usis - mkm

AnasayfaDers Bilgi BankasıDers NotlarıSohbetİletişim
kullanıcı adı:     şifre:    Beni Hatırla       
imkan olsa, olmazmıydı?
Yine kendimi alamadım, devrim arabalarını izledim.Neler yitirmişiz, ne yetenekler, ne çalışkan adamlar...İmkan olsa olmaz mıydı?Elbet olurdu ama aldılar o imkanı elimizden, her kim aldıysa artık siyasi birşey yazmıyorum, sonuç olarak alındı.
Problem: Bu işi bir mühendis olarak nasıl yaparsın?
Verilenler:Düşük bütçeler, sınırlı imkanlar, güvensizlik, aşağılama
İstenenler: Hiçbir kaygı gütmeden, kendini aşarak, etik değerler sahip olup kendinin, ceddinin, kemiklerini sızlatmadan, imkan sınırlarını zorlayarak, muhasır medeniyetler seviyesine ulaşmak.
Çözüm:a305, ytü, birbirinin arkasından kuyu kazmamak, takım çalışması yapabilmeyi becerebilmek, kıskanç olmamak, önde olanların peşisıra gurur, benlik düşünmeden yürümek.Allaha şükür, okula adımımı attığımda hissediyorum bunu, akşama kadar okuldaydım bugün, ne adamlar gördüm tanımadığım etmediğim, yorgunluktan, uykusuzluktan kendinden geçmiş, saçları yağlı, sakallı, çantalı, perişan...Dedim ki olucak herhalde her ne kadar o perişanlıkları bir önceki geceki tembelliklerinden gelse bile :) Adamsınız, eyw...


gönderen: jander - 29/12/2012 - 03:26
 Konu Hakkında Yapılan Yorumlar:
yorum yapan(tarih) yorum
sass
(29/12/2012 - 04:27)
Konu yerli araba ise şimdi de yapacaklar. Koç´a söylediler yerli araba yapalım diye. Milyar dolarlık destek alacak devletten, kendisi 200-300 milyon dolara Fiat fabrikasının kenarında halledecek. Albea şasinin üzerine yapacaklar, olmadı Fiat´a söylerler biraz değiştirip de yollayın derler Kaportayı da biz yaparız farklı gibi durur. Adına da Şahin dedik mi tekrar yerli araba diye satarız Bu film daha önce de tuttu, şimdi de tutar. Hiç merak etmeyin Kore´den 500 milyon dolara aldığımız projelerle 2 senede yaparız dedik, 4 senede bir prototip tank yaptık. Motor ve önemli aksamları Koreden hazır geldi ve seri üretimde de hazır gelecek. Tankın dış görünüşünü değiştirdik adına milli tank dedik. Sorsan tank üretecek kapasiteye geldik. Seri üretim ne zaman? 2016-2017 gibi diyorlar artık unutulur o. Tıpkı milli piyade tüfeğimiz gibi Mavzer ( Mauser) de Türk silahı. Taaa 1938´lerde bile Kırıkkale´de üretiyorduk. Bakıyorsunuz yıl 2013 olacak hala kendi üretimimiz ve markamız bir piyade tüfeğimiz yok. Neden? Çünkü Mauser alman tüfeğini kopyala-yapıştır ile ürettik. Şu sıralarda hala protoipleri ile uğraştığımız yerli piyade tüfeğimiz dediğimiz silah yine bir Alman tüfeğinin bire-bir kopyası. İlk etapta kopyala-yapıştıra ve üretim yapılmasına karşı değilim de niye özgünlüğe geçmiyoruz, niye büyük düşünmüyoruz? Çünkü insanlar vatana, millete sağladığı kara değil; kendine sağladığı kara bakarak değerlendirme yapıyor. Şu an yerli arabayı çok rahat yaparsın ama sorun iş adamına yeterli karı sağlayacak mı? 4-5 milyar dolara bir araba fabrikası kurarsın ve tamamen yerli araba yaparsın ama sana getirisi 10 milyar dolar olmayınca bizim iş adamları yanaşmıyor. Bu karı elde etmek için de araba başı 5 bin lira kazansan yaklaşık 4 milyon tane araba satman lazım. Yani sadece Türkiye´de satarak bu işi halledemezsin. Ayrıca bu 4 milyon