bor mobil |
http://ekonomi.milliyet.com.tr/turk-mali-bor-mobil-110-kilometre-yapiyor/ekonomi/ekonomidetay/07.01.2012/1485710/default.htm Sizce bu araçlar benzinli araçların yerini alabilecekler mi ? Bildiğiniz üzere dünyadaki bor madeninin kaliteli kısmının %70 inden fazlası Türkiye de. Sizce bizim ülkemizde Arapların petrol zengini olduğu gibi bor zengini olabilecek mi? Yoksa petrol den büyük kazanç sağlayan şirketlerin baskısına maruz kalıp var olduğu söylenen bor ile çalışan 600 pilli araç projesi gibi buda mı rafa kaldırılacak? Mühendis adaylarının fikirlerini alalım... |
gönderen: A7A - 02/06/2012 - 00:00
|
Konu Hakkında Yapılan Yorumlar: |
yorum yapan(tarih) | yorum |
ads (02/06/2012 - 00:31) | Bor yakıt olarak kullanılmaz, haberdeki araçta da depolama amaçlı kullanılıyor zaten yakıt olarak değil |
hopdedik (02/06/2012 - 00:32) | Yıldız, 20 milyar dolarlık pazara sahip proje olan ’Milli Rüzgar Enerji Santralleri Projesi’ (Milres) ile ilgili tribün ve jeneratörlerin kısa bir süre sonra Türkiye’de imal edileceğini de söyledi. tribün??? |
nalmes (02/06/2012 - 01:33) | bor yakıt olarak değil hdirojen tutucu olarak kullanılıyor yani burada yakıt hidrojen. hidrojen sıvı olarak depolamak pahalı ve tehlikeli. o yüzden en fazla hidrojenle bileşik yapabilen katı malzeme bor türevi. ama bu bile çok fazla depo miktarı sağlayamıyor. zaten geliştirdikleri de bu. petrol harici enerji ile çalışan araçlarda enerjinin depolanması sorunu var. elektirkli araçlarda bu şekil. elektrikli araçlarda kullanılan pil veya elektirik depo eden şeylerin kapasite ve verimlilik sorunu var. yeni çıkan elektirkli araçlarda bu çok daha ileri. ayrıca yeni çıkan eletrikli araçlardaki motorlar çok verimli motorlar. enerji kaybı çok daha düşük diğer motorlara göre. şu meşhur bor hikayeleri ise şimdilik sadece söylenti. bor depo olarak kullnacaksın ama hala çok zaman var bunun geliştirlmesine diye düşünüyorum. |
sass (02/06/2012 - 14:26) | Peki borun Amerika ile yaptığımız anlaşmalardan dolayı Amerika´ya, iç piyasadan daha ucuza verildiğini ve hiç bir kota olmadığını biliyor musunuz? Yanlış hatırlamıyorsam iç piyasaya 240 dolardan, dış piyasaya ise 180 dolardan veriyoruz. Ayrıca işleyemediğimiz için bu fiyatlar çok ucuz çünkü işlenmişi 700 dolar civarı bir fiyata satılıyor. Amerika kendi kaynaklarını kullanmak yerine bizden satın alıyor ki Bor´un en önemli diğer üreticisi de Amerika. Yani petrol zengini ülkeler gibi bordan zengin olmayı unutun. Bu ülkenin sadece bu konu üzerine bile üniversite kurması gerekirken yapılan araştırmalar çok çok yüzeysel. Başa geçirdikleri insana bir parmak bal çalıyorlar ve tüm ülkeyi sömürüyorlar. Ülkemiz, petrol zengini olsaydı da aynısı olurdu. Zaten Amerika, İngiltere ve Fransa kendisine kafa tutanı, pahalı ve limitli petrol vereni diktatör ilan edip savaş açıyor. Şu an dışarıya en çok ihraç ettiğimiz şeyler maden. Sürekli altın ve demir-çelik satıyoruz. Dünyanın en büyük 2. altın ihracatçısıyız. Yanlış duymadınız neredeyse altın sıçıyoruz ama halk fakir. Aynı Afrika´daki ülkeler gibi sömürülüyoruz ve altın da çıksa, elmas da, bor da çıksa, ne çıkarsa çıksın halk yine fakir yine fakir. Kısacası boşuna ümitlenmeyin, bize yedirmezler çünkü hakkımızı aramayı bilmiyoruz. |
