usis - mkm

AnasayfaDers Bilgi BankasıDers NotlarıSohbetİletişim
kullanıcı adı:     şifre:    Beni Hatırla       
kanal istanbul


görünen o ki nüfusu çatalca-büyükçekmece-silivri taraflarına doğru kaydıracaklar. tabi bu proje türkiyede 20 senede bitirilmez gerçekçi olalım.


gönderen: capusca - 29/04/2011 - 06:15
 Konu Hakkında Yapılan Yorumlar:
yorum yapan(tarih) yorum
kırocano
(29/04/2011 - 14:09)
nüfusu o tarafa nasıl kaydıracak. bağcılar zeytinburnu mecidiyeköy buradaki evler yıkılacak mı? hayır sadece o çevrede de nüfus arttırılıp istanbula göçle nüfus 25 milyona vurdurulacak. projenin kattığı hiç bir şey yok. safi zarar.
malumkisi
(29/04/2011 - 16:46)
niye taşıyamasın ki ytüyü taşısa mecidiyeköyde oturanların çoğu o çevrede yaşamaya başlar

ilyas
(29/04/2011 - 16:59)
Ekosistemi tamamen değiştirecek bir proje. Buna değip değmeyeceği tartışılır.

Proje zaten on yıldan fazla bir zamanda yapılacak olarak öngörülüyor. (2023) RTE´nin deyimiyle ´cazibe merkezi´ haline gelmesi ise muhtemelen 20-25 yılı bulur. Baha herhangi bir faydası olurmuş gibi görünmedi -yani boğaz trafiğinin rahatlamasının ne işe yarayacağını anlamamıştım- biraz bakındım ne demişler diye; uluslar arası tanker sahipleri birliği başkanı projeyi coşkuyla karşılamış. Demek ki işlerine yarayacak bir şey. Yani boğaz trafiğinden şikayetçilermiş. İkinci bir artı olarak da boğaz doğa sporlarına açılabilecekmiş. Son olarak en önemli savunuları boğazdan geçen tankerlerin olası sızıntıları durumunda çevreye büyük zararlar verebilirmiş. Bunu önleyecekmiş. Genellikle unvanı ticaret ya da ekonomi sıfatlarını içerenler projeyi destekliyor.

Ekosistem konusuna gelince her şeyin başında ormanları katli vacip kabul etmeden yapılamayacağına göre bir orman ve doğal yaşam katliamı olacağını öngörebiliyoruz. Projenin tam yeri açıklanmadığı için hangi nehirlerin ve toprak altı sularının yolları nasıl değiştirilecek, bu sular nereleri basacak; nereler kuruyacak şu an bilemiyoruz fakat yakın zamanda öğreniriz. Kanal bitmeden öngöremeyeceğimiz bir sorun da akıntı imiş; Karadeniz´e bıraktığımız biyolojik atıkların Marmara´ya gelmesi muhtemelmiş; bunlar canlı yaşamını doğrudan etkilermiş falan filan. Çevreye vereceği zararlara yönelik pek çok öngörü var ama tam olarak anlamadığım için buraya da yazmıyorum.

Çevre konusunda eleştirmemizin sanırım bir anlamı yok çünkü mevcut hükumetin icraatlarından anladığımız kadarıyla ve okuldaki insanların genel tavırlarından anladığım kadarıyla ne onların, ne destekçilerinin ne de sizin hemen hiç umurunda değil. Önemli olan ekonomi.
Öyleyse ekonomiden bahsedelim; hükumet on milyar doların üstünde bir masrafı olacak dedi. Nedense haberlerde falan yirmi milyar dolar olarak algılandı.Amerika mühendisler birliği eski başkanı William F. Marcuson ise kilometre başına yaklaşık bir milyar dolar civarında bir maliyeti olacağını söylemiş yani onun görüşüne göre toplam maliyet kırk milyar doların üstüne çıkacak. Artık kaç yılda kendini amorti eder bilemem, ondan bahseden yok. (Ekonomi kısmı benim umurumda değil sizin ilginizi çeker diye belirttim.)

Bu arada İngiltere´de inşaat mühendislerine yönelik dergi çıkaran bir eleman da "Oha! lan süper proje ama biraz zor yaparsınız, demiş."

Kırocano´nun eleştirisine yüzde yüz katılıyorum. Üçüncü köprü projesinde olduğu gibi bu projede de memleketi İstanbul´a yığma fikri görülüyor. Merkez Bankasını İstanbul´a taşıma çabalarını da göz önüne alırsanız. Bütün bunlar başka bir şeye işaret eder mi? Bence EVET.
malumkisi
(29/04/2011 - 18:14)
çevreden bahsediyorsun da ne çevresi ist. şuan yeniden yapılanma isteniliyor yüksek binalar ama bahçesi parkı olan semtler isteniyor

fikirtepe yi bilen bilir berbat bir yer orada dedilerki kardeşim sizi bir yere yerleştirelim biz buraları imar edelim

gelincede herkese yepyeni dairelerden verelim dediler

ne oldu yok olmazmış

otur o zaman berbat yerde

şuan devlet isetediği her araziye el koyar isterse

illa zor mu kullanacaklar

o ev senin ama semt devletin

ev satın alınca ben istediğimi yaparım diyemiyorsun


gezin biraz sonra konuşun bence

yenibosna bağcılar avcılar zeytinburnuna gidin

kaç tane ağaç göreceksiniz ki bu binalar 25-30 yıllık depremde yıkılacaklar ama halk buna destek vermezse nasıl yapılacak

birşeyler

aynen çağlayan meydanına yapılan al t geçit gibi

6 ay ya ölmedik işte ama orası nasıl işe yarayacak

ki yeni semtler olmalı ist çok kötü durumda
balance
(29/04/2011 - 18:37)
kesinlikle dememekle birlikte yapılabilecek bir proje topluluğu.iş sadece kanalı açıp gemileri geçirmekle kalmayacak ekonomiye de büyük katkı sağlayacak.öte yandan şunu yapmayalım ormanlar yok oluyor bunu yapmayalım göller ,akarsular kuruyor , dur sen düşünme başka ülkeler düşünsün sen onlardan satın al veya onlara sat..bu köhneleşmiş düşüncelerden kurtulmak gerekiyor artık..onu yapma bunu yapma Cumhuriyetin ilanından bu yana ne yapıldı doğru düzgün, Türkiye hakettiği yerde mi ?,hayır.hala terörle ,sağ -solla,şunla bunla uğraşıyor... her zaman jeopolitik konumundan bahsedilir Türkiye´nin ilkokuldan beri akıllara kazınır ,bu yaşa geldim para getiren bir yanını görmedim jeopolitik konumumuzun.bazı şeyler sözde olmaz ortaya bir fikir atarsın bütün birimlerinle özel sermayeyle işin altından kalkarsın,pazarlamayı da iyi yaparsan hiç bir proje atıl ve gereksiz kalmaz .arkadaşlar demem o ki boşverin çılgın olsun boşverin hayalperest olsun, bu tip projelerden söz edebilir seviyede olmak bile sevinç verici bence. ilaveten Fatih´in İstanbul´u nasıl fethettiğini bilmeyen yoktur herhalde.çılgınlık bizim kanımızda var...

