usis - mkm

AnasayfaDers Bilgi BankasıDers NotlarıSohbetİletişim
kullanıcı adı:     şifre:    Beni Hatırla       
Tek tip askerlik
Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ´dan görevi devralmaya hazırlanan Işık Koşaner´in Kara Kuvvetleri devir teslim töreninde yaptığı, bizleri yakından ilgilendiren, bazı açıklamaları dünden beri gazetelerde yer alıyor.

"Kara Kuvvetleri Komutanlığını teslim eden Orgeneral Işık Koşaner, bir an önce ´tek tip askerlik´ uygulamasına geçilmesi gerektiğini belirterek, ´´Vatan hizmetinin herkes için eşit şartlarda yapılması, ayrıca eğitimli insan gücümüzden daha uzun süre ve daha etkin şekilde yararlanılmasına imkan yaratılması önem arz etmektedir´´ dedi."

Kısacası ufukta tek tip askerlik, tam anlamıyla, görünmeye başladı. Anlaşılan ilerleyen dönemlerde sıkça tartışmalarına rastlayacağız bu konunun.



gönderen: Shady - 26/08/2010 - 05:43
 Konu Hakkında Yapılan Yorumlar:
yorum yapan(tarih) yorum
zabatron
(27/08/2010 - 19:11)
tam anlamıyla saçmalık
makina305
(28/08/2010 - 11:06)
amelemiyiz ulan biz faydalancaklarmış kimden faydalanıyolarsa gitsin parasıyla faydalansınlar böyle bi mecburiyet yok ya
Boroboroyaro
(28/08/2010 - 19:15)
ASKERLİK VATAN HİZMETİDİR.HER TÜRK´ÜN BOYNUNUN BORCUDUR.PARASI OLMAYIP OKUYAMAYANDA ,OKUYANDA,HAİNİ(KOMİNİSTİ,HİLAFETÇİSİ,DİNCİSİDE) YAPMAK ZORUNDADIR.EĞER BU TOPRAKTA YAŞAYACAKSAN ŞEHİTLERİNE ATALARINA BORÇLUSUNDUR.ASKERLİK KUTSAL GÖREVDİR.NE MUTLU TÜRK´ÜM DİYENE
sinanc
(28/08/2010 - 20:20)
zor çıkartırlar tek tipi saçmalıktan başka bişey değil.
n\a
(28/08/2010 - 23:37)
sadece biz mi borçluyuz bunu yapmaya diğer ülkelerde niye yok hadi bizde var niye böyle çoğunuz bilmiyorsunuz askeriyeyi komutanın evini taşımak tost yapmak berber olmak şarkıcı olmakla borcumuzu ödüyoruz o zaman üniversite bizim yeteneklerimizden faydalansın makinecilere kalorifer tamir ettirsin elektrikçilere tesisat yaptırsın işletmecilere kantini versin en azın üniverste pratik yaptıryorum eğitimin parçası der
TAİ
(28/08/2010 - 23:53)
Türkiye Cumhuriyeti Devleti diğer devletlerle karşılaştırılması mümkün olmayan konuma ve dinamik unsurlara sahiptir.Türk Silahlı Kuvvetleri de bu şartlar doğrultusunda etkin olarak her an her koşulda göreve hazır olmalıdır.Bizler de vatani görevimizi, süresi ne olursa olsun ister muharip,ister ikmal,ulaştırma vb..birliklerde olsun, en iyi şekilde yerine getirmeliyiz.Unutmayın ki ´Vatanını en çok seven; görevini en iyi yapandır.´
Boroboroyaro
(29/08/2010 - 13:18)
sinanc kardeşim tek tip askerlik keinlikle gerçekleşmelidir.bu ülkerde bir genç parası olmadığı için özel bir dersaneye gidemedi diye daha fazla vatan borcuyla yükümlü değildir.DAHA ÖNEMLİSİ YETİŞMİŞ İNSAN GÜCÜNDEN FAYDALANMAK TSK´NIN HAKKIDIR.asibet sen heralde taraf gazetesi okuyan liboş ,hain,asker düşmanı tarafındasın.DİĞER DEVLETLERDE NEDEN YOK, BİRİNCİSİ TÜRK ULUSU BİR ASKER MİLLETTİR. TATİH BOYUNCA BÖYLE OLMUŞTUR OLACAKTIR,İKİNCİSİ TÜRKİYE COĞRAFİ KONUMU İTİBARİYLE YABANCILARIN HER ZAMAN GIPTA ETTİĞİ BİR KONUMDADIR,TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ HER ZAMAN HER DURUMDA CUMHURİYETİN BEKÇİSİ OLMUŞTUR,ÜÇÜNCÜSÜ TÜRKİYE ÜZERİNDE EMPERYALİST GÜÇLER TÜRLÜ TÜRLÜ OYUNLAR OYNAMAKTADIR,ÇEŞİTLİ İSYANLARI KÖRÜKLEMEKTEDİR.BİZ VAZİFEYE ATILMAK İÇİN İÇİNDE BULUNDUĞUMUZ VAZİYETİN İMKAN VE ŞERAİTİNİ DÜŞÜNMEDEN, VATANIMIZ MİLLETİZ,TÜRK ULUSU İÇİN HER TÜRLÜ GÖREVİ YAPMAYA HAZIRIZ.