A7A (02/06/2012 - 14:33) | Borda enerji olmadığını duymuştum. Ama hidrojen tutuculuğu iyimiş diyede biliyorum. Birde su ile çalışan araç rivayetinin de suda ki hidrojenin kullanılması ile olduğunu bunu da borla yaptıklarını duymuştum. 60lt deposu olan petrol türevi yakıtlarla çalışan araçların yapabildiği menzili ise bir tanker kadar deposu olan bu araçların yapabileceğini de duymuştum. Yani dedikleriniz doğru. Şuandan bahsetmiyorum zaten. Ama nasıl ki bir cep telefonu ankisörlü telefon kadar icat edilip şuanda cebinize koyduğunuz da bazen orda olduğunu unutabileceğiniz kadar küçüldüyse ve verimliliği arttıysa bunlarda böle olacaktır. Nede olsa petrol diye kullandığımız dinazorlar. Birgün bitecek o dinazorlarda. Ve biz daha dünyaya başımızı göstermeden bunu bilen insanlar vardı ve çalışmaya başlamışlardı. Bakalım neler olacak. |
sylarfb (02/06/2012 - 16:06) | altın sıçtığımız yok saçmalamayın |
nalmes (04/06/2012 - 19:36) | @sass türkiye altın ithal edip işleyip ihraç ediyor. nerdeyse en büyük altın ithalatçısı ve ihracatçılarından biriyiz . altın ve elmas pırlanta işleme konusunda dünyanın en iyilerindeniz. altın üretimi fazla değil. yazdıkların tam sallamasyon olmuş. ham demir değil demir-çelik ürünleri ihraç ediyoruz. bu kötü değil iyi bir şey. hem iç piyasaya hem dışa üretim yetiyor. ayrıca otomotiv olsun beyaz eşya gibi demir çelik ürünlerini de ihraç ediyoruz. az basit google la öğrenirsin birde bor meselesi amerikanın elindeki bor seninki ile kıyas edilemez. borun çeşitleri ve kaliteleri mevcut. ayrıca üretim pahalı ise neden çıkarsın senden ucuza almak varken.. genel kültürün çok zayıf dostum. sadece görüşüne yatkın başkalının sözlerini yazıyorsun. araştırdığın yada bildiğin bir şey yok |
sass (04/06/2012 - 23:28) | @nalmes Altın ve demir - çelik konusunda ham vurgusunu yapmadım. Çoğunun işlenerek satıldığını herkes biliyordur diye ama bilmeyenler varmış. İşlense de işlenmese de maden olarak tekrar kullanılabiliyor mu? Evet. Onun için bir ayrım yapma gereği duymadım. Yani her halükarda maden oluyor kendileri. Yoksa niye İran bizden bir anda tonlarca altın alsın veya 40 yıldır hiç altın almamış merkez bankaları niye altın stoklasın ya da niye işlenmiş dediğin altınlar yastık altında saklanıyor ? Çünkü bu madenlerin yok olmayan bir değeri var ve diplomatik ilişkilerin bozulduğu anda kimse bu madenleri sana satmaz. Bugün hurda metal almak için bile diplomatik ilişkilerinin iyi olması, karşılıklı anlaşmaların olması gerekli Kazakistan ile yaptığımız gibi. Altın üretimi için sıçmak tabirini kullandım. Belki biraz uçuk bir tabir ama doğruluk payı mevcut. Altın üretiminde dünya sıralamasında ilk 20´deyiz. Petrol veya doğalgaz üretiminde ilk 20´de olan ülkelere petrol zengini demiyor muyuz? Diyoruz. Keşke biz de öyle olsak diye neredeyse herkes iç geçiriyor. Biz de altın zenginiyiz o zaman. Avrupa´da bizden daha fazla altın üreten ülke yok. Avrupa´daki toplam üretim 35 ton iken bunun 25 tonunu biz çıkartıyoruz. Sıçmak deyimini karşılaması için bahçenizden çıkmasını falan mı bekliyorsunuz? Dünya´da bizden fazla üreten dünya ülkelerine bakıldığında da gelişmiş bir kaç ülke görebilirsin ve üretimi yüksek diğer ülkelerin gelişmiş ve zengin olduğunu söyleyemezsin. Fakat bizden daha fazla üreten o kadar ülke varken ve fakirlikle uğraşırken niye adamlar ihracatta bu kadar gerideler? Hiç mi kafası çalışmıyor bu adamların da dışarıya bizim kadar çok satmıyorlar(Hatırlatma: Altın ihracatında dünyada 2. sıradayız). Oysa biz dışarıdan bile alıyoruz sırf ucuz işçilik ekleyip satabilmek için. 300 ton altın üreten Afrika ülkeleri 30 ton altın ihraç etmez iken biz 25 ton altın üretimimizle yine 25 ton altın satarak dünya 2.