usis - mkm

AnasayfaDers Bilgi BankasıDers NotlarıSohbetİletişim
kullanıcı adı:     şifre:    Beni Hatırla       
mmo nükleer santral açıklaması
Türkiye Enerji Alanında Yatırımcı Şirketlerin Çıkarlarını Değil, Yerli ve Yenilenebilir Kaynaklara Dayalı, Ulusal ve Kamusal Çıkarları Gözeten Kamusal Planlama, Kamusal Üretim, Kamusal Denetim Esaslı Strateji ve Programlar Uygulamalıdır.


Türkiye ile Rusya Arasında Akkuyu‘da Nükleer Güç Santralinin Tesisine ve İşletimine Dair İşbirliğine İlişkin Anlaşmayı Onaylayan Kanun Tasarısı, TBMM Genel Kurulunda kabul edilmiş bulunuyor. Yasa, Mersin Akkuyu‘da bir nükleer güç santrali kurulması ve işletilmesine yönelik düzenlemeler içeriyor.

AKP iktidarı, nükleer enerji gibi bilimsel ölçütlerin titizlikle ve planlı bir şekilde uygulanması gereken bir alanda, bu yasa ile ülke ekonomisi, ulusal ve kamusal çıkarlar, çevre ve insan faktörlerini dışlayıcı, dışa bağımlığı artırıcı bir karara daha imza atmıştır.

Bu anlaşma ile Rusya Federasyonu, proje şirketine bedelsiz arazi tahsisi yapılması, 15 yıl yüksek fiyatlı alım garantisi sağlanması gibi avantajlarla, yatırımcı Rus firmasına, kendi topraklarından uzakta, her türlü riskten arınmış olarak nükleer santral işletme olanağı elde etmektedir. Türkiye açısından ise Rusya‘ya doğalgazda % 54, petrolde % 30 oranındaki bağımlılığa nükleer enerji eklenmektedir.

Uluslararası Atom Enerjisi Komisyonu verilerine göre; ülkelerin nükleer enerji programına geçişleri uzun yıllar süren çok ciddi ve kapsamlı çalışmaları gerektirmektedir. Bu çalışmalar içinde ulusal enerji stratejisiyle bağlantılı nükleer enerji programı, ayrıntılı yasal altyapı, ikincil mevzuat ve düzenleyici altyapı, nükleer güvenlik ve silahsızlanma programları, radyasyondan korunma, ulusal elektrik şebekesiyle bağlantı, insan kaynakları planlaması, halkı bilgilendirme ve aydınlatma çalışmaları, santral sahası ve yardımcı tesisler planlaması, çevresel koruma, acil durum ve emniyet planlaması, nükleer yakıt çevrimi ve radyoaktif atıkların yönetimi ve yerli sanayinin katılımı v.b. başlıklar bulunmaktadır. Bu konularda ülkemizde yapılan çalışmalar sınırlı ve yetersizdir.

Ayrıca ilgili kuruluşlarının kim olduğu bile kararlaştırılmamış, düzenleyici kuruluşun görev ve yetkileri tanımlanmamışken, bütün bu çalışmaların ve sorumlulukların yatırımcı Rus şirketine bırakılması gayri ciddi ve kabul edilemez bir davranıştır, ulusal egemenlik haklarının ihlal edilmesidir. Nükleer enerji gibi çok ciddi bilimsel içerik ve teknik esaslar dahilinde ele alınması gereken stratejik bir yatırım alanı, gecekondu tarzı bir yaklaşımla, ulusal ve kamusal çıkarlar gözetilmeksizin, yalnızca yatırımcı şirketin haklarını korumayı esas alan bir düzenleme ile gerçekleştirilemez.

Türkiye‘nin bir nükleer santral ihale yasası bulunmasına karşın nükleer enerji yasası, nükleer enerji ile ilgili bütünsel bir planlaması ve tamamlanmış düzenleyici mevzuatı bulunmamaktadır. İlk yatırım maliyetleri diğer yakıtlı santrallere göre çok daha pahalı ve yatırım dönemleri (8-15 yıl) çok uzun olan nükleer santraller, teknoloji ve yakıt yönünden de tamamen dışa bağımlı, atıklarının yönetimi ise sorunlu ve pahalıdır. İşletilmeleri teknolojik riskler içeren, ekonomik ömürleri dolunca söküm maliyetleri ilk yatırım maliyetlerini aşabilen nükleer santrallere Türkiye hazır değildir.

