öğrenciler ne kadar bilimsel eğitim talep ediyor acaba bu daha önemli bence. Büyük çoğunluk kolay yoldan nasıl mezun olurum onun derdinde. Ben öğrenimim süresince iyi bir mühendis olmaya çalışan nadir insan gördüm. "Neden hemen kolay ders geçilen hocaların grupları doluyor?" bu da sorgulanmalı bence. Gel gelelim bu kolaycılık sonra bireycilik ile de birleşince ucuza, köle gibi ne iş olsa çalıştırılan mühendisler yığını ortaya çıkıyor. He bir de şöyle bir yanlış yapılıyor bence mühendislik eğitimi değerlendirilirken, mühendislik temel bilimleri, tekniği ve deneyimi kullanarak bir şeyler ortaya çıkarma uğraşısıdır ve makine mühendisliği gibi mühendislik disiplinleri çok fazla disiplinle ortak çalışmayı ve bu alanlarda bilgi birikimi gerektirir. Bu nedenle de makine mühendisliği eğitimi veren kurumlar ne kadar bilgi verirse versin bu hep eksik kalacaktır, aslolan bilgiye ulaşma yöntemlerini ve problem çözmeyi öğretmektir diye düşünüyorum. Bu anlamda da ben Yıldız´ın çok değerli hocalara sahip olduğu kanısındayım. Yeter ki ilgi olsun ama başta da dediğim gibi taleplerinizin büyük kısmının haklı olduğu kanısındayım ama sizler de üniversite öğrencisi olarak biliniz ki hak verilmez alınır. Oda da görüyoruz zaman zaman ki ülkemizde sistem hangi okul olursa olsun çoğunlukla diplomalı cahil yetiştiriyor, tabi buradaki arkadaşları tenzih ederek söylüyorum. |
kronin (02/02/2013 - 23:16) | bir sınıfın 100 kişiden oluştuğu yerde ödev veremezsin. max 40 kişi olan derslere giriyorum şu an yüksek lisansta. adamlar ödevde veriyor sunumda yaptırıyor. çünkü sınıf mevcudu az. ona rağmen 2 hafta sadece sunuma harcadı. yıldızda böyle bişi yapsa dönemin yarısı sunumla diğer yarısı ödevleri okumakla geçer.ayrıca bu okulda her dersi mükemmel anlatan hocalar var. ama kaç taneniz buna bakıp ders seçiyor? |
civatasomun (02/02/2013 - 23:37) | kronin +1 |
n\a (03/02/2013 - 00:52) | 100 tane sınav kağıdı okumak yerine 2. vize ödev olsun. Hem öğrenci emek sarfedip öğrenmiş olur. Hem 2. Vizeden kurtuluruz. Ödev daha geniş zamanda araştırılıp yapılır. Volkan hoca hem 2 vize yapıyor hem o kadar ödevi okuyor. Yani isteseler olur. |
hrn_zttrk (03/02/2013 - 02:31) | Üniversiteler bilim üreten kurumlar olmak zorundadır fakat bizim okulumuz bilim üretmeyi geçtim bilim üretmeye teşvik bile etmiyor öğrenciyi. Ne yazık ki bu durum Türkiye´deki bir çok üniversitede de mevcut. Sistemin bir çok yerinde eksiklik ve yanlışlık var. Kendini bu sisteme kaptırmadan geliştirebilenler zaten öyle ya da böyle hak ettiklerini alırlar diye düşünüyorum. Annem hep "Her topalın bir kör alıcısı bulunur" der. Bizim ülkemizdeki ve okulumu durum da bundan ibaret bence. Kendilerini sürüden ayırabilen insanlar hak ettiklerini er ya da geç alacaklardır. Fakat keşke okulumuz insanları daha çok bilim üretmeye teşvik etse de mühendislik kavramının asıl olayını anlayabilse öğrenciler. Şimdi bir tane anekdot paylaşmak istiyorum, çözüm üretmeye yönelik: "Televizyonda bir haber programı izliyorum. Konu sokaklarda içki içenler. Cihangir, Kadıköy vs. içenler oraya buraya işediği için semt sakinleri şikayetçi. Türklerin hepsi, bu rezalet