´si oluyoruz. Sence de bir terslik yok mu, nalmes? Yoksa google´da yazmıyor mu? Görüşünü savunan bir yazar henüz bu konu hakkında yazı yazmamış mı? Yazık. Demir-çelik´i dışarıya mamul olarak sattığımızı ve iyi olduğunu savunmuşsun. Sattığımız şeylere basit işçilik yapıyoruz ve tamam para kazandık diyoruz. Bu iyi ve yeterli mi sence? Teknoloji eklemiyoruz. Basit işçiliğini bize yaptırıp hatta bazıları montajını da bize yaptırıp, bize kat kat pahalı olarak satıyorlar ama boş ver biz döktük o arabanın motor bloğunu, değil mi? Özellikle otomotivde, beyaz eşyada da bir kaç temel üretim yöntemi dışında montaj ülkesinden başka bir şey değiliz. Adamlar sadece yöneterek zengin oluyorlar. Sebep? Markalaşma ve teknoloji eksikliği. Biz köpek gibi çalışalım, karnımız doysun, memnun olalım. 100 yıldır üretilen arabanın parçalarını önümüze konulan resim ve talimatlarla ürettik, toplamayı bile başardık, büyük başarı. Bor konusunda bizimkinin daha kaliteli, çıkarmaya daha elverişli olduğunu bütün devlet kurumlarımız ve bütün akademik araştırmalar söylüyor. Amerika´dakinin daha iyi olduğunu, kıyas bile edilemeyeceğini söyleyerek sen baya bir sallıyorsun, saçma iddaanı destekleyecek hiç bir bilgi de bulamazsın zaten. Genel kültürün artsın diye söylüyorum. Amerika´nın bor madeni daha derinlerde olduğu için onlardaki bor madeninin saflığı bizimkinden çok daha düşük. Bizim madenimiz yüzeye yakın olduğu için diğer madenlerle karışma şansı çok az ve çıkarma maliyeti de az. Zaten borun sınıflandırılması da karıştığı diğer madenlere göre yapılıyor ve bizim ki en az karışan olduğu için kalitesi en yüksek olanı oluyor. Biraz okumayı, güncel şeyleri araştırmayı denesen kendi kendini tekzip edeceksin. Biz işlemeyi bilmediğimiz için bizim ki ham olarak satılıyor, ayrıca baştakiler Amerika´ya yaransın diye anlaşmalar yapmış ve Amerika´ya iç piyasaya verdiğimizden daha ucuza, sınırsız olarak vermek zorundayız; Amerika´nın ta 1950´lerde stratejik maden kabul ettiği bor madenini. Kimse ben bundan sonra sana şu kadar ton kota koydum, bundan sonra 400-500 dolardan satacağım diyemiyor. Adamlar ucuzdan alıp stok yapıyorlar, bilmem kaç yüz yıl sonra bitecek maden için. Biz ise günü kurtaracak hamleler bile yapamıyoruz, bor madeni hakkında akademik çalışma bile yapamıyoruz. Japonya, Almanya, Fransa, Hindistan, İngiltere, Kanada ve Güney Kore hiç bor madeni rezervi olmadığı halde bizden daha fazla akademik çalışma yapmış. Yani hem ekonomik, hem siyasi, hem teknolojik, hem de akademik yönden kimsenin ilgisini çekmiyor biz de. Biz de ondan çok var deyip, yollanan taş parçaları(Tarihi eserler) gibi. Sanıyorum senin de ilgini çekmiyor çünkü adamlar daha ucuz diye kendi madenlerini kapatıp bizden stratejik bir madeni alıyorlar ama sen haklılar gibi bir yaklaşımla eleştirme isteği bile duymamışsın. Halinden memnunsun veya senin görüşünde olan birileri herhangi bir yargıya varmadığından da olabilir. Google tutukluk yapmamıştır herhalde |