Ayrıca nükleer enerji, Türkiye‘nin birincil enerji önceliği ve gereksinimi değildir. Elektrik üretiminde dışa bağımlılık oranı yüzde 60, toplam birincil enerji tüketiminde dışa bağımlılık oranı yüzde 73 olan Türkiye‘nin enerji gereksiniminin karşılanmasına yönelik yeni kaynak arayışları, bu bağımlılığı azaltacak, yerli ve yenilenebilir kaynaklara dayalı alternatif enerji politikalarıyla karşılanabilecektir. Bu açıdan Türkiye nükleer santralden elde edilecek enerjiden fazlasını sağlayacak yerli kaynak potansiyeline ve alternatif çözüm olanaklarına sahiptir. Ancak bu gerçekleri dile getiren TMMOB ve bağlı Odaların, bilim insanlarının, duyarlı kurum ve kuruluşların, ülke ve halk çıkarlarını esas alan çağrılarına kulaklar tıkanmakta, nükleer lobilerin kâr hırsları doğrultusunda kararlar alınmaktadır.

Enerji verimliliği uygulamalarının etkinleştirilmesi ve enerji tasarrufu sağlanması; yeterince değerlendirilmeyen linyit, hidrolik, rüzgar enerjisi, jeotermal ve güneşe dayalı elektrik üretim potansiyelinin harekete geçirilmesi; birincil enerji tüketimi ve elektrik üretiminde dışa bağımlılığın azaltılması, serbestleştirme ve özelleştirmelerden vazgeçilerek kaynakların esas olarak kamusal çıkarlar gözetilerek değerlendirilmesi, kamusal planlama, kamusal üretim ve denetim öncelikli enerji politikası olmalıdır. Yalnızca bu anlayışla ve enerji ile ilgili tüm alanlarda bütünlüklü bir planlama kapsamında, uzun erimli, dışa bağımlılığı ve riskleri azaltılmış bir nükleer enerji/teknoloji planlaması Türkiye‘nin ulusal toplumsal çıkarlarına uygun olabilecektir.

Bütün bu nedenlerle söz konusu yasa Cumhurbaşkanı tarafından onaylanmamalıdır.


Ali Ekber ÇAKAR

TMMOB Makina Mühendisleri Odası

Yönetim Kurulu Başkanı






gönderen: SEÇking - 20/07/2010 - 00:00
 Konu Hakkında Yapılan Yorumlar:
yorum yapan(tarih) yorum
mayk
(20/07/2010 - 10:24)
@1 özet geç
...
(20/07/2010 - 14:32)
püff püffffff rüzgar püfffff
Luftwaffe
(20/07/2010 - 14:42)
İşin özeti zaten bu..
makakula
(21/07/2010 - 10:46)
cumhurbaşkanı tarafından onaylanmama ihtimali sıfırın bile altında.


tmmob ota b..ka miting düzenleyeceğine ruslar gelmeden imzalar atılmadan halkı bilinçlerdirebilirdi

artık olan olmuş hani derler ya bişey olmuş şeyin davası olmaz diye durum o



n\a
(21/07/2010 - 11:52)
ideolojik
noone
(21/07/2010 - 15:57)
"Türkiye nükleer santralden elde edilecek enerjiden fazlasını sağlayacak yerli kaynak potansiyeline ve alternatif çözüm olanaklarına sahiptir."

Bu cümle bir kanıt değildir. Bir mühendis sorgulayıcı olmalıdır. Kaynakları, alternatif çözümleri, kuruluş maliyetleri ile verim hesapları yapılıp, çevre kirliliğine etkileri de araştırılıp sunulmalıdır ki nükleer enerjiye ihtiyacımız olmadığını düşünelim.