n\a
(30/08/2010 - 01:04)
boroboroyaro
TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ HER ZAMAN HER DURUMDA CUMHURİYETİN BEKÇİSİ OLMUŞTUR
bu değil mi zaten tüm darbelerin sebebi hayır bu cumhuriyetin bekçisi halktır millettir
TÜRKİYE ÜZERİNDE EMPERYALİST GÜÇLER TÜRLÜ TÜRLÜ OYUNLAR OYNAMAKTADIR,ÇEŞİTLİ İSYANLARI KÖRÜKLEMEKTEDİR.BİZ VAZİFEYE ATILMAK İÇİN İÇİNDE BULUNDUĞUMUZ VAZİYETİN İMKAN VE ŞERAİTİNİ DÜŞÜNMEDEN, VATANIMIZ MİLLETİZ,TÜRK ULUSU İÇİN HER TÜRLÜ GÖREVİ YAPMAYA HAZIRIZ
diyorsun ya işte askeriyeyi bilmediğin nasılda belli askeriye sanıyorsun herhalde vatan için savaşıcaz yaaa çok beklersin orduevine gittin mi hiç sen bir subayın taşınmasını gördün mü sen hiç askeri lojman gördün mü oralarda çalışan berber kapıcı hammal çaycı aşcı garson vatan borcu yapmaya gidiyor küfür yemeye dayak yemeye amelelik yapmaya gitmiyor peki askeriyenin önemi bir öğretmenlikten bir doktorluktan daha önemli yapan ne doktorlar olmasa kim tedavi edecek insanları peki diyorlar mı hastalarına benim saçımı traş et yemeğimi yap biz oraya askeri eğitim almaya gidiyoruz acemi birliğinden terhis oluncaya kadar aylarca silah tutmayan insanlar var kimse bu vatanının evlatlarının kendi işlerinde kullanmasın ve birde sen kaçtane ölen subay haberi duyuyorsun er sayısının binde biri ki parayı alanlarda eğitimi alanlarda subaylar bağnaz olmayın askeriyenin bir sürü hatası var
bleak
(30/08/2010 - 09:44)
Boroboroyaro senin kafayı neyle yıkamıslar birader söylede bizde o deterjandan kullanalım.
eng_17
(31/08/2010 - 05:38)
saçmalık tabi.eşitlik aynı niteliklere sahip olmadan aynı kurallara uymak değildir.bizim çok sayıda askere ihtiyacımız yok nitelikli askere ihtiyacımız var.10 tane hedefi tutturamayan askerdense 1 tane 12 den vuran askere ihtiyacımız var.ilkokul mezunu ile üniversite mezunu aynı kefeye konurmu?TSK ya sesleniyorum:"maden subaylarla işçiler asgari ücret alsın"ne dersiniz?
Boroboroyaro
(31/08/2010 - 12:31)
HİÇ MERAK ETME ASİBET AKP´YE,PKKYA,TARAF´A,TÜM LİBOŞLARA,HİLAFETÇİLERE,İSTİSMARCILARRINA SANA VE BÜTÜN ASKER DÜŞMALARINA, BÜTÜN CUMHURİYET DÜŞMANLARINA,YANDAŞ MEDYALARA RAHMEN TSK DİMDİK AYAKTA DURACAK ONU HİÇBİR ŞEKİLDE YIPRATAMAYACAKSINIZ.YILDIZ TEKNİK GİBİ BİR ÜNİVERSİTEDE SİZİN GİBİ CAHİL, SÜTÜ BEŞ PARA ETMEZ İNSANLAR EMELLERİNE ULAŞAMAYACAKLAR.SİZİN GİBİ GAFLET HIYANET İÇİNDE BULUNAN KESİMLER TÜRK DEVLETLERİNİN BÜTÜN SAFHALRINDA BULUNMUŞTUR.BU ARADA SİZİN LİBOŞLARDAN BİRİ EŞİTLİĞİ TANIMLAMIŞ VAY SENİN HALİNE BE KARDEŞİM, SENDE ÜNİVERSİTE OKUYORSUN YA YORUM YOK .
st.misery
(31/08/2010 - 15:18)
nasıl kutsal bi görevse arkadaş bir an önce okulumu bitirip askere gitmek istiyorum.içim kıpır kıpır askerin asını duyduğum zaman heyecanlanıyorum.bi de yanına iz koydunuz mu kalbim güp güp atıyor.hatta yo yo okulu bitirmeden gitmek istiyorum o derece yani.yoksa bu dinci fetoşçu gö.oş tarafçı liboş tayfa beni de kirli ve köhnemiş zihniyetlerine alet edecekler.