yasaklansın, buralarda içki içmesinler şeklinde gidiyor. Aynı semtte yaşayan bir Alman kadın ise buraya neden bir umumi tuvalet yapılmıyor diye soruyor, başka bir İngiliz semt sakinine soruyorlar, festivallerde falan kullanılan plastik portatif tuvaletlerden istiyor. Sokak röportajlarındaki Türklerin hiç biri çözüm düşünmüyor ve hemen hepsi yasaklama taraftarı, aynı semtte yaşayan 2 Avrupalı ise, çözüm peşinde koşuyor. Türkler, devleti, yasaklayarak çözüm bulan, Avrupalılar ise hizmet ederek çözüm bulan bir mekanizma olarak görüyorlar. Bence çok önemli bir fark." Kaynak: ekşi sözlük Şimdi bu anekdot bizdeki sorun üretme mekanizmasıyla ilgili. Bizim en büyük eksikliğimiz, sadece sorun üretmemiz bence. Ben bu zamana kadar hiç kimseyi görmedim ki okulda, hocaları çalışmaya teşvik etsin. 5 senedir bu okuldayım ve yaptığı işin hakkını vermeye çalışan bir çok hoca tanıdım. Kimisiyle gerçek anlamda dost oldum hatta. Bir hocamdan duyduğuma göre zaten bu Doç. olma olaylarında da aşırı şekilde intihal vb. olaylar oluyormuş ve o şekilde ilerleme kaydediliyormuş. Yani hocalar doğru dürüst makale bile yazmıyorlar. Yazan da çalıntı çırpıntı makaleler yazıyor. Dediğim gibi bu konuda tenzih edilecek bir çok hoca da mevcut bu okulda. Ama gelin görün ki bu iyi hocalar diğerlerine örnek olamıyorlar. Öğrencisiyle hocasıyla kolaya alışan aynı şekilde devam ediyor. Ben biraz daha genele yayarak anlattığımın farkındayım ama bu durum ülkedeki bir çok üniversite, üniversitemizdeki bir çok bölüm için geçerli. Daha anlatılabilecek çok şey var da işte neye yarar? Keşke buradan farkındalık oluşturabilmek mümkün olsaydı... |
camaningo (03/02/2013 - 04:20) | olaya tek yönlü bakmak eksiklik oluşturur. bölümün kontejanı çok artırmakla beraber yeterli öğretim elemanın olmaması eğitimin kalitesini çok doğal olarak düşürmekte. öğrenci miktarının çok olması hocaların çok çalışmasına neden oluyor. doğal olarak öğrenciye ayıracakları vaktin daralmasına sebep olmakta... ödevdi projeydi bunlara zaten vakit kalmamakta neticede arkadaşımızın dediği gibi kağıt mühendis olup çıkmaktayız. eğer daha kaliteli eğitim almak istiyorsak kontejanları yarı yarıya düşürelim yada ne kadar öğretim elemanı var sayısını 2 katına çıksın buda teknik şartları yetersizliği göz önüne alınırsa mümkün değil bilim üretmek için araştırma yapacak insanları derslerden uzak tutarak sadece araştırma yapmalarına izin versinler okuldaki öğrencilerde bu araştırma ekiplerinden belli bir sayıdaki araştırmaya yardımcı olmayı şart koşsunlar o zaman öğrenci bir nebze olsun bilimin içinde olur. çünkü şu anda bazı hocalar bilim yeteneklerini kaybetmiş... sadece ders anlatan insanlar haline gelmiş durumda... yenilikleri anlatan bilimle iç içe hoca sayısı azalmakta bu da bize doğal olarak yansımakta.. hocalarımızı zinde tutacak bilimin içine çekecek bir sistem hazırlanıp uygulamaya konulması şart...... çözüm için ne gerekliyse fikir olarak burada paylaşım yapılmasına çok sevindim. fikri olan arkadaşlar burada paylaşım yaparlarsa bize de bu fikirleri aktarmış olurlar belki bir gün içimizden birileri bu sistemi çok daha işler hale getirir.... |