Kişisel kanaatim, bu alternatif çözümleri uygulamaya almak bir nükleer tesis kurmaktan çok daha maliyetli olacaktır. Ayrıca tüm bunlar tek bir nükleer tesisin verimini sağlayamayacaktır.

Alternatif çözümleri uygulayabilmek için paraya ihtiyaç var. Eğer toplum çıkarları düşünülerek kuruluyorsa, ben bu gerekli paranın da bu tesisten kazanılabileceğini ve alternatif enerji kaynakları için yatırım yapılabileceğini düşünüyorum.

"İlk yatırım maliyetleri diğer yakıtlı santrallere göre çok daha pahalı ve yatırım dönemleri (8-15 yıl) çok uzun olan nükleer santraller, teknoloji ve yakıt yönünden de tamamen dışa bağımlı, atıklarının yönetimi ise sorunlu ve pahalıdır."

Teknolojide dışa bağımlılığı engellemek de TMMOB nin görevi. Bunu gerçekten düşünüyorsa çözmesi hiç de zor olmaz. Bunun için milyarlarca dolara da ihtiyacı yok. Üniversitelerle iş birliği yapar, yurtdışında nükleer enerji mühendisliği bölümlerine burslu mühendisler gönderir (araştırma görevlisi, doktora öğrencisi vs.), teknolojinin teorisi de üniversitelerimize bu sayede gelir ve öğretilir.

Diğer yakıtlı tesislere göre kuruluş maliyeti fazla olabilir. Bunun yanında daha az yakıt kullanarak ve daha az çevre kirliliğine sebep olarak ve çok çok daha verimli bir enerji üretmesi de göz ardı edilmemelidir. Bu zamana kadar çevreye verdiğimiz zararı biraz olsun azaltmak için para harcamak zorundayız.

Kısaca, bu konu burada tartışılacak kadar küçük, basit bir konu değil. Lütfen size sunulanlarla yetinmeyin, araştırın. Rusya´yı Çernobille suçlamak yerine, şimdi aynı hataları yapma olasılığının ne kadar düşük olacağını düşünün. Bizde olabilecek bir patlamanın onlara da zarar vereceğinin bilincinde olan bir devlet kendine güvenmese bu riskli girişimde bulunmazdı. Diğer gelişmiş Avrupa ülkelerinin kaç tane nükleer tesisleri olduğunu, kaç tane kaza geçirdiklerini ve diğer alternatif enerjilerden de ne kadar yararlandıklarını araştırın. Enerjinin ülke ekonomilerine getirdiği katkılara bakın. Bir tek TMMOB ile EMO nun bildirileriyle, Green Peace in kulaktan dolma bilgilerle savunma eylemlerini dinlemeyin. Savunanların gerekçelerini de dinleyip öyle karar verin.

Süleyman Sevilgen hocamız bu konuda çok bilgili. Merak edenler, ilgilenenler bu konuda hocamızla konuşabilirler diye düşünüyorum.


Luftwaffe
(21/07/2010 - 17:17)
Yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanmak nükleer tesis kurmaktan çok daha maliyetli olacak demişsiniz.Ancak 15 yıl boyunca o santralden yüksek fiyatlı elektrik alacağımızı düşünecek olursak hangisinin daha maliyetli olacağını görebilirsin.

Hükümet diğer yasaları anında geçirirken , yenilenebilir enerji yasasını niye hala geçirmiyor ? Birçok girişimci yenilenebilir enerji konusunda bu yasanın geçmesini bekliyor . Ancak halen hiçbir adım atılmış değil.Heralde daha yenilenebilir enerji işine girecek yandaş bulamadılar.

Alternatif çözümlere verilen para da buraya verilen ne ??? Bu tesisten para kazanılacağını idda etmişsiniz.. Bu tesisten kazanç değil sadece zarar elde edilecek. Üstüne üstlük denizlerimiz kirlenecek, nükleer atıkları saklama derdine düşeceğiz.

Birde nükleer santraldeki rus şirketlerinin payı %51 den az olmayacak şartını unutmamak lazım.


Nükleer santral yapılmalı ancak bu teslimiyetçi zihniyet ile değil !

Şimdi birileri çıkıp ideolojik diyecektir.Bende şimdiden yazayım :
Evet kardeşim ideolojik !