bana bir yol gösterin ey cengaver kuvayi milliye milisleri..
Boroboroyaro
(31/08/2010 - 18:37)
SEN SAKIN ASKERE GİTME st.misery .YOBAZLARI YONTARLAR ORADA KOÇUM
hopali
(31/08/2010 - 18:50)
borobor +1
sinanc
(31/08/2010 - 20:02)
boroboro kardeşim düşünceni savunman iyi güzelde hakaret etmesen saygı görürsün karşıdan onlarda sonuçta fikirlerini beyan ediyor sana sövmüyorlarki
ben açıkçası profesyonel ordudan yanayım daha eğitimli bir ordu daha az zaiyat verir kanımca
hopali
(31/08/2010 - 20:44)
profesyonel ordu derken ordunun bazı bölükleri uzman er ve erbaşlarla yürütülebilir. ancak genel manada türk devletini diğier devletlerden ayıran özellik her Türk asker doğar anlayışıdır.Türk milletini tarihi boyunca böyle olmuştur yoksa liboşların ,emme basmacıların tarif ettiği ordu türk milletinin karkterine, Mustafa Kemal´in vasiyetine aykırıdır.İlber hoca çok güzel özetler:Türk milleti asker millettir.GERİSİ BOŞ LAF BE
n\a
(01/09/2010 - 00:30)
Türk milleti asker millettir ya bir yürüyün gidin ya 25 yılda 30 bin şehit vermişsin ben istemiyorum böyle bir askeri milleti o zaman git ingiltereyi araştır git terörle nasıl savaştı kaç kişi öldü hani çok asker milletsen ondan iyi olsana geçin bu üstün millet tavırlarının dünyanın en iyi askeri bizde bir tane tim oluşturmuşlar giriyor yarışmalarda birinci oluyor tamam ya bilmiyorsnuz ötüyorsununz subayları astsubayları al dağa doğru günlerce git yarısı dökülür çünkü yarısı şişman devlet memuru edasında salla başı al maaşı modunda bir bakın ya amerikan askerine birde bizimkilere askeriye en kısa sürede askeriyenin parasını yiyen ama bir saniye bile ölüm korkusu yaşamayan astsubay ve subayları aldıkları milyarların ki bir albay çok rahat 5 6 milyar alır ki bu Türkiye şartlarında 4 memur parası ve beğenmiyorsalara yapmasınlar yok öyle hem balı sadece sen ye hemde kovana yaklaşmam de
kırocano
(01/09/2010 - 00:43)
bende asil soyuma şanlı devletime ve devletimin savunmasına