´´II. Mehmed, donanmanın karadan yürütülüp Haliç´e indirilebileceğni belirtti. Birçok vezir ve paşa bu duruma tepki gösterdi. Sultan görüşlere tepki göstererek:

Biz Peygamber müjdesini gerçekleştirmeye geldik. Biz Sultan Murad Han oğlu Mehmed Han´ız. Allah´ın izni ve yardımı ile imkansızı mümkün yaparız. Davranın, amele bulun, usta bulun! Dolmabahçe´den Beyoğlu sırtlarına doğru geniş bir yol açın. Yol boyunca kızakları döşeyin. Cenevizliler´den yağ alıp kızakları yağlayın. Amma çok gizli tutun. Bizans bu durumu fark etmemeli.


dedi.

Bunun üzerine 67 (veya 72) parçalık donanma´nın Haliç´e indirilmesi kararlaştırıldı.Dolmabahçe´den Beyoğlu sırtlarına uzanan bir yol yapıldı. Kızaklar döşenip, yağlandı. Gemilerin altına konacak arabalar hazırlandı. Çok sayıda manda ve öküz sağlandı. Cenevizli casuslar ise yoğun çalışmayı görüyor, ama kestiremiyorlardı. Bu sırada Molla Gürani, yanında talebeleriyle geldi. Molla Gürani, fethin Sultan Mehmet´e gerçekleşeceğini belirterek:

Hünkarım, fetih size nasip olacaktır. Sakın vazgeçmeyin. Müritlerimle geldim. Kefenlerimiz boynumuzdadır. Ölene kadar fetih yolunda yürümeye andımız var. ´´





ilyas
(29/04/2011 - 18:54)
Çevre deyince beton yığınlarını mı algılıyorsun. Aferin sana.

Formula 1 pistinin, üçüncü köprünün ya da kanal istanbul´un yok edeceği doğal yaşam alanlarında yaşayan geyiklere, tilkilere, yaban domuzlarına, bu bölgelerde konaklayan göçmen kuşlara da 2+1 konut almaları için kredi verirsiniz artık.

Ayrıca sen devleti ne zannediyorsun? İstediği yere el koyarmış. Devletin böyle bir hakkı yok; eğer istemediğim halde beni yerimden mahrum bırakıyorsa bunun adı zulümdür. Artık zihniniz nasıl evrilmişse İktidarları ya da para sahiplerini her zaman istediğini yapma hakkına sahip görüyorsunuz.

Umurunuzda değil demiştim ya, yanılmışım. Siz çevre ne demek onu bile bilmiyorsunuz.

balance senin bahsettiğin konuyla alakası olmayan şeylere hiç girmiyorum. Sadece bir şeyler yapmak için İstanbul´u yok etmek zorunda değilsiniz bunu bilin.
balance
(29/04/2011 - 18:59)
tamam ilyas sen de haklısın
sana ekosistemin ile beraber mutlu ve refah düzeyi az olan bir hayat diliyorum...
ketoo
(29/04/2011 - 19:32)
balance a katılıyorum. abi hiç bişey yapmayalım o zaman.kimi çıkar baraj istemez kimi çıkar nükleer istemez o savunma sanayine karşı bu köprüye,kanala karşı ne yapsın bu ülke nası kalkınsın yani cevabını biliyosanız hiç mühendisliğe gerek yok dalın siyasete....
arthas_menethil
(29/04/2011 - 21:22)
o kanalı yapınca asgari ücret mi artacak?yada işsizlik mi azalacak?önce memleketi satmayı bıraksınlar sonra bizim projemiz var desinler.
kırocano
(29/04/2011 - 22:53)
bakın güzel kardeşlerim size çok basite indirgeyerek anlatacağım. karşılığında da o öyle değil böyle projenin şu faydası var o maliyete değer gibi cevaplarınızı bekliyorum.

şimdi kanal yapıldı. 3. körp yapıldı kanal etrafına ve istanbulun kuzey kısmına 10 milyon kişilik konut yapıldı. bu konutlar yapılırken yandaşlar inanılmaz paralar yedi. çünkü arsaları onlar çoktan satın almıştı bile. bedavaya aldığı arsanın üstüne yaptığı evi maliyetinin 5 10 katına satıp parayı kırdı. hatta malumkişi arkadaşımızın dediği gibi yıldız kampüsü komple yıkıldı yeni bölgeye yıldız kampüsü açıldı. mecidiyeköydeki öğrenciler yeni bölgeye gitti.

hadi diyelim tüm istanbullu zenginya yeni konutlara gittiler. şimdi benim mecidiyeköydeki evim ne oldu boş kaldı. napıcam bunu yıkıp parkmı yapıcam devlete hayır olsun diye. hayır tekrar kiraya vericem biri tutana kadar fiyatı düşürecem. yani istanbul genelinde ev kira fiyatları düştü bir de 10 milyonluk boşluk oluştu. şimdi elazığda çanakkalede ne bileyim bilecikte oturan adam işsizlikten yakınırken diyecek ki istanbulda ev kiraları düştü hem orda iş imkanları daha fazla ben gidiyorum istanbula. parası yoksa gidecek bağcılarda oturacak. ee nooldu zamanla dışa kaçan 10 milyonu başkası doldurdu. nüdus arttımı 10 milyon. bağcılardaki binalar orada mı orada mecidiyekoy orada mı orada.