Çünkü ülkemin kurumlarının teker teker satılmasından,peşkeş çekilmesinden bıktım..Satılacak neyimiz kaldı derken şimdi birde bu çıktı! Satılacak bir tek hayatımız kalmıştı. Onu da satıyorlar.. Hayatımızı ruslara elektrik parası ödemeye çalışarak geçireceğiz!
noone
(22/07/2010 - 00:17)
Bizim kendi başımıza nükleer santral kurabilme imkanımız olsaydı kurardık. Teknolojisini bilmediğimiz bu santrali kurmamız mümkün olsa bile bu çok riskli olurdu... Bu yüzden bilen birilerinin yapması çok önemli... %51 pay mı istemişler, ben çok görmüyorum... AKP´nin ülkeyi satma eylemleri arasında bu bence en masum planı... Bu sözlerime kızabilirsiniz, şaşırabilirsiniz ama ben böyle düşünüyorum... Umarım haksız çıkmam... Bu santralin şu ana kadar yapılmaması bile bence bir hata... Alternatif enerjiler tabi ki kullanılmalı, özellikle güneş enerjisi küçük yerleşim yerlerinde yaygınlaştırılmalı, bunun için teşvikler oluşturulmalı ki çoğu insan artık güneş enerjisiyle suyunu ısıtıyor... Dünya bize tasarruf edin mi diyor, biz bunu zaten yıllardır yapıyoruz... Ama şu unutulmamalı ki alternatif enerjiler bizim artan enerji talebimizi asla karşılayamayacaktır... Sürekli değişen rüzgar gücü, mevsimlik güneş enerjisi, zehirli atıkları olan termal enerji ve iklim değişikliğine, derelerin kurumasına, bir çok verimli arazinin sular altında kalmasına sebep olan hidroelektrik santraller yeterli değildir ve o kadar da masum değillerdir... Termik santralleri bu kategoriye sokmuyorum bile, zararlarına paha biçilmez...

Yapılacak bir nükleer tesis şu anki elektrik fiyatını daha da artırmayacaktır, bu korkunuzu anlamıyorum... 15 yıl ödeme mi yapılacak, her santralde yapılıyor bu ama getirisi çok daha fazla olacaktır 15 yıl sonra... Lütfen eklediğim linkleri ve alıntıları okuyun...

Tıkla: Nükleer Enerji´nin Faydaları

Sözlük okumayı seven ve her iki görüşü görmek isteyenler için;

Tıkla: Uludağ Sözlük

Sözlükten alıntı:

"Artık bütün dünyanın kullandığı bir teknolojiye sırtımızı çevirmemiz, geri bırakılmamız, muhtaç olmamız için gözümüze sokulmaya çalışılan argümandır. sağımız solumuz üstümüz altımız nükleer reaktörle dolmuşken neyin güvenliğinden söz ediyoruz merak uyandırmaktadır. sadece fransayla japonyanın nükleer kapasitesi bile bu işte ne kadar geç kaldığımızı göstermektedir."

bknz: Fransa´daki Nükleer Reaktörler

bknz: Japonya´daki Nükleer Reaktörler

Başka bir görüş:

"Gelişmiş avrupa ülkeleri ve abd yıllardır çatır çatır nükleer kurarken ve getirisinden faydalanırken hiç çevreyi falan düşünmüyor. Tüm dünya ve hatta açlıktan ağzı kokan sefil ermenistan bile nükleer kullanırken bizim buna karşı durmamızın akla uyan hiç bir yanı yoktur. Fransa yüz tane nükleer santralinin atığını idare ediyorsa türkiye de 1 tane santralin atığını idare edebilir. Avrupa devletleri bu atık sorununu düşünmüyor da biz mi düşüneceğiz? Herkes aptal bir akıllı biz miyiz bu dünyada? Türkiye nükleer santral kurmazsa dünya kurtulacak mı? Zaten her yıl bir sürü yeni santral kuruluyor zaten dünya sona gidiyor bunun kurtuluşu yok, biz o sona kadar kendimiz için en doğruyu yapmalıyız. Duygusal değil mantıklı olun. "