arabanın her şeyiyle ilgilenmen lazım. Araba tutulmazsa ve istediğin parayı elde edemezsen 4-5 milyar dolar yani o zamana kadar elde ettiğin servet yok olacak. Dış ülkelerdekiler yapsın, biz de tutmuş olanı satalım. Risk yok, kar belli. Elde kalma derdi yok. İstek oldukça sipariş ver. Sorunlarla, servisle uğraşmıyorsun. Suya sabuna dokunmadan temiz para. Mühendislerin kendini aşması bir şeyi değiştirmez, önemli olan iş adamlarımızın kendini aşıp, gerekirse servetini riske atması gerekli. Artık kumara mı alıştıracaksınız yapın bir şeyler, risk aldırın şu adamlara Sen tek başına bir arabayı yapacak bilgi, tecrübe ve zekaya sahipsindir ama patronun olacak adam olmaz dedikten sonra toplu iğne dahi yapamazsın. İş adamlarımız bu tip şeylere pek takmıyor. Yerli-yabancı değil önemli olan kar diyorlar. Yapılacak olanlar yerli markamız filmi altında devleti ve milleti söğüşlemek. Fiat aynı arabayı İspanya´da İspanyolca isimle, Türkiye´de Şahin,Doğan,Kartal gibi isimlerle sattı. Maksat diğer markaların önüne yerli otomobil adıyla geçmek. Bunlar pazarlama stratejisi ama bizim iş adamlarımız böyle zengin olduğu için bu düzen değişmeyecek. Olur da zengin çocuğu biri mühendislik okuyup, kendini aşar ve idealist olursa belki olabilir ama zengin çocukları pek mühendislik okumuyor. Şansımıza küselim artık. Aslında bu konuda Mustafa Kemal Atatürk´ün ilkesi, bize çözüm yolunu gösteriyor; "Devletçilik". Tabi şu an için buna "Hangi devlet?" sorusunu ekleyip uzun bir cevap aralığı bırakıyorum, siyasete girmeden çekiliyorum. Bu konuda da şansımıza mı, seçmenimize mi, kendimize mi küselim karar veremedim
kronin
(29/12/2012 - 10:36)
Sass güzel konusmussun ama o arabanın o gün uretilememesinin nedeni olan zihniyetten parcaciklar tasiyosun. Yok tankın bilmem neresi koreymis yok tüfeğin kendisi almanmis. Sürekli bir kotuleme zihniyeti var insanlarda. Sonuç uretildiginde insanların bunu almayacağı analizini yapıp bu ise girmeyen iş adamları. Toyotanin hondanin nasıl bu seviyelere geldiğini arastirmani öneririm. Muhendislikte oylee caaatt diye sıfır urun sunamazsin. Belli süre içinde bir gelisim ve tecrübeye ihtiyacın vardır. Muhendislikte tasarim ve imalat arasında meydana gelen uyumsuzluklar bile başlı başina bir tecrubedir. Sen öyle ağa hadi ben seri üretim araba yapcam diyemezsin direk 1. Kalite araç cikaramazsin. Devrim arabası 2 adet yapılmıştır el yapimidir. Bugün intense gene ayni sürede o şekilde 1-2 araç çıkarılır ama seri imalat çok farklı bisi. Seri imalata hazırlamak bile uzun yıllar gerektiren tecrübe ister. Tecrubeyide önce kopyala yapistirdan sonra dandık ürün yaparak en sonda yavaş yavaş kaliteye ulaşarak elde edersin. Bunun gibi bir süreç çok sağlam elemanlarla bile min 15-20 yıl surer

Devletçilik dünyada oldu cenaze namazı kılındı çözüm olarak onermeyi dusunuyosun. Türkiye bütçesinin devletcilikle bogusmaktan senelerdir iki yakasının bir araya gelmedigi enflasyonun yıllık yüzde 60 larda olduğu dönemleri çabuk unuttun anlaşılan. Devlette bu işi para ile döndürüyor. Bizim bütçemiz bir dönem 15-20 milyar dolardı kalkip bunun 5 milyar dolariyla arac uretsek devlet iflasını çeker. Devletinde bir şirket olduğunu hemen unutuyoruz.