şimdi sonuç karda olanlara bakıyoruz
+yandaşlar yapım ihalelerinden ve toplu konutlardan para götürenler.


zaradakiler
-iş bulmak için yurdundan kopan vatandaş
-25 milyonluk sıkış tıkış bir şehirde yaşamaya çalışan 25 milyon vatanda. trafiği düşünün bakalım.
-abuk subuk bir işe yaramayan kanala harcanan paranın kaynağı olan 70 milyon vatandaş.
-kuzeydeki ormanların ortadan kalkmasıyla oksijen oranı düşen hava kalitesi rezil duruma gelen istanbul


evet bekliyorum şimdi cevapları o öyle değil şöyle. ya da projenin şu katkısı var diye.

sen vizyon sahibi değilsin vizyon işi diyerek savunma yapmayın. neyse bu vizyon savunacak bir yanı yok vizyonda vizyon.


arthas_menethil
(29/04/2011 - 23:00)
anahtar kelimeler:yandaş,haksız kazanç

olabilir bu yazının :d
zabatron
(29/04/2011 - 23:47)
parayı veren düdüğü calacak bızım gıbı fakır muhendıslerde konusmakla kalacak. Proje tamamen sacmalık hatta bence proje bıle degıl. Sadece sacmalık
psexex
(30/04/2011 - 02:59)
Ayranımız yok içmeye, kanalla gideriz ...
maverick87
(30/04/2011 - 04:23)
bi ata sözüde benden;
her kuşu sevdik kaldı baykuş...
chorock
(30/04/2011 - 10:12)
biz bavulları hazırladık zaten, evi satıp oraya yerleşicez.
kanal yapıp kalkınacağız çılgın mı çılgın projemizle. göç de duracak...

mağarada mı okuyosunuz ağalar? hiç mi mardin´den samsun´dan, antalya´dan gelip okuyan arkadaşınız yok. Bu arkadaşlarınızın kaçı mezun olduktan sonra memleketlerinin yolunu tutacak? Neden tutsun? Mesleğini yapabilecekler mi orada? İStanbul a yatırım yapıp göçü durduracaktık ama... Kanal açıp bir de.. iş imkanı sunucaz, istihdam yaratıcaz 10 larca milyar dolar harcayarak yeni amele alımı yapıcaz. Kim kişinin memleketinde çalışmasını sağlayabilecek bu kanal mı?


Nüfus oraya kayacakmış. İstanbulda daha deniz görmeyen 1 milyon kişi var onlar mı oraya gidecek yoksa sen mi?

@ketoo dediğin gibi hiç mühendisliğe gerek yok, mimarlar, şehir bölge planlamacılar, heykeltraşçılar, mühendisler işini yapamaz. Her işi yapan tek kişi var zaten, çılgın ticaretçimiz.
ilyas
(30/04/2011 - 16:22)
balance bende sana iyi dileklerde bulunabilirdim ama sahtekarlık etmeyeceğim. (bundan sonra yazdıklarımı üstüne alınma)

-Formula 1 pistini bu sulak araziye yapmak yerine Kayseri´e Eskişehir´e falan yapın. Hem o bölgelerin kalkınmasına yardımcı olur hem de buraya yaparak İstanbul´u susuzluk tehlikesiyle karşı karşıya bırakmazsınız demiştik.
-Çevreciler her şeye muhaliftir zaten. Onlar ne anlar demiştiniz.
Ancak daha sonra İstanbul´un suyu yetmeyince Melen´i İstanbul´a taşımak zorunda kaldınız. O bölge zaten umurunuzda değil.

İstanbul´un suyuna, trafiğine, havasına çözüm bulmanın tek yolu diğer illerde düzenli istihdam yaratmak, yani tersine göçü hızlandırmak olacaktır. Evet bunun için taşımacılığın ucuzlaması gerekiyor. Buna bir çare düşünülmeli. Son zamanlarda artan raylı sistem yatırımları, katlanarak arttırılmalı falan filan. Eğer özel sektör ikna edilemiyorsa devlet vergi indirimi ya da ucuz petrol satımı ile bunu sağlamalı. Zannedersem İstanbul´a bu çılgınlıktan daha faydalı olacaktır.

Bu şiir sizin için...
http://www.youtube.com/watch?v=Bc1O8A8n5H8
Üstüne düşünün.
ezo
(01/05/2011 - 01:24)
‘Ekolojik sistemi değiştirir’

- Prof. Dr. Şükrü Ersoy (Yıldız Teknik Üniversitesi Doğa Bilimleri Araştırma Merkezi Başkanı):

“Ekolojik yapıyı değiştireceği muhakkak. Bu proje hayata geçtiğinde hiç kuşkusuz mikroklimatolojiyi de etkileyecektir. Ve mikroklimatoloji doğal olarak değişecektir. Bu da bölgedeki endemik bitkilere, hayvanlara zarar verebilir. Bu tür projeler kamuoyuna açıklanmadan önce tartışmaya açılması daha doğru olurdu. Şimdi biz yaptık, siz tartışın şekline dönüşüyor ve bu hiç de şık bir davranış olmuyor. Eğer burada oluşturulacak kıyı şeridi bir rant doğuracaksa, yani ranta yönelik olacaksa risk tabii ki çok daha büyük olur. Yenilikçi projelere karşı değilim ama çevreye vereceği zararı iyi hesaplamak gerekir. Mersin Akkuyu’da da aynı şey yapılmaya çalışılıyor. Zamanında nükleer santrala imza koyan hocalar bile, ‘Araştırma yaptığımızda tehlikenin bu kadar büyük olduğunun farkında değildik. Tekrar tartışmaya açalım, uygunsa yapalım’ diyorlar.”

http://www.gercekgundem.com/?p=367848


malumkisi
(01/05/2011 - 01:53)
ya sanki bunu yapmasak doğa korunuyor herkes tarafından
ezo
(01/05/2011 - 02:16)
doğayı koruyamamakla , bilinçli olarak ekosistemi bozmayı kefelere nasıl koyduğunla alakalı...aynı şeyler mi acaba.
pre
(01/05/2011 - 02:23)
Yapım sırasında kesilecek 1 milyonun üzerinde ağaç, değişecek su rejimleri, kaybedilecek toprak, mevcut ormanlık alana yapılacak yeni yapıları zaten söylemişler. Bunun dışında bir de Marmara denizinin tuzluluk oranı Karadeniz´in tam 2 katı. Tuz dengesini bozup denizlerdeki hayatı bitireceğini söylüyor çevre mühendisleri odası. Ayrıca doğal su yolundan (mevcut boğaz) daha uzun bir kanal dünyanın neresinde görülmüş? Amacı nedir?