patates soyarak

tuvalet yıkayarak

salak salak sağdan sola koşarak

subay karılarına şanlı bir şekilde hizmet ederek

subay cocuklarına dalga malzemesi olarak

hizmet etmek istiyorum


kb7
(01/09/2010 - 11:56)
tek tip askerlikte hepimiz er olacağız ama okuyanıda okumayanıda siperde duracak ve ya aynı işi yapacak değil(siperde de dururum ben).

mühendissen mesleğine göre yapacaksın 9 ayını.anlatılmak istenen bu.

birbirimizin kalbini kırmayalım.hakaret gelmiş olabilir şahsınıza ama karşılığı ´´kuvayı milliye milisleri´´ diyerek vermen çok ayıp hanginiz yazdıysa. kuvayı milliye o şartlarsa milletin hareketidir.belki bugün aynı durumda olsak kiminiz o davranışta bulunamayacaksınız.kimisi çıkarını savunacak.kimiside katılacak. fakat kuvayı milliye ruhunu küçümsemek,ecdadına hakaret etmektir. ´´kuvayı milliye milisleri´´ diyerek küçümsediğini sandığın zaman sana hakaret eden insanı istemeden yücelttin. kuvayı milliye asker değildir.kuvayı milliye halktır.kendi atanıza saygısızlık etmeyin. kuvayı milliye hareketi başlamasaydı bugün anamız belli olurdu ama babalarımızı facebooktan arıyor olurduk.
Boroboroyaro
(01/09/2010 - 13:48)
MEKTUP
Bu bir mektuptur.
Kuş kanadına, suya, çöl kumlarına yazılmış mektupları okuyanlara veya bu mektupları yazanlara ithaf edilmiştir.
Vatan üzerine.
Bayrak üzerine.
Onur üzerine.
Namus üzerine.
Vicdan üzerine.
Akıl üzerine.
Adı fark etmeyen ve ithal edilmiş tüm meseleler üzerine.
Kelimeler ve kelimeleri çirkinleştiren kalemler üzerine.
Kalemleri tutan riyakâr ve kan kokulu eller üzerine.
Kalemlerini sapladıkları şehitlerin ve kadınlarının ve çocuklarının ve kardeşlerinin ve onların analarının yürekleri üzerine yazılmıştır.
Mayın, bomba, pusu, baskın, yazar, çizer ve ihanete alet olan her şey üzerine.
İstemeyen okumasın.
Kanla yazılmış bir mektuptur bu. Güvercin kanadının gücü yetmez taşımaya, karabaşlı kartal olsa nafile.
Ağırdır; zira eskidir ve unutuldukça kanla yeniden yazılır, şehit mezarlarının taşları üzerine.
Bu mektup binlerce yıl önce yazıldı ve binlerce yıldır yazılıyor, yeni fark edenler utansın.
Kardeş kardeşi öldürmez, öldüren kardeş falan değildir, kalleştir olsa olsa.
Kalleşlerin en kalleşi ise kardeşim diyerek kalleşlik yapan kalleşlerdir.
Ve aslında en kahpesi, mayın değil onu Adil Binbaşıların, Davut çavuşların yoluna döşeyen eldir, o eli alkışlayan ve ululayıp aklayan kalemdir.
En az o el kadar suçludur o kalem, tarihin yanılmaz vicdanında.
O mayınlara basıp parçalanan bedenler, Edirnekapı’dadır ve bizim yüreklerimizde ve hafızalarımızda yaşarlar.
Kemerburgaz’daki Kemer Country villalarından görünmez Edirnekapı, çok uzaktır hem de çok.
DAĞLARDA YARIM KALDILAR VATAN İÇİN
Ellerimizde can verdi o parçalanan bedenlerin sahipleri, bayrakları dalgalansın diye.
Vücudunda sigara söndürülerek, tüm kemikleri kırılarak, kafa derileri yüzülerek işkence edilen, sonra da ağaçtan kazıklarla öldürülen ve çığlıkları telsizlerden dinletilen vatan evlatlarının yeri bizim yüreklerimizdedir, o çığlıkları duymayanların yanı başında durmaz onlar.
Bir de katillerinin yanı başında dururlar, kulaklarında çınlar haykırışları eğer bir yerlerinde bir parça insanlık kalmışsa.
Yazıklar olsun, can veren o yiğitleri hainlerle bir tutanlara.
“Ağabey diyordu bana telefonda Astsubay Zülfikar, geçen gün kız arkadaşımla gezdim biraz ve kimse bacağımın takma olduğunu anlamadı”.
“Ağabey diyordu, biraz daha uğraşırsam belki bisiklet bile sürebilirim”.
Daha on dokuz yaşındaydı Zülfikar, mezun olalı tam yirmi gün olmuştu, o kahpe ellerin döşediği mayınla ve bazı kalemler tarafından ululanan o hainlerin, ilk izleriyle tanışırken.
Küskün veya kızgın değildi sesi, pişman veya aciz de değildi.
Gururlu ve biraz pusluydu sadece, bisiklet sürebilse yeterdi.
Koşmayı, atlamayı, denize girmeyi feda etmişti vatanı için.
Bacağını payanda yapmıştı, Kemerburgaz’ın da üzerinde bulunan Türk egemenlik örtüsüne.