rlzjmynu (03/02/2013 - 07:28) | ben lisansta bu dediklerinize karşıyım, temel mühendislik eğitiminde dersler bellidir, kitaplar bellidir, dünyada ne olduğu bellidir zaten kalabalığız olması gereken hocanın temel dersi muhim noktalrını bize güzelce anlatması, temel bilgileri, düşünmeyi sorgulayan 1-2 sınavı yapması, güzelce degerlendirmesi bence lisans mühendislik egitiminde bu kadar kalabalıkken bunu hedef almamız lazım. bize berilen makina tasarım projeleri eğer özenilerek yapılırsa bence yeterli adam akıllı 3-4 projeyi lisansta yapmak gerekli birikimi sağlar |
sylarfb (03/02/2013 - 12:12) | herşeye şikayet ediyorsunuz liseden yeni mi çıktınız, )bir dersten devama puan verilir,ödeve puan verilir,dersten proje verilebilir ve ona da puan verilir ama yıldızda hiçbiri olmuyor 100 tane sınav kağıdı okumak yerine 2. vize ödev olsun. Hem öğrenci emek sarfedip öğrenmiş olur. Hem 2. Vizeden kurtuluruz. Ödev daha geniş zamanda araştırılıp yapılır. Volkan hoca hem 2 vize yapıyor hem o kadar ödevi okuyor. Yani isteseler olur. Bu dediklerinizin hepsi okulda oluyor her derste olmuyor ama 2. vize yapmayıp ödev verende var devama puan verende proje verende. Siz daha çömezsiniz herhalde 2 . sınıfa yeni geçmişiniz geçin derslerinizi 4. sınıfa gelin hepsini görüceksiniz.. |
n\a (03/02/2013 - 19:59) | Ben 4. Sınıfım ve daha anlatığım tarzda hoca bana denk gelmedi. Öyle bir iki dersin hocasının ki kimbilir ne dersidir yapması ile olmazki. 2. Vize kalksın tamamen. Ama onun yerine ödev olsun kesin |
sylarfb (03/02/2013 - 22:30) | onu rektöre söyle , sanırsın ki bütün okul 1 vize 1 final yapıyor bizim makine gıcıklık 2 vize 1 final yapıyor!! 4. sınıfa gelip o tarz hocalara denk gelmediysen senin şansızlığın En azından 7 ders sayabilirim 2. vize yapmayan veya proje yaptıran hocalar var genelleme yapıp konuşmayın! |
dumannali (03/02/2013 - 23:45) | ben de dahil bu konuya yorum yazanlardan tanıdığım 2-3 kişi mezun.boş konuşmuyoruz burda. yaşadıklarımızı dile getiriyoruz.demek istediğim olay sadece seçmeli derslerde değil bilhassa zorunlu dersler de olmalı.temel dersler ödevle daha iyi öğrenilir.Rahmi hoca,özgen hoca,volkan hoca gibi bölümün en değerli hocaları da ödev veriyor çünkü cidden öğrencinin öğrenmesini istiyorlar. demek ki oluyormuş. |
n\a (04/02/2013 - 00:02) | Zaten rektöre söylüyorm. Burdada konu açılmışken fikrimizi açıklamaya çalıştık. Çocuk azarlar gibi sitemli cevaplar yazmaya gerek yok. Cevap yazmak zorundadır da değilsiniz arkadaşlar.burada hazırlık öğrencisi de var 7 yıldır okuyanda var. Sen yenisin galiba tarzı olgun olmayan hareketlerle gençleri kardeşlerimizin fikirlererini küçük görmeyelim. Yanlışım varsa düzeltin. :-D bundan sonra sistem değişse bana karı yok ama bundan sonra daha çok verim alınması açısından bu şekilde bir sistemin daha yararlı olacağını düşünüyorm. |
n\a (04/02/2013 - 00:04) | Bu arada 2. Vize yapmayan hocaları da yazarsanız zararın neresinden dönersek kâr :-D |