Yıllık 5 milyar dolar gelir sağlayacak diye bir laf dolanıyor. Bunun için gemi başına 8 bin dolar ödeme almanız gerekiyor. Boğazlardan ücretsiz geçme hakları bakî kalacağına göre, hangi akıllı bu parayı ödeyecek anlamak zor.

Olacak şey şu:
-Doğa katledilecek
-Toprakları parselleyen yakın çevre zenginleşecek
-Belli inşaat firmaları parasına para katacak
-Nüfus yaşanmaz seviyelere çıkacak
-Bir miktar insan vasıfsız işçi olarak, karın tokluğuna çalışacak. İstihdamda ufak bir kıpırdanma gözlenecek.
-Yapılacak kanaldan ya para alınamayacak yada bomboş kalacak
sass
(01/05/2011 - 06:37)
@malumkisi
ytü´yü oraya taşısalar ne olacak ki?ytü´de eğitim gören herkesi toplasan 20bin kişi ediyor.ytü´nün büyük çoğunluğunu beşiktaştan davutpaşaya taşıdılar da beşiktaştaki,şişlideki ev fiyatları mı düştü?
@malumkisi
kanalın faydalı olup olmadığı veya kanalla ilgili bir bilgi,yorum göremedim.yalnız fikirtepe konusunda senin dediğin gibi birşeyler olmadı.artık ne içtiysen veya nasıl kulaktan dolma bilgiler ediniyorsan.fikirtepe´de sadece imar iznini değiştirdiler.mesela 600m2 üstü araziler için sınırsız kat çıkma hakkı verdiler ayrıca yapılacak yapılar değerli olsun diye emsal oranlarını değiştirdiler inşaat şirketlerinin iştahını kabartan şeyler bunlar.gerisi vatandaşla şirketlerin anlaşmasına kalmış,para karşılığımı satar,kat karşılığı mı satar orasına devlet karışmıyor.senin dediğin gibi bir olay yok.
@balance
kanal projesini savunan tek sözün; gemiler geçmekle kalmayacak ekonomiye de büyük katkı sağlayacak gibi mesnetsiz bir cümle.sonrası film kopmuş zaten(artık bir kişi iki hesap mı açtı yoksa topluca mı içtiniz bilmiyorum) niye herşeye karşı çıkıyorsunuz deyip bütün su kaynaklarını hiçe sayıp sonra başka devletler düşünsün demişsin.bravo , bende kendi kendine yeten bir ülke iken niye şimdi taa uruguay´dan inek getiriyoruz diyorum.yetmezmiş suyu da dışardan almalıymışık.tabi dünyada su sıkıntısı varken 75 milyona yetecek kadar suyu hangi ülkeden alabileceksin merak ediyorum.böyle bir ülke bulsan bile ki yok; ya her dediğini yapacaksın ya da sömürge haline getireceksin.artık bunu aradaki güç farkı belirler.Cumhuriyet´ten sonra bir sürü şey yapıldı özellikle vatandaşa istihdam,özel sektöre öncü,devlete kar sağlayan kurum ve fabrikalar kuruldu.bunları say say bitmezdi.şu an ne oldular dersen özelleştirme adı altında hepsi satıldı.parası nerde diyorsan benim cebimde değil,nedense cebinde parası olan insanları da artık pek göremez oldum.herhalde parası olanlar gemicikler alıp denize açıldılar.en sonunda sırf savunmak için fatih sultan mehmet´te çılgındı,hepimiz çılgınız olayına getirmişsin lafı.sonra da istanbulun fethine kadar geriye gitmişsin.vay be demek ülkeyi o kadar geriye götürdüler.bence boğaza dik olan bir kanal yapalım daha çılgınca olur.hatta tüm dünyadan turistler görmeye gelir hakkaten yapmışlar mı diye.hem o zaman boğaza paralel köprü yapınca işe de yarar o köprü:)
@ketoo
bana köprü,kanal,baraj yaparak,nükleer santral kurarak,savunma sanayine yatırım yaparak, kalkınan bir ülke göstersene.
@pre
Bir üstteki yorum ile ilgili küçük düzeltme; kanaldan geçen her gemiden 100 bin dolar alınması gerekiyor yıllık 5 milyar dolarlık gelir elde edilmesi için çünkü 2010 yılında Denizcilik Müsteşarlığı´nın açıkladığı verilere göre boğazdan 50 bin 871 gemi geçmiş ve bu sayı her yıl 2-3 bin gemi azalıyormuş.Tabi bir de şu var yapılacak kanal çift yönlü trafiğe izin verecek kadar geniş olmayacağı için o kadar gemi geçmesi imkansız oluyor.

Kılavuz Kaptanlar Derneği Genel Sekreteri Mutlu Dündar’ın kamuoyu ile paylaştığı bilgi;
On bin grostonluk bir gemi 750 dolar kılavuz kaptan ücreti öder. Bu parayı ödememek için çoğu gemi Boğaz’dan kılavuz almadan geçme eğilimindedir.
pre´nin de dediği gibi bedava geçme hakları ömür boyu sürerken ve çoğu zaman tehlikeli olmasına karşın 750 dolar için kılavuz kaptan bile almayan bu döküntü gemiler daha uzun ve çift yönlü trafiğe müsait olmayan bu kanaldan geçmek için fazladan saatlerce bekleyip,daha uzun süre yol alıp üstüne servet mi ödeyecekler.yine pre´nin yorumuna katılarak eğer bu kanal yapılırsa ya para alınmaz ya da boş kalır.Basit bir ücret tarifesi çıkartayım size bakalım hangisini seçiyorsunuz.