brandonheat
(29/12/2012 - 11:23)
bu ülkede DEVRİM adında araba mümkün değil
makinacı344
(29/12/2012 - 11:39)
jander+
sass
(30/12/2012 - 04:28)
@kronin
Senin okuduğunu anlamaman konusundaki zihniyetine ne diyeceğiz peki? Ben kopyala-yapıştıra karşı mıyım dedim? Hayır. Bak ne yazmışım:"İlk etapta kopyala-yapıştıra ve üretim yapılmasına karşı değilim de niye özgünlüğe geçmiyoruz, niye büyük düşünmüyoruz?" 75 yıl önce de kopyala-yapıştır; hala kopyala yapıştır. Bir arpa boyu yol gidilmemiş. Öyle dur şurasını değiştirelim de üretelim, ha şurası şöyle yapınca böyle oluyormuş gibi yenilikçi düşüncelere hiç girilmemiş. Eleştirmeyelim mi? 100 yıl sonra da Almanlar, Koreliler, Japonlar vs. ne üretiyorsa aynısını, onlar yeni bir şey ortaya koymuyorsa dünyada örneği yok mu diyelim? Mühendis adam şüpheci yaklaşır. Bu nereden geliyor, bu neden böyle, bu neye bağlı olarak değişiyor diye inceler, araştırır. Newton, elma düşüyor işte, anormal bir durum yok mu demiş? En temel doğa olayını bile sorgulamış, incelemiş ve o zamanlar da kullanılmasına olanak bile olmayan formüller türetmiştir. Biz de kopyala-yapıştır yaptığımız ürünü kurcalayıp, değiştirmeliyiz. Atış menzilini ne etkiliyor? Bu menzili neden 10.000 metre yapamıyoruz? Neden bu silah bu kadar ağır, nasıl hafifletiriz? Şeklinde neden ve nasıl sorularına boğup, uğraşırsan teknoloji ilerler ve sen özgün bir şekilde yapabilirsin. Yoksa adamlar en iyisini hesaplamış, biz de aynı oranı kullanalım. Projesini satıyorlarmış, uğraşmaya gerek yok dersen 100 yıl da geçse aynısını üretirsin.

Ben kaliteye hiç bir vurgu yapmadan sen kaliteden dem vurmuşsun. Bence bu tip yenilikçi düşüncelerin önündeki engel, senin sahip olduğun tarz düşünceler. "Yaptıysak 1. kalite olmalı, yolda kaldı üretmeyelim, o kadar uğraşacağıma neyse parası veririm, sen şimdi üreteceksin ama şundan daha mı kaliteli olacak vs." İlk önce zaten yapılacak olan araba 3. sınıf fason araba olacak. 1. sınıf dediğin vakit futbolcuların ve Ali Ağaoğlu´ndaki arabaları göz önüne getir. Jaguar marka bir arabanın far camının, Fiat arabanın kaportasını yamulttuğunu ve orada gömük bir iz bıraktığını kendi gözlerimle gördüm. Mesela şehir dışı bir kazada yeni model ucuz Renault araba içinde isen sağ çıkamazsın. Yani elbette dağlar kadar fark var eğer 1. kalite hayal ediyorsan, ama ben zaten 0´dan da üretilse, kopyala-yapıştır da yapılsa üst seviye bir kalite beklemiyorum çünkü iş disiplinimiz zayıf, mazaretimiz hatasız kul olmaz Yerli araba konusunda zaten halk 25-30 bin lira olursa alırız diyor ( En düşük araba parasından daha düşük). Bu paraya satacaklarsa ben şahsen en adisini beklerim ama özgünse eleştirmem çünkü elbet kaliteyi yakalayacaktır. Fakat düşünen kısımda biz yoksak tabi ki eleştiririm çünkü yaptığımız araba her zaman dışarıdaki düşünenlerin tercihine kalmış bir şekilde 3. sınıf olacaktır. Şu an yapılacak araba kendi mühendislerimizin fikri ile üretilmeyecek, milli tank dediğimiz tank da kendi teknolojimiz denenmeyecek, milli piyade tüfeği dediğimiz tüfekte kendi düşüncelerimiz olmayacak. Bize uygun görülen kaliteye, para vererek, yalvar yakar razı olmak zorunda kalacağız. Sen bunu mu savunuyorsun yoksa karşı taraftan olduğumu düşünüp, sırf beni eleştirmek için mi yazıyorsun?