nalmes (05/06/2012 - 01:24) | @sass ilk altın kısmına gelince. hala ucuz işçilikten en çok altın sattığımızdan bahsediyorsun. ilk yazdığın mesajda altın sıçtığımızdan-ki burda altın madenimiz bolmuş çok çıkarıyoruz anlamı vardı , bunu petrolu çok çıkaranlarla bile karşılaştırmışsın- bahsetmişsin, oysa altın dışarıdan alınıp işleniyor ve ihraç ediliyor bunun neresi zararlı? dışarıya emek ihraç ediyorsun? mal iş satıyorsun? sorun ne burda anlamadım. hala nesini saunuyorsun? keşke daha çok alıp işleyip satsak. vede altın işlemeciliğine ucuz işçilik mi diyorsun? :) buna cevap dahi vermiyorum... çok komikti iran senden işlenmiş altın almıyor. külçe atın alıyor. rezerv olarak kullanılan altın. sen daha ucuza alabilyorsun vede daha pahalıya bunu satıyorsun? bunun nesi zarar? altın üretiminde ilk 20 de olmamız çok önemli değil. burda kafa karıştırmışsın. ilk 5 in üretimi ile 10 dan sonrakilerin arasında dağlar kadar fark var. kat kat kat ve kat fark sonuçda bu bir maden ve varsa çıkarırsın yoksa çıkaramazsın. demir çelik dışarıya profil yada ray çeliği yada sac olarak satılsın sorun ne? sonuçda ihracat girdisi elde ediliyormu? bu yarı mamulleri mamul olarak satacak kapasite veya yatırımın mevcut mu? bu yatırımı yapacak paran mevcut mu? dışarıya satılanı ucuz buluyorsan kur fabrika sen mamul yap pahalı sat? ekonomik gücün varmı? sonuçda o ekonomik gücü bile bu yarı mamul satark kazanabilrsin? çok basit şovenist yargıların var. ama reeldekilerle uyum yok maalesef düşüncelerinin. laf demekle iş olmuyor maalesef. o dediğin üretimi yapabilecek ekonomik kuvvetinde olması gerekiyor. ayrıca türkçeni biraz daha kuvvetlendir. bor konusunda yazarken amerikanın borunun daha düşük kalitede olduğunu ve daha zor çıkarıldığını kasdettim neden daha kaliteli ürün dururken kendisinin çıkarması zor ve kalitesizi kullansın ki? yazdıklarım bu idi. bor istediğin fiyatı koyamazsın. tekel olsan bile. sen buna koyarsan oda elindeki farklı şeylere istediği fiyatı koyar. toplam ekonomi ile alakalı bir durum. ekonomin yeterince kuvvetli olursa sözün geçer. nadir metal bilrmisin. dünyada sadece çin üretiyor büyük çoğunu. farklı ülkedekiler kapandı. çin daha ucuz olduğu için. bir çoğuda sadece çinde var. buna rağmen çin bile istediği gibi yükseltemiyor. ismi üzerinde nadir metaller. az ve pahalı. oyle orda klavye başında yazmakla istemekle borun fiyatı yükselmiyor. ve araştırma konusuna gelince temel ihtiyaçlarını karşılayamayan devlet neyi araştıracak? devlet ve ekonomi tartışmasına girmeyelim. devleti soyanlar zarara uğratanlar veya ülkeyi saçma meselelerle uğraşıp bu hale getirenler kimler zaten yakın tarih bilen biliyor. bu ülke neden bu halde kim bu ülkeye ne katmış. hepsi zaten belli biliniyor. o dediklerin yapılır ama önce onlar içinde para lazım. fazla tartışmaya gerek yok. |