Boğaz’ın uzunluğu 30 kilometre, eni en dar yerde 700 metre Ortalama Geçiş Süresi: 2 saat Geçiş: Bedava

Kanal’ın ise uzunluğu 50 kilometre, eni 150 metre olacakmış. Ortalama Geçiş Süresi: 3-3,5 saat Geçiş:100 bin dolar
110101
(01/05/2011 - 14:54)
http://ekonomi.haberturk.com/makro-ekonomi/haber/626104-cilgin-proje-yunanlilari-cildirtti


şöyle de bir şey varmış, ne kadar doğru yanlış bilemem
kırocano
(01/05/2011 - 17:37)
hepimiz projenin yandaşların cebini doldurmaktan başka bir işe yaramadığı konusunda mutabık olduk. umarım cahil vatandaşı kandıramazlar onlarda bunu görebilir.
sass
(01/05/2011 - 17:45)
@110101
Dikkate dahi alınacak bir yazı değil.Milliyetçi bir gazetenin Türkler´i eleştirmek ve hakaret etmek için yaptığı, haber sahibinin yorumlarından başka birşey içermeyen haber içeriği tartışılabilir bir yazı.Ordaki saçmalıklardan biri sanki kanal açılınca bütün petroller gemilerle burdan taşınacak.Hatta boru hatlarıyla taşınan petrolleri bile gemilerle taşıyacaklar diyor.İsterseniz 100 tane kanal açın gemilerle taşınması gereken petrol miktarı bellidir,geçecek gemi sayısı bellidir ve petrol azaldığı için bu sayı git gide azalmaktadır.Zaten şu an gemilerle taşınacak petroller bedavaya ve en kısa sürede boğazdan geçiriliyor.Bu hakları da bir antlaşma olduğu için her zaman varolduğuna göre ne yapılacak kanaldan geçene üstüne para mı verilecek?Tabi bir de dünya gerçeği var;Dünya´da 40-50 yıl sonra petrol kalacak mı?Bu projeyi solidde "extrude cut" seçeneği ile bedavaya yapabilirsin deseler yapmam,o kadar zararlı ve gereksiz bir proje.Zaten açıklayan kişinin de amacının bu projeyi yapmak olduğunu düşünmüyorum.O bölgedeki arazilerden ve projenin yapımı için gerekli paradan gerekli rantları elde edip sonra projeye olmadı,olmuyor diyerek vazgeçilmesini,belki de hiç bitirilmemesini bekliyorum.Hatta sadece bu projenin güzergahını açıklamak bile başlı başına rant elde edilmesini sağlayan etkendir.Gündemi de değiştirmiştir,diğer açıklanan projelerin konuşulmasını da engellemiştir.Bence görevini yerine getirdi bu proje.
ilyas
(01/05/2011 - 20:26)
Türkiye Montrö sözleşmesini feshetme hakkına sahiptir. Ya da ´yeniden oturup, konuşalım´ diyebilir. Ancak bunun sonuçları ne olur? Ön göremiyorum.

http://tr.wikisource.org/wiki/Montr%C3%B6_Bo%C4%9Fazlar_S%C3%B6zle%C5%9Fmesi
tekno2
(02/05/2011 - 14:00)
Yazamadan edemedim...
bazıları rant kapısı açılacak demiş. e tabi ki birileri kazanacak bedava yapacak değiller. ayrıca rant oluşmasın diye kimse proje yapmasın mı? Tabi ki ihaleler şeffaf olacak buna diyecek bir şey yok zaten. şunları da unutuyoruz; bu proje sayesinde Türkiye ve yerli inşaat şirketleri uluslararası camiada prestij kazanacak, 10 binlerce işçi de istihdam edilecek o bölgelerde.., çarpık yerleşimin yoğun olduğu bölgelerde veya depremde yıkılma riskinin olduğu evlerde yaşayanlar o bölgeye kaydırılarak İstanbul yeniden düzenlenecek, 21. yüzyıl İstanbul’una yakışmayan görüntüler toplu konut, alışveriş ve eğlence merkezleri gibi yapıların yerini alarak bu çirkin görüntüler ortadan kaldırılmaya çalışılacaktır.

Ayrıca unutmayalım ki İstanbul boğazı şuan onlarca gemi enkazıyla dolu.
Peki, geçmişte olduğu gibi petrol yüklü bir gemi kaza yaptığında sebep olduğu çevre felaketi ve maddi zararlardan kim sorumlu tutulacak? Tabi ki o zaman görevde olan hükümet... İşte bu proje sayesinde o bölgedeki tehlikeli madde taşıyan gemiler bu kanaldan ücretsiz olarak geçirilecek.

Ayrıca boğazdan geçen gemilerin limanlarda bekletilme maliyeti olan yıllık 1.4 milyar dolar zarardan kurtulmuş olacağız. Yani bu uzun vadede tasarruf anlamına geliyor.

Bu projenin kısa vadede fakirin ekmeğine yağ sürmez tabi ki. Ama direk yoksul vatandaşlarımız ilgilendiren projeler yokmuş da bu tür gereksiz projelerle uğraşıyoruz demek insafsızlık olsa gerek; tarım ve hayvancılık yapan illerimizde sulama kanalları yapımı hızla devam ediyor. Modern hayvancılık adına illerimizdeki hayvanlar kendi bölgelerinde kurulacak tesislerde bir araya toplanacak ve bu bölgelere de konutlar yapılarak vatandaşlarımız yerleştirilecektir. Hiçbir hükümet zamanında yapılamayan tarıma ve hayvancılığa olan teşvik primlerini de söylemeye gerek yok sanırım. Eğitime ve sağlığa yapılan milyarlarca liralık yatırımlar ve bu alanlarda yapılan iyileştirmeler vs…
Bunlar yeterli mi? tabi ki hayır. Umarım hükümetin başına kim gelirse gelsin bu tür projeler hız kemeden devam eder…
@sass arkadaşım şimdiye kadar hangi büyük proje yarım bırakıldı da milyonlarca TL zarara uğratıldı devlet. Asıl şimdilerde zamanında yapılamayan, başlanılamayan projeler tamamlandı, tamamlanıyor…
Sonuç olarak tabi ki projeler eleştirilmeli, sorgulanmalı ama konulara, ideolojik gözlüklerle bakıp neresinden olumsuzluk çıkarırız düşüncesiyle yaklaşılmamalı diye düşünüyorum…
ilyas
(02/05/2011 - 22:44)
Rant: Bir mal veya paranın, belirli bir süre içinde emek verilmeksizin sağladığı gelir.

"İşte bu proje sayesinde o bölgedeki tehlikeli madde taşıyan gemiler bu kanaldan ücretsiz olarak geçirilecek."

Kanalın para kazandırmayacağının itirafı mı bu? Kanalda aynı tehlike söz konusu değil mi? Tehlikelerden bahsedeceksek sulak arazilerdeki yapılaşmaların olası zelzelelerde ne büyük tehlike oluşturacağını da bilirsin. ´Yapılar sağlam olacak´ deme. Toprak sağlam değil. Ama bence olası tehlikelerden bahsetmek anlamlı değil.

"Ama direk yoksul vatandaşlarımız ilgilendiren projeler yokmuş da bu tür gereksiz projelerle uğraşıyoruz "
Bu lafı biz söyledik mi? Ama yapılabilirliği araştırılmamış bir fikre(/çılgınlığa) proje demek biraz ayıp aslında.