Devletçilik öldü demişsin de hangi ülkeye bakıyorsun acaba? Bilgisizce eleştirmek böyle bir şey olsa gerek. Ya devletçiliği bilmiyorsun ya da dünyayı takip etmiyorsun. Renault´da, Fiat´da hala devlet hisseleri vardır ve devletten aldığı desteklerle bu işi yapmışlardır ve yapmaktadırlar. Hala Euro dizel motor üreteceğiz diye devletten milyar dolarlık destekler almaktadırlar. Oradaki siyasetçiler, kendi ülkelerindeki fabrikalar kapanırken adamlara bizim vergilerimizle bu işi yapıyorsunuz, bunu yapmaya hakkınız yok dediler. Arada dünyayı takip et. Devletçiliği bilmiyorsan da açıklayayım. Devletçilik sonsuza kadar devlette kalsın demek değildir. Özel sermayenin yetmediği bir yere devlet girer, sektörün oluşmasını sağlar ve sektör oluştuğu zaman yerini özel sermayeye bırakır. Büyük bir sermaye yoksa parça parça satarsın ve ortak alırsın. Böylece devlet kendi koyduğu kurallarla ve uygulamalarla bir sektör yaratmış olur. Adamın ufak çaplı bir fabrikası vardır. Araba üretebilirim diyor ama sermayesi bu işe girecek kadar yeterli değil. Devlet bu sektöre bu kişiyle ortak olarak giriyor, süreçlerde işletmeyi denetliyor ve daha sonra sektör oluşunca çoğunluk hissenin hepsini veya bir kısmını bu kişiye devrederek görevini tamamlamış oluyor. Bugün hala Sony, Lg gibi firmalar LCD üreteceğim deyip bir kalemde 2-3 milyar dolarlık destekler alıyorlar devletlerinden. Dünya´da böyle olmayan Amerika var bildiğim kadarıyla. Çünkü orada zamanında elde ettikleri altın ile sermayede sıkıntı çekmemişler. Avrupa ve Asya´da hala devlet eliyle desteklenir işler.

Enflasyonun %60 olduğu dönemlerde %50 maaş zammı da veriliyordu. Şu anda da aynı durum. Yine enflasyondan düşük rakamlarla maaş zammı veriyorlar sonra tamamlarız deyip, gelir vergisini %5 arttırıyorlar. Ayrıca o zamanlar enflasyon oranlarına karışmıyorlardı. Belki gözünden kaçmıştır ama enflasyonun hesaplama yöntemini 2 kere değiştirdiler ve son değiştirdikleri günden beri enflasyon tek haneye indi. Tabi her şeye %20 zam geliyor ama enflasyon %10. Ne hikmetse artık Tıpkı kişi başına düşen gelirin bir gecede 3-4 bin dolar arttırılması gibi ( Bu da 2-3 defa oldu, bilmiyorsan araştır). Cebimize 3-4 senede bir aylık 500-600 lira fazladan girdiğini de görmedik Çarpıtılmış rakamlarla bile o zaman ki durumla, şu an ki durum aynı. Yine enflasyon oranında zam alıyorsun. Devletçilikle boğuşmayanların %1 fazladan zam verirsek batarız, vergi olarak geri alırız sözlerini sen de unutuyorsun galiba. Demek ki durum çok vahim, bıçak sırtındayız. Bir zamanlar öküz arabalarında seyahat ediyorduk, ne yapalım bir zamanlar 15-20 milyar dolarlık bütçe varsa? Şimdi ki bütçeye bakarım ben. O zamanlar ÖTV diye bir vergi çeşidi yoktu, özelleştirme yapılmıyordu. Şu an devlet vatandaştan gelir vergisi kadar ÖTV alıyor ki bu da senelik 35 milyar dolar ediyor. Özelleştirme geliri desen bazen sene de 10 milyar dolara yaklaşıyor. Bir de ÖTV´nin KDV´si alınıyor ve KDV gelirini de arttırıyor 4-5 milyar dolar kadar. Bunlar o zamanlar olmayan gelir çeşitleri. O kadar yer ve kurum sattılar; 4-5 milyar dolarını bir fabrikaya verse olmaz mıydı? Ya da haksız alınan verginin vergisi yani ÖTV´nin KDV´sinin 1 yıllık geliri ile ömür boyu kullanabileceğin fabrika kur. Böyle Fiat fabrikasında, Fiat kasasında yapılacak, Türk kaportalı arabaya da 1,2 milyar dolarlık destek verecek zaten. Zengin 200-300 milyon liraya halledecek. 1 milyar dolar kar+ arabalardan kazandığı para. Devletin kazandığı ne? Anlaması kıt insanların kanacağı seçim yatırımı. Devlet bir şirketse zenginlerden almayı bilecek, alamadığı insanı şirketinde bulundurmayacak. Ülkedeki gelir vergisi ile ÖTV aynı geliri getiriyor. Demek ki sen gelir vergisi toplayamıyorsun. Gelir vergisinin en önemli kalemi de maaşlı insanlar. Avrupa´da zenginden alınan gelir vergisi %45, Fransa´da %50 olması tartışılıyor; bizim ülkemizde yasal olarak %35, gerçekte ödedikleri %5 civarı bir şey; kanunlardaki bir sürü istisnayı kullanarak. Asgari ücretli %15´i daha para eline geçmeden veriyor ama.