Yazıklar olsun, çiçek toplayan küçük kızları öldürenlere ve yazıklar olsun o katilleri ululayan kalemlere.
KAVGANIN BİR SEBEBİ VAR, İHANETİN DE
Kavganın sebebini unutmadık, çünkü bu kavga hiç bitmedi.
Kavganın sebebi vatandır çünkü bayraktır, onur ve namustur, vicdandır.
Kimseye verilemeyecek olan, kimse ve hiçbir şey için vazgeçilemeyecek olan egemenlik hakkıdır.
Atalarımdan bana kalmış olan ve benim çocuklarıma bırakmak zorunda olduğum mirasın vicdani sorumluluğudur.
Hiçbir vicdana dayanarak reddedilemez, hiçbir çocuğun veya sevgilinin sevgisiyle değiştirilemez.
Hiçbir aşağılık pazarlığa konu edilemez, namustur çünkü istiklal, öbür ihtimal ölümdür.
Ben dilimle, bayrağımla, hudutlarımla yaşamak için ölmeyi kayıp veya yazık değil, şeref sayarım.
Bu paha ne ile biçilirse biçilsin, kimseye yalvarmam durdurun diye, benim olana uzanmışsa el, ben durdururum ellerimle.
Meğerki ölüm varmış, sevememek varmış, çiçek koklayamamak, ne gam?
Vermek vicdansa eğer, akılsa susmak, pusmak, yerle yeksan olmuştur onur ve şeref.
MAYINLAR NEREDE
Mayınların yeri bilinmez, döşeyen ********in yeri bilinmedikçe.
Ve dağlara döşenen mayından daha tehlikeli ve kahpecedir dimağlara ve bilinçlere döşenen mayınlar.
Dağlara döşenen mayın tek kalır, tek can alır.
Ürer her doğumda, her okunmada zihinlere döşenen mayınlar ve ihanet her doğumda bir daha artar.
Başka zihinlere bulaşır, mayınların en tehlikelisidir bu, yayılır.
Dağlardaki gibi otla ve toprakla gizlenmez, sevgiyle, barışla ve daha ne kadar varsa tüm süslü kelimeler alet edilir bu gizlemeye.
İşte o anda ölür kelimeler, kahreder kaderine.
Kullanıcısını seçme hakkı yoktur çünkü sevgi, bölen ve yıkanın ağzından, aşk yataklık edenin, sinsice zihinlere mayın döşeyenin kaleminden dökülür.
Ölür kelimelerde sevgi.
Ve barış artık, en fazla parayı verenin yatağını doldurur, en fazla paraya yazıp çizenin elinden.
En pahalı kalemler pazarlar barışı, salyaları akan bölücülerin sofrasına.
Bazen bir villanın çalışma odasında ve bazen bir gazete köşesinde dokunaklı kelimelerle süslenip öylece pazarlanır barış. Pazarlığı yapılmış ve satın alınmış bir fuhuş için.
Bölmek ve parçalamak için yapılan hain savaş, fuhuş yapar barışla, tecavüz eder barışa hayâsızca.
Dedim ya, bu eski ve ağır bir mektuptur, Türk nereye gittiyse obasıyla, ihanet en sondaki katırla takip eder göç kolunu.
Soylu atlar hızlıdır, bu yüzden biraz geç gelir ihanet, yolda haram meralardan beslenerek.
Bu eski bir hikâyedir, ne kuş kanadı ne suya atılan şişe taşıyabilir; ağırdır, kanla yazılmıştır, bir kısmı Edirnekapı’dadır, Çanakkale’de bir kısmı ve Karsta, İzmir’de, Muş ovasında, Malazgirt’tedir, Sakarya’dadır.
Bir kısmı hala yazılmaktadır, Cudi’de, Gabar ve Körkandil’de, Masura çayında, Ali boğazında, Cehennem deresinde cehennem sıcağında yazılmaktadır, şehit Mehmetlerin kanıyla.
Yazıklar oluyor, onur ve şerefe, bayrağa, vatana, kutsal olan ne varsa yazıklar oluyor onursuz bir hayatla değiş tokuş edilirken.
BU YAZGIYI KİM YAZMIŞ?
Yazıklar oluyor yazgıya, çünkü yazgı ihanet edenin suçunu taşıyamaz, can alanın, ev yakanın, çocuk öldürenin yükü yazgıya bile ağır gelir.
Kışlaya gidenin, askerden sonra evlenip çifte çubuğa bakmanın hayalini güdenin yazgısı Allahın ise eğer, çocuk öldürenin, mayın döşeyip pusu kuranın yazgısı kimindir.
Kim yazar bu yazgıyı ve hangi kalem bunu yazgı diye ulular, hangi akıl buna inanır ve bu nasıl vicdandır?
Bu ağır ve eski bir hikâyedir, kanla yazılmıştır ve ne kuş kanadı ne suya atılan şişe taşıyabilir; bir kısmı Edirnekapı’dadır ve Edirnekapı çok uzaktır, Kemerburgaz’daki bir villanın çalışma odasına.
Adil Binbaşının bastığı mayının üzerinde “made in Italy” yazıyordu İngilizce. Ama döşeyen eller İngilizce veya Latince değil Kürtçe konuşuyordu ve Kürtçe de “mayın” kelimesinin nasıl söylendiği önemli değildi, taşıdığı anlam ihanetti nasıl olsa.