"tarım ve hayvancılık yapan illerimizde sulama kanalları yapımı hızla devam ediyor"
Kısa ve öz olarak (bkz: angus)

"Hiçbir hükümet zamanında yapılamayan tarıma ve hayvancılığa olan teşvik primlerini de söylemeye gerek yok sanırım."
Gerek var arkadaşım. Uzun uzun anlatmanı istiyorum. Hangi hükümet ne yaptı? Bu hükümet ne yaptı? Benim gözümden kaçmış. Ama bu başlığın altında yapma propagandanı; ayrı bir başlık aç. Ya da bana özelden gönder. Bekliyorum...

"Asıl şimdilerde zamanında yapılamayan, başlanılamayan projeler tamamlandı, tamamlanıyor…"
Evet bitirilen bazı projeler var. İstanbul dışını çok bilmiyorum. Belediyenin projelerinden bahsedelim.
Marmaray gibi bir proje var her şeyin başında. RTE bitirilememiş olmasından dem vuruyor ama bence o çanak çömlekler projenin vaktinde bitmesinden daha önemli. Karayolu
Karayollarına çok önem veriyorlar. Benim tercihim raylı sistem olurdu ama hızlı sonuç almak istiyorlar. Çekmeköy´de oturuyorum ben burada güzel bir tünel yaptılar. Ama şile yolu diye bir yol varki evlere şenlik. Önce yaptılar. Sonra emniyet şeridi eklediler. Sonra o yolun çevresindeki ormanlar yok edilip villalar siteler falan yapıldı. Bu sefer onlar kavşak eklemeye başladılar. Bir de metrobüs projesi varmış.şimdilerde yolu olduğu gibi genişletiyorlar ve ayrıca kavşak çalışmaları devam ediyor. Tam tarih veremeyeceğim ama yaklaşık 15 sene önce yapılan yolda çalışmalar hiç son bulmadı; sizce öngörememişler miydi?

Şimdilerde Ümraniye metrosu için çalışmalara başladılar. Oysa Sayın RTE belediye başkanı olmadan önce Nurettin Sözen zamanında yapılmaya başlanmıştı. Ama ´ayrıcalıklı yol´u kaldıran yeni büyükşehir belediye başkanı bu projeyi de rafa kaldırdı. Şimdi yeniden başlanacak. Yapsınlar tabi güzel bir proje. Muhtemelen çok daha iyisini de yaparlar. Allah´tan belediye de aynı partide de Adana metrosunun açılışında başlarına gelen durum çalışmalar esnasında İstanbul belediyesinin başına gelmiyor.

Proje tartışılsın ben de isterdim. Keşke bir proje olsaydı ortalıkta da tartışılsa idi. Umarım işi inada bindirip sulak arazileri kurutmazlar da iki yıl sonra seçim telaşı bitince fizibilite(yapılabilirlik yerine bunu derlerse mühim bir şey sanar insanlar) falan derler vazgeçerler. Muhtemelen kimse ´niye yapmadınız?´ demez. Tabi demez; kim ´Niye K. Evren´in maaşına zam yaptınız, bu muydu soracağınız hesap?" dedi ki. Bunu ´niye yapmadınız?´ desin. Umarım gerçekten çılgın değillerdir; sadece seçim vaadinden ibarettir.