Toparlamam gerekirse devletin bu işi yapacak parası var, yoksa da alamadığı zenginlerden alıp veya üç kuruşa sattığı yerlerin 6-7 aylık parasını toplayıp bir fabrika kurabilir. Aldığı vergilerin yanında devede kulak kalıyor 4-5 milyar dolar. Yok sırf benim zihniyetime sahipler, ondan eleştiremem ama sen karşı zihniyettensin, seni eleştirmek için her şeyi söylerim diyorsan sen bilirsin. Benim amacım mühendisliğin gelişiminin önündeki engellerin kalkması. Şu an ki iş adamları da, devlet de buna engel oluyor. Yazında baştan sona sıfırdan araba neden yapılamaz diye yazmışsın ama sıfırdan araba yapılmasını engelleyen zihniyete ben sahibim. Komiksin, ne diyeyim
kronin
(30/12/2012 - 10:04)
Sass hayal dünyasında yasiyosun. Daha bir üretim prosesi bile görmeden yorum yapiyosun. Devletcilikle ilgili senin algiladigin şeyin devlet yapsın devlet yönetsin olduğunu düşündüm. Ve zaten zihniyetinin öyle olmadığını soylesende öyle. Çünkü ozellestirmelere pek sıcak bakmiyorsun. Ama devletçilik derkende işte baslattin sonra satsindan bahsediyosun bu nasıl iş ?
Enflasyonla ilgili kimsenin rakam vermesine ihtiyacım yok belli noklari görebiliyorum. Zaten hayatın içinde olan bisi. Ben 5 yıl öncede ailemden 250 lira alırken şu an 300 lira alarak bisiler yapabiliyosam enflasyon oranı benim için bellidir. 10 yıl önce 300 lira 5 yıl sonra anca 30 liraya denk gelirdi. Enflasyon neden olur ve zararları nelerdir arastir. Memur üzerinden dusunuyosun ama mühendis olarak enflasyonun imalata etkisini dusunmuyorsun. Ve satışa.
Bir mühendis gibi yaklasmiyosun olaya sass sokaktaki adam gibi yaklasiyosun. Bilmiyorum kaçıncı sinifsin hayatında üretimle ilgili tecruben var mi ama olay düşündüğünden daha zor. Ve biz bunları yapmaya daha yeni başladık. 75 yıldır yapamadık demissin ama 75 yıldır zaten yapmaya çalışmadık.
sass
(30/12/2012 - 11:02)
@kronin
Üretim prosesi mi görmedim? Bunu neye dayanarak uyduruyorsun? Kendi kafanda bir şeyler kurarak, söylemediğim şeyler üzerinden yorumlar yapıyorsun, okuduğunu anlamıyorsun veya anlayamıyorsun. Cevap veremeyince de çamur atmaya, karşıdakini küçültmeye çalışmışsın. 75 yıldır yapamadık değil, yapmadığımızı söyledim zaten "gidilmemiş" diyerek; "gidilememiş" derdim eğer yapamadığımızı ifade etmek isteseydim. Yanlış anladığını bir de düzeltmişsin O zamandan beri kopyala-yapıştıra devam ettik. Şimdi de değişen bir şey yok ki neyi yapmaya başladık? 1970´lerde de gelen projelerle araba yapıyorduk, şimdi de aynısını yapıyoruz. Kolay değil diyorsun da Karsan Amerika´da taksi ihalesine girdi. Tamamen kendi tasarımımız bir otomobili üretebileceğini düşündü ki o ihaleye girdi. Hadi benim mühendislik bilgim yetmiyor diyelim, bu şirketteki adamlar da mı salak? Hadi ben üretim prosesi görmemiş, hayal dünyasında yaşayan, sokaktan geçen bir adammışım. 40 yıldır üretim prosesinde olan adamlar aynı üretim bandını başka bir fabrikanın kuruluşu için oluşturamayacak mı? Yoksa bunlar da hep sokaktan geçen adam mı? Olay madem bu kadar zor da niye 65-70 tane otomobil markası var? Sen uzaya mekik fırlatmakla karıştırıyorsun galiba