sass (05/06/2012 - 06:35) | @nalmes Altın madenini çok mu çıkarıyoruz? Dünya´da ilk 20´de olmamız ve Avrupa´da çıkarılan altının 3´te ikisini çıkarmak benim için bu sorunun cevabını veriyor. Kafası karışan sensin herhalde, "biz o kadar altın çıkarıyor muyduk?" diye. Sen kabul et, etme; durum bu. Petrolden örnek vererek insanların aslında olayı nasıl kabul ettiklerini de söyledim. Olaylara nesnel yaklaşamıyorsun ve hazmetme problemin var, anladığım kadarıyla. Evet altın işçiliği ucuz. Cahillik mutlu ettiği için istediğin kadar gülebilirsin. Altının, işçilik sonrası 2-3 katına satıldığını gördün mü? Göremezsin. Bir şey maliyetinin en az 2,5-3 katına satılamıyorsa devam ettirilebilir bir kar elde edemezsin. Çünkü 3´e satılan şeyin 1´i vergiye 1´i de maliyete gidince sana 1 kalır. Bu kadar çok karlı bir iş ve bu kadar ton altın alıp-satıyoruz, işliyoruz ama vergide ilk yüze giremiyor bu işi yapanlar. İşin altın formülünü bulmuşuz ama bir türlü köşeyi dönemiyoruz. Nasıl iştir bu anlamadım. Sütçüler, mermerciler, avukatlar, boyacılar hatta sanatçılar da bu listeye girmiş ama altıncıları çok zor görüyoruz. Bir gariplik yok mu sence? Yoksa birisi bu işe karlı deyip bizi mi kazıklamaya çalışıyor? Varsa çıkarırsın yoksa çıkaramazsın diyorsun ya işte sorun burada. Bitince ne yapacaksın? 3 kuruş kar yapacağım diye şimdi satıyorsun ya sonrası? Altın olur, demir olur, bor olur farketmez. Elbet bitecek. Elde ettiğin minik kar bunu telafi edecek düzeyde mi? Olmadığı aşikar. Elde edilen minik karın bizim aç karnımızı doyurmadığını sen ifade etmişsin dolaylı yollardan. Bizden daha aç durumdaki ülkeler ve senin kat ve kat fazla üretiyor dediğin ülkeler bile bizim kadar altın satmıyor. Oysa ki ürettiklerinin 10´da birini satsa bizi geçecek ülkeler var. Daha fazlasını satsalar belki lüks içinde yaşayacaklar değil mi? Ne kadar saf bu ülkeler değil mi? Satsalar, kar etseler, nesi zarar olacak değil mi? Yarı mamul satarak belini doğrultan ülke görmedim. Örnek verirsen iyi olur. Metali presledin veya eritip, döktün tamam köşeyi döndün. Çok basitmiş. Kaç yıldır yapıyoruz bu işleri? Niye hala ekonomimiz oluşmadı peki? Daha kaç yıl bu şekilde sömürülmemiz gerekiyor? Ben sana söyleyeyim 100 yıl da yarı mamul üretsen pek bir ekonomin olmaz. Orta sınıf ülke olarak takılırsın. Ucuz işçilik timsali Çin bile her zaman katma değer getirecek mamuller satmaya çalışıyordu. Dışa bağımlılığını kırıp kendi kendine yapmaya çalışıyordu. Dandik yapıyorlardı ama kendileri yapıyorlardı, amaçları daima mamul idi. Şimdi her şeyi yapıyorlar, elektronik konusundaki gelişimleri ile ekonomileri de gelişti. Yarı mamul veya basit mamuller ile daima gelişmemiş kalırsın. Ayrıca senin söylediğin şeyi aklın alıyor mu? Devlet fabrika mı kuramayacak? Gereksiz otoyollardan birini yapmasaydılar 10-15 tane fabrika kurabilirdin. Boşa harcanan, yenen paraları bilmesek sadece temel ihtiyaçlarımıza harcandığını sanacağız. İsteseler istedikleri fabrikayı kurarlar ama yiyecekleri parayı niye harcasınlar ki? Otomobil fabrikası kursan en fazla 4 milyar dolar imiş gelir dengesini sağlayana kadar. Yanına iki tane ortak alsan şu her ay telefonlardan kesilen 1.1 liralık vergi ile bile kurabilirsin. Hiç paran yoksa da zamlardan birini %20 yerine 25 yaparsın kurarsın ama hiç öyle bir girişim yok. Bir tane fabrika kurmadılar. Hep sat, hep sat yapıldı. Türkçe ile sorunu olan da sensin. Hem kendini ifade etmekte zorlanıyorsun ki kurduğun cümleler acınacak durumda, hem de okumakta zorlanıyorsun. İran´a işlenmiş altın mı verdik dedim? Hayır. Öyle senin dediğin gibi ucuza alıp, daha pahalıya satmak düşüncesi biraz hayal. Altının fiyatı dünyada bellidir. Büyük miktarlarda oynamalar olmaz. Nakliye, vergi, güvenlik gibi dertlerini de düşününce kar