"Ülkemizde Enerji

Ülkemizde kurulu barajlarımız dönümlerce arazimizi sular altında bırakmıştır, üstelik yetersizdir. Bu açığı kapatmak için kullandığımız termik santrallerimiz aracılığıyla, tonlarca CO2, CO, SO2, NO2, ağır metallerden Ag, Pb, Sg, U ve daha bir çok zararlı maddeleri doğaya veririz. Bu gazlar en büyük çevre düşmanıdır. Ayrıca ülkemizdeki enerji açığımızı doğal gaz ile kapatmaya çalışıyoruz. Bu enerji türü, doğaya, termik santralden daha az zararlıdır. Ancak çevreye yine zararlı gazlar verilmektedir. Üstelik doğal gaz bulmamız çok ta kolay değil. Eğer komşu doğal gaz ülkeleri bu enerji kaynağı transferini keserse açıkta kalırız. Alternatif enerji diye tasarlananların hiç biri, nükleer enerjiye alternatif olamaz. Alternatif diye düşünülen, güneş ve rüzgar enerjisinden başka bir de termal enerji vardır. Yer altından gelen sıcak su çok korroziftir. Nitekim Denizli de ki su da böyledir. Ayrıca atık su ise çok zehirlidir. Bu suyun tekrar yer altına gönderilmesi gerekir. Çevreye zararlıdır. Bu enerji sistemi de, nükleer enerjiye asla alternatif olamaz. Türkiye nin en büyük barajı Atatürk Barajı dır. Bu barajın gücü 2400 MWh tir. Verimi ise %50 ile 1000 MWh tir. Ama yapılacak bir nükleer enerji santralindeki 8 adet reaktörün gücü ise 8000 MWh civarındadır. Buna göre 8*8000 den 64.000 MWh enerji üretilecektir. Bu da 64 barajın verdiği enerji demektir. Bu hesaplamalara göre yapılacak 8 nükleer enerji santrali 64 enerji üreten barajın ürettiği enerjiyi üretir buda nükleer santral başına 8 baraj demektir.
Ülkemizde Akkuyu üzerine 8 adet nükleer santral kurulması planlanmıştır ama halk çoğunlukla buna karşı çıkmıştır. Ama yukarıdaki koşullara ve hesaplamalara baktıkça bunun ne denli büyük bir kayıp olduğu ortaya çıkmıştır."
maverick87
(22/07/2010 - 01:08)
ihale şartları ağır ama mmo önce kendini sorgulamalı bence, ticari amaçlı ilk nükleer santral 1957 yılında kurulmuş ve aradan geçen 50 senede bizim mühendislerimiz yani biz neden bu konuda hiç yol alamamışız bunu tartışmak lazım...
gravedigger
(22/07/2010 - 11:32)
maverick mmo mu yetiştiriyor mühendisleri, bu kurum ne açıdan sorgulamalıymış kendini açıklar mısın.
mhmt16
(22/07/2010 - 17:48)
gravedigger, mmo mühendis yetştirmiyor ama bu odanın kuruluş amaçlarından birisi de sanayiye ve mühendislere yön vermesidir. eğer ülkemizdeki mühendisler nükleer enerji konusunda çok geri kalmışsa odanın da kendini sorgulaması gerekir bence
n\a
(22/07/2010 - 20:46)
adam haklı beyler
maverick87
(23/07/2010 - 20:31)
mmo mühendis yetiştiriyor diye bişey söylemedim, ben sadece mmo´nun görevinin anlaşmayı ekonomik olarak sorgulamak değil, çok daha fazlasını yapmak olduğunu düşünüyorum, bence nükleer enerji konusunda yetersiz kalmamızda mmo´nunda önemli bi payı vardır, bu şartlarla bu anlaşmaya bende karşıyım ama işin ekonomik yönünü bi iktisatçı hatta sokaktaki vatandaşımda çok net değerlendirebilir, bunun için mühendis olmaya gerek yok...
zeval
(25/07/2010 - 13:09)
Çok yanlış anlaşılan birşey var; mesele nükleer enerji değil mesele nükleer enerji üzerinden araştırma yapmak dünyada nükleer güç olan bütün devletler atom altı fiziği ve radyoaktivite araştırmalarında ilk 10 dalar.
Nükleer enerji Türkiyede uygulanmalı ve kullanılmalı kendimize ait bir araştırma sistemimiz olmalı daha çok iş, daha çok komplex uzmanlık alanları.Bir mühendisin bunlara karşı çıkması ya cehalet yada dünyayı hala 60 larda ki gibi sınıf mücadelesi tarihi olarak açıklama hastalığıdır TMMOB nunda hangi çağdan kalma kafa yapısına sahip olduğu gösteren yönetimi kendi kontrolüne verilecek bir sistemi bile kendi kafasına göre red edebiliyor...
razumin
(25/07/2010 - 18:55)
mmo ne zaman politikayı bırakacakta kendi işine bakacak merak ediyorum.
repeater
(26/07/2010 - 01:08)
ülkedeki mühendislerin %43´ü 1200 ytl üzerinde maaş alırken dengeli bir gelir dağılımın olduğu bir ülkede neden politika yapılırki bunlar ideolojik.madenlerde insanlar ölürken odaların yaptırım yetikisi yokken politika olur herşey. eger denetlediği madeni kapatabilse zaten politika yapmayıp işini yapacak
noone
(26/07/2010 - 18:02)
böyle mantıklı yorumlar görmek ne güzel, mutlu oldum... :)
dmtrov
(27/07/2010 - 00:28)
Elektrik Mühendisleri Odası, Rusya‘nın Akkuyu‘da nükleer santral sahibi yapılmasına ilişkin anlaşma hakkındaki tasarının TBMM Genel Kurulu’nda görüşülecek olması nedeniyle bir basın açıklaması yaptı.