Eksik algı ve anlayışınla, kendi kafanda bazı doğrular oluşturup sanki bunlar olmuş gibi yaşıyorsun, kabullerini bu yönde yapıyorsun. Esas mühendis gibi düşünemeyen sensin. Mühendislik disiplini ile baktığında doğrular tek olmasa da bellidir. Ancak sende bu doğrular sana göre bir değişim geçiriyor ve bambaşka bir hal alıyor. Ben dünyadan örnekleri yazıyorum ve rakamsal olarak da desteklemeye çalışıyorum. Sen öznel yorumlarla inkar etmeye çalışıyorsun. Kendi yorumlarına bakarsan öznel yorumlardan ibaret olduğunu görürsün. Sana göre mühendislik öznel bir disiplin ise evet ben mühendislik disiplini almadım, takıl kafana göre. Kendi dünyanda başarılı üretimler sana
kronin
(30/12/2012 - 12:21)
Evet üretimi sadece bant kurmaktan ibaret sanarak çok büyük sayısal veri ortaya koymussun. Bugün 100 yıllık otomobil firmalarının sıfırdan yeni model çıkarma süreci 2 yilken sifir tecrübeyle kaç yılda yapicaksin bu araçları hatasiz bi şekilde. Sırf motorun montaj toleranslandirmalari bile çok ciddi sureler ve tecrübe isteyen bi durum. Bizim yapmamız gereken yeni motor şasi ve vites kutusu üretmek. Geri kalan parçaları zaten çoğu otomobil firması bu konu üzerine yogunlasmis firmalardan alıyor. Bi otomobilde 10 binlerce parça birbirine bağlı ve bu parcalarin seri üretim toleranslandrmalari başlı başına çok ciddi bi is. Birleştirip birlestrpsn parçaya gelince apisip kalmamak çok ciddi bi is. Al sana rakam.
sass
(31/12/2012 - 02:45)
Sorduğum soruların cevapları nerede? Yok. Cevaplar olmayınca demagoji yapıp, 3-4 sayfalık yazılardan cımbızla tek kelime çekmeye başlamışsın Üretimi sadece bant kurmak falan zanneden yok ama sen yine eksik algınla böyle düşündüğümü kabul etmişsindir. Çarpıtmaya çalışmayalım. Sen prototip üretmek basit, bugün istense aynı sürede yapılır; asıl zor olan seri üretim dedin. Ben de o zaman üretim bandını kopyalayıp, bir fabrika kursunlar dedim. Bana Hyundai bugünlere nasıl geldi diye araştır diyorsun ama kendin Hyundai´nin bugünlere nasıl geldiğini iyice bir öğren. Özellikle motoru nasıl yaptıklarını, sonra da benim dediklerimi oku. Bakalım kimin dediğine geliyorsun? Sen beni eleştirmeye çalışıyorsun ya. Muhtemelen konveyörü koyup, tamam üretin diyeceğimi falan da düşünmüşsündür Rakamsal konuş deyince de "1 şey" yaz demek değil bu ama haklısın. Senin gibi saçma birinden ancak böyle rakamlar gelebiliyorlar, fazlasını beklememek lazım Tamam en baştan yapması iki değil de beş yıl sürsün; sorun var mı ki? 40 yıldır kopyala-yapıştır yapmaktan, sömürge olmaktan daha iyi değil mi? Eleştireceksin ya saçmalıyorsun. Senin gibi şu siyasi bir tayfayı savunacağım diye gerçekleri çarpıtıp, doğruları eleştiren saçma taraftarların katkısıyla o devrim arabaları üretilemedi. Hala da bana sıfırdan araba neden üretilemez diye eleştirilerde bulunuyorsun. İşte devrimi yarı yolda bırakan senin gibi insanların varlığı idi.

Yorum Ekle

 
a305teyim.com © 2007 - forzamakine tarafından hazırlanmıştır.
a305teyim.com YTÜ makine mühendisliği öğrencileri tarafından hazırlanmış olup, burada yazılan hiçbir içerikten sorumlu tutulamaz. yazılan her yorum kişinin kendisine aittir.
a305teyim.com üyelerinin kişisel verilerini saklı tutar, başka kurum ya da kuruluşlarla paylaşmaz ancak gerektiğinde yasal mercilerin istemesi üzerine bu bilgiler aleyhinize kullanılabilir.