bir hayal oluyor. Pakistan´a eski otobüslerimizi bedavadan verdiğimiz gibi üzerine kar koymadan vermişizdir. Ayrıca konuya hiç bir katkısı olmayan demagojiler üzerinden tartışmaya çalışıyorsun. Bu da bilgi yetersizliğini ispatlayan durumlardan biri. Kelimelere takılıp, takılıp duruyorsun bozuk plak gibi. Cümlelere, paragraflara ve konunun bütününe bakabilmen için evrim geçirmeni bekleyeceğiz herhalde. Bor konusunda istediğin fiyatı koyarsın çünkü sana yapılacak en büyük yaptırım ambargodur. Ambargo yapacak ülke de yegane müşterimiz Amerika.İstediğin fiyatı koyamasan da iç piyasadan baya bir ucuza dışarıya vermek nedir? Hangi uluslararası ticaret kanunlarında var? İç piyasa fiyatının biraz üstüne çıkarsak, biraz da kota koysak hiç bir şey yapamazlar. Almaya devam ederler. Nadir metaller olayını görmüştüm yakın zamanda. Nadir metaller konusunda Çin ile diğer ülkeler yıllardır sorunlu ama yine de Çin´den, Çin´in belirlediği miktarlarda ve fiyatlarda almak zorunda kalıyorlar. Yani Çin istediği fiyatı belirliyor ve belli miktarlarda satıyor bu metalleri. Yıllardır yapılan itirazlar da sonuçsuz kaldı. Bu sene ki itiraz da ne olur bilinmez ama sonuç çıkacağını düşünmüyorum. Avrupa, geri dönüşüm yaparak bu sorunu hafifletmeyi düşünüyordu. Hurdalar bile stratejik öneme sahip iken ve karşılıklı anlaşmalar yapmadan alamamana rağmen hala madenlerin üç kuruş için satılmasını destekleyenler var, ilginç. Araştırma konusu da zor bir şey değil. Şu gereksiz, her yere kurulan üniversitelerden 3 tanesini kapatıp, bir tane bor üniversitesi yap bakalım nasıl araştırma yapılıyor, nasıl teknoloji gelişiyor. Rusya´da sadece nükleer üzerine üniversite var. Adamlara gökten mi indi teknoloji veya o kadar badire atlattıktan sonra para içinde mi yüzüyorlardı? Nasıl yaptılar bu işleri? Kafa yok demiyorlar da para yok diyor insanlar, nedense. Sonuç olarak bu ülkede ne çıkarsa çıksın, ne zengini olursak olalım, bize yar etmezler. Çünkü hakkımızı almayı bilmiyoruz. Kafası çalışmayan insanların dediklerine boyun eğip, inanıyoruz, onları baş tacı yapıyoruz. Amerika´ya karşı gelinemeyecek bir güç gibi bakıyoruz. Amerika´nın dediklerini yapıyoruz. %70´i bizde olan maden de bile söz sahibi değiliz ve bunun için kimse bir şeyler yapmıyorsa, yapanlar da eleştiriliyorsa o zaman bizim için bu tür şeylerin bir önemi yok. Bor madeniyle yapılan buluş ve geliştirmelerin de olabildiğince üstünün kapanacağı, gerekli desteklerin kasıtlı olarak verilmeyeceği düşüncesindeyim. % 80 karı onlara verirsek belki yeşil ışık yakarlar, ne dersiniz? |
Kaspersky (08/06/2012 - 22:21) | Şu anki petrol rezervlerine baktığınızda 50-60 yıl daha gideri var şu an 24 yaşındaysan petrol bitince 84 olucan o saatten sonra napıcan arabayı zaten bence hiç kasmayın, biz diğer tarafa gidene kadar düşünmemiz gereken araçlar diesel-hybrid araçlar olucak demedi demeyin sonra, şu an bütün çalışmalar nerdeyse buraya kaydı ;) Hidrojeni yakıt olarak kullanmaya gelince haliyle kağıt üzerinde benzinin 5-6 katı alt ısıl değeri var hidrojenin boru değil, bu yüzden yakıt olarak kullanmaya çalışılıyo ki emisyonu da 0 çünkü su buharı :D Yakıtlar ve Yanma alan varsa Alp Hocadan kendisi bir dersinde bunu izah etmişti, ileride inş borla alakalı bir şeyler olur da biz de yolumuzu buluruz şimdilik böyle devam |