le tissier (04/02/2013 - 01:04) | bir kere devama puan vermek dünyanın en saçma işidir bence. derse gelmeden öğrenmek öğrenmek sayılmıyor mu acaba ? çoğu hocamız her sene aynı şeyleri yazıyor ders notları belli ekstradan birşey elde edemeyeceksem derse neden gideyim ? ki insanlar birbirinden farklı. ben kendim okuyarak öğreniyorsam başka biri dinleyerek öğreniyordur. şahsen ben derslerde dikkatimi toplayamıyorum tam olarak. |
le tissier (04/02/2013 - 01:05) | ödev mevzusuna gelirsek şimdiye kadar bi özgen hocada gördüm onda da ödevi kendisi çözen öğrenciye katkısı var ancak sınıfın %80i birbirinden geçirdiği için ( ben de dahil bazen :) ) ödevlerin de genel olarak birşey katmadığını düşünüyorum öğrencilere. (kendisi çözenler hariç tabi genel olarak konuşuyorum) iş öğrencilerde bitiyor tabi burada biraz da. |
brandonheat (04/02/2013 - 08:53) | ne işin var hocyla sen kendi kaliteni yükselt allahım yarabbbim yeter be hep şikayet hep şikayet |
sylarfb (04/02/2013 - 12:46) | muharrem boğoçlu hocamız tam sana göre wellgirl mezun olurken ödev proje vermediler demeden mezun olmazsın çok iyi bir hocadır tam istediğin tarzda |
schedule (04/02/2013 - 13:36) | Şurada yazan arkadaşların çoğu şikayet etmeyip soruna çözüm düşünmeye çalışanlar, ilk defa burada okuduğum bir konuda bu insanların fazla olması gerçekten beni sevindirdi. Onun haricinde ödev, proje verilmesi konusuna kesinlikle katılıyorum. Birbirinden geçirme mevzusuna gelince Hakan Yazıcı hocamız sistem dinamiği dersinde 3 tane ödev verdi ve ödevde ki parametreleri okul numaramız, kendi kilomuz gibi parametreler seçtirdi e haliyle herkesin ödevi farklı oldu. Yani istenirse herkese aynı problem üzerinden farklı ödevde yaptırılabilir. Ayrıca üniversitenin genelini bir kenara bırakıp makine mühendisliği öğrencileri olarak 1 vize 1 final talep etmemiz gerçekten mantıklı. Hocaların bile sınav yapmaktan vakti olmuyor. Geçen dönemde 2.vize ile final arasında 1 hafta ders işlendi. Maktaslarda dönem sonuna geliyor birde üstüne bütler e hani bilimsel çalışma yapacaktık... 1 vize 1 final olması üstüne de öğrenciye projeler ödevler verilmesi bence mantıklı. Diğer taraftan üniversite genel olarak bilimsel araştırmaya destek veriyor, büyük teşvikler var. Fakat sadece ders anlatan araştırma yapmayan hocalarımızda azımsanacak durumda değil. Ödül sistemi yanında bilimsel yayın yapmayı zorunlu hale getirmek gerektiğini de düşünüyorum. Örneğin her öğretim üyesinin bir veya iki senede 1 makale yazmasının, 3 senede bir bap projesine katılmasının zorunlu hale getirilmesi gibi... http://www.yildiz.edu.tr/duyurular/Ulusal-ve-Uluslararas%C4%B1-Projelerin-ve-Uluslararas%C4%B1-Makalelerin-Artt%C4%B1r%C4%B1lmas%C4%B1-%C4%B0%C3%A7in-Verilecek-Te%C5%9Fvikler/3006 |
attis (04/02/2013 - 22:52) | bu bölümün bu hale gelmesinin temel sebebi, hala cevabını aradığı soruları içeren başlığı "soru-cevap" kısmı yerine "serbest kürsüye" açan öğrencilerdir, sitede 50 kere cevabı verilen bir soruyu iki dakika araştırma yapmaktan çekindiği için 51.kere soran ve utanmadan bu sorusuna cevap verilmediğinde "site ölmüş yeaa" diye feryat figan eden öğrencilerdir, akademik takvim denilen şeyden bihaber "ders kayıtları ne zaman başlıyor?" diye soru sorup buna cevap bekleyen öğrencilerdir . . . içimi döktüm rahatladım, sevgiler . . . |