Not: Çok uzun yazı olmuş ya.
sass
(03/05/2011 - 06:56)
@tekno2
Öncelikle biz bu projeyi tartışıyoruz.Konu dışında cevaplar verdiysem bunlar konu dışında yazan arkadaşlara olan cevaplarımdır.Sende de konu dışı yorumlar var onlara da cevap vereceğim.İdeolojik gözlükler takıp bu adamın ideolojisi bu, şunu savunuyor tamam bu illa kulp bulacak yaklaşımını yapan sensin.İdeolojik yorumlara ideolojik yorumlarla cevap verdim tabi ki, ancak proje hakkında yaptığım yorumların hepsi ilgili kurumlarının kamuoyuna sunduğu bilgiler ışığında yapılmıştır.
Bu proje sayesinde Türkiye ve yerli inşaat şirketleri prestij kazanacak demişsin.Bu proje için yerli şirketlerin düşünüldüğünü kim söyledi?8 Ekim 2010´da Today´s Zaman ´da yer alan habere göre Başbakan zaten o tarihte Rus ve İtalyan firmalarıyla bu konuyu konuşmuş hatta Rus firmasıyla ön protokol bile yapmıştır.Konsorsiyum kurup yerli firmaları taşeron firma olarak kullanacaktır.Galataport ihalesinde olduğu gibi kapalı kapılar arkasında ihaleyi kazananın önceden belirlendiği bir ihaleye şeffaf demek hiç inandırıcı değil.Ayrıca çarpık kentleşme diyorsun da çarpık kentleşmeyi düzeltmek için veya illa oraya konut,alışveriş merkezi ve eğlence merkezleri dikmek için kanal yapmanın manası yok.Şimdi de dikebilirsin.Hem yerli firmalar yapar inşaatı hem bahsettiğin 10binlerce işçi(binlerce demek istedin herhalde) 3-5 yıllığına istihdam edilmiş olur.Tabi bana şu an zaten Hadımköy´de yapılmış olan 350-400 lira kiraya verilen sıfır 2+1 /3+1 apartman dairelerinin bir türlü neden alıcı bulamadığını da söyleyebilirsin belki.İş olanağı da var, Hadımköy´de sanayi sitesi var,bir sürü fabrika var.Kira desen zaten Türkiye sınırları içerisinde 350 lira kiraya minimum kira diyebilirsin.İnsanlar Ümraniye´de,Hadımköy´de çalışsa bile Mecidiyeköy,Kadıköy ve çevresindeki ilçelerde yaşamaya çalışıyor.Hal böyle iken sen Avcılarda yaşayan adamı bile Silivri´ye taşıyamazsın;)
İstanbul Boğazı´nda kaza olmasını kimse istemez ancak kaza olunca kazanın yaratacağı krizleri bilimsel yaklaşımlarla önceden görüp,ona göre nasıl müdahele edileceğini planlamak ve zamanında müdahele edilmesi tabi ki hükümetin ve ilgili bakanlıkların sorumluluğudur.Yapılmazsa eleştirilir ve görevini yapamıyorsan bu görevden çekil denir.Bunun kadar normal birşey yok.Bunun maddi külfetlerini düşünüyorsan ve bedavaya geçen gemiler için niye bu kadar zahmete giriyorum diyorsan.Bunlar zaten hali hazırda olması gereken önlemler ve çok zarar çektiğini düşünüyorsan masaya yumruğunu vurup Montrö Antlaşması´nın değişmesi için diğer devletlere baskı kurarsın.Vatandaşın parasıyla rüyanda gördüğün şeyi yapmaya çalışmazsın.
Boğazdan geçen gemilerin limanlarda bekleme maliyetinden söz etmişsin.Peki sana kanal yapılınca bu gemilerin beklemeyeceğini düşündüren şey ne?Bekleme maliyetleri yine olmayacak mı,hatta niye azalsın?Gemilerin orda beklemesinin sebebi gerekli evrakların verilip,incelenip,onay verilip geçişe onay verilmesi süreci.Bu süreç gemiden gemiye değiştiği gibi,taşıdığı yüke de bağlıdır.Ayrıca kanal 2 tane yük gemisinin aynı anda geçmesine olanak tanımayacak kadar dar olduğu için 2-3 kat fazla beklenecek ve bahsettiğin sabit maliyet artmayacak mı?
Bu hükümet hakkında olumlu şeyleri sıralamaya çalışın desem herhalde kimsenin aklına "tarım ve hayvancılık" konusunu gelmez.Çünkü bu hükümet döneminde işin içinde olan biri olarak söylüyorum tarım ve hayvancılık bitti, uzatmaları oynuyor.Çiftçinin en temel girdilerini yıl olarak yazayım istersen
2002 Kasım´ında 1 litre mazot 1.37 TL
2010 Kasım´ında 1 litre mazot 3.19 TL
2011 Nisan´ında 1 litre mazot 3.59 TL
2002 Kasım‘ında 20-20 KOMPOZE GÜBRE 0.275TL/KG
2010 Kasım‘ında 20-20 KOMPOZE GÜBRE 0.73TL/KG
2002 yılında buğdayın fiyatı 0,23 krş/kg, maliyet 0, 26 kr/kg,
2003 yılında buğdayın fiyatı 0,32 krş/kg, maliyet 0, 32 kr/kg,
2004 yılında buğdayın fiyatı 0,37 krş/kg, maliyet 0, 34 krş/kg,
2005 yılında buğdayın fiyatı 0,35 krş/kg, maliyet 0, 40 kr/kg,
2006 yılında buğdayın fiyatı 0,37 krş/kg, maliyet 0, 41 kr/kg,
2007 yılında buğdayın fiyatı 0,42 krş/kg, maliyet 0, 48 kr/kg,
2008 yılında buğdayın fiyatı 0,50 krş/kg, maliyet 0, 61 kr/kg,
2009 yılında buğdayın fiyatı 0,50 krş/kg, maliyet 0, 61 kr/kg,
2010 yılında buğdayın fiyatı 0,55 krş/kg, maliyet 0, 62 kr/kg olarak gerçekleşmiştir.
Bunlar da çiftçinin zararına buğday ektiğini gösteren Ziraat Mühendisliği Odası verileri.Bu hükümet zamanında piyasayı düşürmek için gemilerle Afrika´dan ucuz buğday getirildi.Bir önceki seneden daha az fiyat verildi.Geçen sene Dünya çapında kuraklık oldu Afrika´dan da buğday getiremeyince ekmek fiyatları iki kez arttı ama buğday fiyatları sabit kaldı.Fiyat konusunda sadece buğday değil tüm kesimler şikayetçi,fındığını benzin döküp yakanları da hatırlıyorsundur televizyondan.
Planlama,çiftçiyi bilgilendirme hiç yok.Bu sene bu tür zararlılar bekleniyor.Bu ilaçları alın devlet olarak biz size veriyoruz veya bir kısmını biz bir kısmını siz verin diyen de yok.Hatta eskiden devlet tarafından atılan süne ilacını bile çiftçilere ilacı verip,alın atın diyorlar.Bu da traktörle atılınca yüzde 5 ile 10 arasında bir zarara yol açıyor.
Destekleme demişsin 2 yıl öncesinin desteklemelerini yeni yeni alıyoruz.Ayrıca tarihleri hiç belli olmadığı gibi ekim zamanı gibi ihtiyaç olunan dönemlerde pek alamıyoruz bu desteklemeleri.Öyle ki aynı ilçede(merkez) bile aynı desteklemenin dağıtılması 6 ayı buluyor.
Şu an sarımsağı bile düzenli olarak Çin´den ithal eder durumdayız.Hayvancılık desen o da bitik durumda.Uruguaydan inek getiriyoruz.Yem fiyatları yüksek.Sonra destek veriyoruz deniyor.Mazottan.gübreden,yemden aldığın vergileri 2 yıl sonra aynı para olarak bize vermeye çalışıyorsun sonra adına destek diyorsun.Ürüne hakettiği fiyatın verilmemesi de cabası.Bu tablo varken sen neyin tarım ve hayvancılığından bahsediyorsun?Sulama kanalı yapılacakmış.Üzerinde bir bardak soğuk suyu devlet versin diye mi yoksa yine önceden arazilerin çiftçilikle alakası olmayanlar tarafından kapatılıp sonra çiftçiye satılması durumumu.
Sağlığa 1-2 milyar lira yatırım yapılması kadar normal birşey yok.Zira sadece sağlık alanında 32 milyar lirayı geçmiş bir sağlık harcaması vardır.Yapılan yatırımların çoğu bu miktarı aşağı çekmek ve nüfus artışından kaynaklı yatırımlardır.Hastalanıp bir devlet hastanesine gitsen vatandaşa maliyeti 8 lira oldu.Önceden bedava idi.Teknolojiden kaynaklı gelişmelerin olması normal.10 yıl önce çoğu kişinin bilgisayarı bile yokken internetten randevu vereceğim desen abes olurdu,şimdi ise çok basit ve gerekli birşey.Hoş randevu sisteminin bile olmadığı hala bir sürü hastane var.Eğitim alanında ise milyar liralık yatırım söz konusu değildir.Zaten ayrılan bütçe 28 milyar lira ve bu paranın çoğu işletme maliyetidir.Bu paranın yetmediği de aşikardır,açık kalan kısmı genelde velilerden karşılanmaya çalışılır.
Ben bu proje için temel atılsa dahi tamamlanmaz diyorum çünkü inşaat süresi 10 yıl deniyor;marmaray inşaatına bile çanak çömlek çıktı 4 yıl ertelendi dediyseler bu tarz büyük çapta bir kazı başlığı açanın da dediği gibi 20 yılda bitmez.Başlanıp sonra yapmasak daha iyi deyip bırakırlar çünkü bir sürü çevresel felakete davetiye çıkaracak birşey.Zaten şimdiden ön çalışma yapılmadan çıkartılan maliyet 15 milyar dolar ki bu maliyette artar her zaman.Bu parayla dünya´da benzin bitene kadar benzini bedava kullanır arabaya da vergi vermeyiz
tekno2
(05/05/2011 - 02:31)
@ilyas
Yorumların bazılarına bakarsan kara propaganda yapma hakkı görmüş bazı arkadaşlar işte bende aynı hakkı kullanarak yapıyorum yorumlarımı. Aslında yorum yapmak niyetinde değildim ama yorumlar, konunun açılış amacına aykırı olunca bende aynı dilden cevap vermek istedim.
Zaten konuyu açan arkadaş sanki geleceği görmüş de projenin 20 senede bitirilemeyeceğini söyleyip tartışmanın fitilini ateşleyip gitmiş :)