Kimseyi haklı veya haksız bulmayan kalemler, hakkı yazar sonra, hak için ölenlerin inadına.
Böylece hakkı, batıla pazarlar aynı sabıkalı eller ve kalemler, aynı hayâsız fuhuş için.
Ne gariptir ki bu kalleş ellerin döşediği mayınlara daima anayasal yolculuklara çıkanlar basar. Onlar ki; bu yolculuğa siyasal veya mukaddes yolculuklar yapılabilsin diye çıkarlar.
Yazıklar olsun, baktıkları kırık camlı siyasal gözlükleri ile ödenen bedellerin mukaddesatını göremeyenlere.
Yazıklar olsun!
DİL KAVGANIN VE İHANETİN SEBEBİ MİDİR YOKSA ARACI MI?
Korku salan ve öfke çağrıştıran meselelerin parçaları değil, esas gerekçeleridir aslında Türkçe dışındaki başka diller.
Dil özgür olunca, Özgürlük dil olur artık ve bütün bölünmeler böyle başlar.
Özgürlük daima yeni sınırlar ister.
Okul der, ayrı olsun.
Bürokrasi der, bu dilde anlayamıyorum ayrı olsun.
Bayrak der sonra, ayrı olsun dilim ayrı nasılsa, ben de ayrıyım ve bu da varlığımın sembolüdür.
Toprak der arkasından, ayrı olsun birazını bana ver, nasıl olsa daha önce dilinin, özgürlüğünün birazını vermedin mi?
Hem ne olacak, birazcık topraktan ne çıkar biz kardeş değil miyiz?
Özgürlük paylaşılmaz oysa.
Birinin özgür olduğu yerde, diğeri özgür olanın kurallarını ve özgürlüğünü tehdit edinceye kadar özgürdür.
Yani dilin de kişinin de özgürlüğü esas mülk sahibinin özgürlüğünü ve geleceğini tehdit edene kadardır.
Sonrası anarşi, sonrası terör, sonrası bölücülük, kahpelik ve ihanettir. Sonra arkadan vurmalar ve mayın döşemeler başlar yollara ve zihinlere.
Ama her hal ve şart altında, tüm bölücülerin yardım ve yataklığa ihtiyaçları vardır. Gizli olmalıdır, yardım ve yataklık, sinsice.
Kimse fark etmeden yapılmalıdır, Türkçe konuşmalıdır ama aslında başka dilde anlaşılmalıdır.
Acındırmalıdır ama aslında acımadan katletmelidir, dili, egemenliği ve onun bekçilerini.
Yardım ve yataklık yapanın da yardıma ihtiyacı vardır.
Dışarıdan.
Çok uzaktan, denizler ve tarihler ötesinden. Eski kinlerden ve hesaplardan ve o hesapların sahiplerinden beslenir yataklık yapan.
Para alır, vaat alır, AFERİN alır.