EMO‘DAN TARİHİ ÇAĞRI

Rusya ile yapılan nükleer santral anlaşmasını onaylamayın!

AKP Hükümeti, ülkemizi enerji alanında daha da bağımlı hale getirecek, teknoloji merkezi olmak bir yana teknolojik hükümranlık altına girmeyi kabul ettiği bir anlaşmayı TBMM‘den geçirerek, Rusya Federasyonu‘nun Türkiye‘de bir nükleer santral sahibi olmasını sağlamak istemektedir. TBMM‘deki milletvekillerimize, Genel Kurul gündemine alınan Rusya Federasyonu ile Mersin Akkuyu‘da nükleer santral kurulumuna ilişkin devletlerarası anlaşmayı onaylamamaları için çağrıda bulunuyoruz.

Bu çağrımızın somut nedenlerini şöyle özetleyebiliriz:

•- Türkiye nükleer santral sahibi olmayacaktır. Nükleer teknolojinin Türkiye‘ye getirilmesi söz konusu değildir. Yapılan iş, Rusya‘dan hat çekip Türkiye‘ye elektrik satılmasıyla aynıdır. Tek farklılık Rusya‘ya bedava arazi verilmesi ve satacağı elektriğe de alım garantisi sunulmasıdır. Rusya, Türkiye‘de bedavaya verilen arazi üzerinde, 15 yıl boyunca yüksek fiyatlı satış garantisiyle nükleer santral sahibi yapılmaktadır. Bu anlaşmada ülkemiz açısından ekonomik ve toplumsal anlamda hiçbir yarar bulunmamaktadır. Tersine milyarlarca dolarla ifade edilebilecek bir kamu zararı oluşturulacaktır.

•- Rusya‘ya nükleer santral kurdurma işinin hukuka aykırı olduğu açılan davalarda kanıtlanmıştır. Tek katılımcı ihale ile Rusya‘ya nükleer santral kurdurma işi verilmeye çalışılmış, TMMOB‘un açtığı dava sonucunda yargının verdiği kararla adına ihale bile denilmeyen yarışma iptal edilmek zorunda kalınmıştır. Hukuka aykırılığı saptanmış olan işlemler, ihale sürecinden ve yargı denetiminden kaçırılarak devletlerarası anlaşma yoluyla TBMM‘ye dayatılmaktadır.