Bu arada ben rant kelimesini aynı anlamda kullanmıştım zaten ama anlatamamışım galiba..

Angus örneğini vermişsin; bende kısa ve öz olarak cevap veriyim. Bu ülkede zamanında halk az mı çekti karaborsalardan. Şuan ise maalesef aynı tas aynı hamam ama bu sefer medya da işin içinde olunca daha bir modern halini aldı bu karaborsa işi; stok + spekülasyonlar. Hal böyle olunca pirinç spekülasyonundan uzun bir müddet sonra kurban bayramı arifesinde(zamanlama müthiş) yapılan et spekülasyonunun ardından et fiyatları aldı başını gitmiş ve yine, olan vatandaşa olmuştu. İşte angus etin ithal edilme macerası böylece başlamış oldu. Sonra ne oldu... Pirinçte de olduğu gibi fiyatlar birden düşüverdi. Bu çözüm mü? tabi ki hayır. Ama kısa vadede bayramdan önce acilen alınması gereken bir önlemdi. pek kısa olmadı ama neyse :)

Bu arada belediye başkanının dediğine göre kanal İstanbul projesi için ”deprem riski” zaten hesaplanmış. Hem zaten deprem olsa bile o kanalın depremi daha da tetikleyeceğini sanmıyorum.

Tarıma hangi destekler verildi diye sormuşsun. Bildiğim kadarıyla anlatayım:

2003-2011 yıllarında tarıma olan destek 44 milyar TL. Tarımsal kredi miktarı geçmişte Türkiye genelinde 302 milyon dolar iken şuan 2,5 milyar dolar.

Hayvansal üretime destek önceden 83 milyon TL iken şimdi 1,1 milyar TL.

Ülke genelinde tarımsal üretimin arttığını gösteren rakamlar ise; yaş sebze ve meyve ihracatı 4 milyar dolardan 11,5’e, traktör alımı yıllık 8 bin adetten 45 bin âdete çıktı. Ayrıca karşılıksız veya faizsiz olarak verilen kredileri de unutmamak gerekir.

Çanak çömlek konusunda sana katılıyorum. İstanbul un 8 yıllık bir geçmişi saklı o kazılarda.

Raylı ulaşıma en büyük katkı zaten bu hükümet zamanında oldu hatırlatırım; hızlı tren yolları ülke geneline yayılmaya çalışılmaktadır seninde bildiğin gibi (son olarak Eskişehir- Ankara ve sonrasında Tekirdağ- sirkeci arasına yapılması planlanmakta), Sultançitfliği-Topkapı, bağcılar-Zeytinburnu, Eminönü-Kabataş ve halen yapımı devam eden Otogar – Bağcılar- İkitelli raylı sistemleri…

@sass
Birkaç satılamayan daireye bakarak koskoca yapılan 500 bin adet konutu(eskiden 45 bin adet yapılabilmişti) hiçe saymışsın sanki :)

Bu konutlar ekmek su gibi satılmaktadır şuan. Amaç istanbulun nüfusunu o bölgelere kaydırmaktır ki bence çok akıllıca. Ancak şuan için eksiklikler var tabi ki ama hükümet o bölgelerde yatırımlar yapmaya başlamıştır (hastaneler, yeni sanayi bölgeleri vs) ;)
ayrıca toki sayesinde çarpık yerleşimler bir nebze olsun ortadan kalkmıştır.

Bu arada hem 3. Köprünün hemde kanal istanbulun yapımı nufusun o bölgelere kaydırılmasında önemli bir neden olmaktadır kanımca.
Boğazdaki tehlikenin faturasının hükümete kesilmesine gelince; tamam işte hem boğazda oluşabilecek tehlikenin önüne geçilmiş olunacak hem de Türkiye reklamını yapmış olacak(turistik açıdan da çok önemli). Yani bu projenin birden çok getirisi olacak.

Gemilerin bekletilme maliyetini ise hükümete muhalefet olarak gördüğüm fatih Altaylı bile kabul edip bu konuda bir tasarrufun olacağını söyledi. O yüzden bu maliyetin sebeplerini sadece evrakla vs sınırlandırmak yanlış bir yaklaşım olsa gerek…

Sağlıkta yapılan iyileştirmeleri ve reformları görmeden hakkında olumsuz yorum yapmayı tercih etmişsen, o kadar şeye rağmen diyecek hiçbir şeyim yok çünkü anlamıcaksın gibime geliyor :)

son olarak şuan, projeler, yatırımlar, yerli üretimler, yerli sermayeler vs vs konuşuluyorsa bu ülkemin geldiği durumu özetler bence..

Yorum Ekle

 
a305teyim.com © 2007 - forzamakine tarafından hazırlanmıştır.
a305teyim.com YTÜ makine mühendisliği öğrencileri tarafından hazırlanmış olup, burada yazılan hiçbir içerikten sorumlu tutulamaz. yazılan her yorum kişinin kendisine aittir.
a305teyim.com üyelerinin kişisel verilerini saklı tutar, başka kurum ya da kuruluşlarla paylaşmaz ancak gerektiğinde yasal mercilerin istemesi üzerine bu bilgiler aleyhinize kullanılabilir.