Bu eski ve çok ağır bir mektuptur.
Türk bağımsızlığını koruyanların kanları ile yazılmıştır.
Ne suya salınan bir şişenin ve nede kuşkanadının taşımaya gücü yeter; karabaşlı kartal olsa nafile.
Başlığı binlerce yıl önce atılmıştır ve Edirnekapıda’ki şehit mezarlarının taşları üzerine yazılmaya devam etmektedir.
Emin olun binlerce yıl daha yazılmaya devam edecektir.
Türkçenin sahipleri yaşadıkça bu kanlı mektup yazılmaya devam edecektir çünkü Türkçenin ve onun sahiplerinin özgür yaşamasını istemeyenler, yollara ve zihinlere mayın döşemeye, parçalamak ve bölmek için çabalamaya, parçalamaya çalışanlara yardım ve yataklık etmeye devam edeceklerdir.
Bu eski mektup bir yazıttır aslında Türk’ün var oluş destanıdır, binlerce yıldır yaşlı dünyanın bağrına saplı kaidelere ve mezar taşlarına yazılır.
Yazanlar asla diz çökmezler ve kimseye yalvarmazlar.
Kimsenin toprağını, dilini veya özgürlüğünü istemezler ve kendilerinin olanı da kimseye vermezler.
Bu bir mektuptur.
Vatan, Bayrak ve Onur üzerine yazılmıştır.
Vatansızlar, dilsizler, hainler, bölücüler ve toprak hırsızları gibi aczi ve acınmayı anlatmaz.
Var olduğu yerde kendinden gayri herşeyi önemsizleştiren, vatan ve bayrak aşkını anlatır.
Onurlu ve egemen ölebilmenin, onursuzca ve esir yaşamaktan daha önemli olduğunu anlatır.
Asla diz çökmeyeceğimizi anlatır.
Yüreği olan varsa gelsin de çöktürsün diye, Yüreği olan varsa okusun diye yazılmıştır.
“VARLIĞIM TÜRK VARLIĞINA ARMAĞAN OLSUN”
Boroboroyaro
(01/09/2010 - 13:50)
SİZE SON SÖZÜM SECONDERLER,VATAN HAİNLERİ,KANSIZLAR,TARRAF TARAFINDAKİLER,UCUBELER,LİBOŞLAR YADA SİZ KENDİNİZİ NASIL TANIMLARSANIZ.ORADAN BURADAN DUYDUĞUNUZU SIKMAYIN,FİKİRLER ÜRETİN KENİDİZİN DOĞURDUĞU.
ADAM OLUN EFENDİ OLUN SAYGILI OLUN

hopali
(01/09/2010 - 14:03)
boroboro+1000 biz KEMALİSTler olarak arkandayız kardeşim kuvai milliyeye bile hakaret eden bu köpeklere karşı mücadeleni onurla karşılıyoruz.bende şöyle ilave edeyim.Soysuzlar bu ülke , bu üniversite size kalmadı kemalist gençlik sizi süpürecektir.

cancak
(01/09/2010 - 14:49)
arkadaşlar bende tek tip askerliği destekliyorum zaten diğer türlü anayasaya ve Atatürk ilkelerine aykrdır
n\a
(04/09/2010 - 00:03)
benim fikrim askerliğin kalkmasıdır.kimseye zorlana askerlik yaptırılamaz.askerlik aynı doktorluk ,mühendislik gibi profosyenel işidir.sen tutupta askerlikten anlamayan daha ilk defa silah görüpte,eline kaç milyarlık silahı verip iki ay eğitip yaptırıp dağlara gönderiyosan.burda bir yanlış vardır.bu adam boşuna ölecektir.

işin diğer boyutuna bakarsak bide subaylara hizmetçiliğide vatan görevi saymışız.kimse kusura bakmasın bu düpedüz sahtekarlıktır.sen o insanların hayatını böle çalamazsın.

demem o ki askerlik profosyenel olsun.subaylarda kendine hizmetçi tutsun.temizlik gibi işleride dışardaki işsizler yapsın.hem bu sayede işsizliği bir nebze önleriz.

şunu ekleyim yukardaki o her türk asker doğar diyen arkadaşları askerde görmek isteriz.kendilerini atatürkçülük kılıfı altında yobazlıklıklarını , bağnazlıklarını gizleyememişler.her türk asker doğmaz geçin bunu.

Yorum Ekle

 
a305teyim.com © 2007 - forzamakine tarafından hazırlanmıştır.
a305teyim.com YTÜ makine mühendisliği öğrencileri tarafından hazırlanmış olup, burada yazılan hiçbir içerikten sorumlu tutulamaz. yazılan her yorum kişinin kendisine aittir.
a305teyim.com üyelerinin kişisel verilerini saklı tutar, başka kurum ya da kuruluşlarla paylaşmaz ancak gerektiğinde yasal mercilerin istemesi üzerine bu bilgiler aleyhinize kullanılabilir.