•- Ülkemizin enerji güvenliği açısından da ciddi tehdit oluşturulmaktadır. Nükleer enerji santralının sahibi olan Rusya, enerji kaynağını da istediği yerden temin edecektir. Ülkemizin Rusya‘ya olan bağımlılığı daha da yükselecektir. Enerji alanında dışa bağımlılık oranımız yüzde 80‘lere tırmanacaktır.

•- Alım garantileri nedeniyle bugüne kadar oluşan kamu zararının hesabı dahi tutulamamışken, böylesi bir anlaşmayla nükleer santraldan üretilecek pahalı enerjiye garanti verilmesini anlamak mümkün değildir. Üstelik garantinin kapsamı nükleer santraldan öngörülen düzeyde elektrik üretilemezse Rusya‘nın bir şekilde temin edeceği elektriği de kapsamaktadır.

•- Ülkemizin yerli ve yenilebilir enerji kaynakları değerlendirilmemişken, bu şekilde dışa bağımlı, pahalı ve riskli bir teknolojiyle enerji üretimini kabul etmek mümkün değildir. Türkiye‘de 150-180 milyar kilovat saat olarak hesaplanan hidrolik potansiyelinin 2009 yılsonu itibarıyla yüzde 24‘ü kullanılabilmiştir. Rüzgar enerjisine ilişkin olarak 48 bin megavatlık potansiyel açıklanmış olup; 20 bin megavatlık bölümünün ekonomik olduğu düşünülse bile, işletmeye alınan rüzgar enerji santralı kapasitesi 1030 megavat civarında olması önemli bir yerli ve yenilenebilir kaynağımızın henüz değerlendirilmediğini göstermektedir. Güneş enerjisi potansiyeli de yıllık 380 milyar kilovat saat olarak açıklanmıştır. Jeotermal ve biyoyakıt da önemli enerji kaynakları olarak sıralamada yer almaktadır. Baz yük santralı olarak görev yapmak üzere, 10 milyar tonluk linyit kömür rezervi de değerlendirilmeyi beklemektedir.

•- Nükleer teknoloji dünyada, yenilenebilir enerji kaynakları, temiz yakma teknoloji ve pek çok çevre teknolojisinin gelişmediği dönemde dünya ülkelerinin cazip gördüğü bir teknolojidir. Uluslararası Enerji Ajansı ve ABD Enerji Bakanlığı tahminlerine göre 2030 yılında nükleer enerjinin elektrik üretimindeki payının düşmesi beklenmektedir.

•- Nükleer enerji üretiminde hiçbir enerji üretim modelinde olmayan ciddi bir atık sorunu bulunmaktadır. Atıkların depolanması ve yok edilmesi konusunda nihai bir çözüm hala bulunabilmiş değildir.

•- Ülkemiz için enerji alanında ciddi çözüm olanakları bulunmaktadır. Nükleer enerji santralının alternatifsiz olarak sunulması doğru değildir. Mevcut enerji potansiyelimizin değerlendirilmesi bir yana, öncelikle ülkemizde enerji verimliliği uygulamasıyla yüzde 25 düzeyinde enerji tasarrufu olanaklı görülmektedir ki bu tasarruf gerçekleştirildiğinde dahi Rusya ile yapılan anlaşma çerçevesinde kurulacak nükleer santraldan elde edilecek enerjiden daha fazlası, çok daha kolay ve ucuz bir yoldan elde edilebilir.

•- Ülkemizdeki mevcut santralların ciddi bir yenileme ve bakımdan geçirilmesi sonucunda kapasite kullanım oranlarının arttırılması da enerji ihtiyacımız için acil gündeme alınması gereken bir çözüm yoludur. Bu çerçeveye iletim ve dağıtım hatlarındaki kayıp enerjinin azaltılmasına yönelik çalışmalar da eklenmelidir.

Ülkemiz toprakları üzerinden enerji ithalatı anlamına gelen Rusya Federasyonu ile yapılan nükleer güç santralı anlaşmasının onaylanması hiçbir şekilde kamu yararı içermemektedir ve yerli yenilenebilir enerji kaynakları üzerinden bir enerji stratejisi geliştirmemizin de önüne geçilmektedir. Nitekim TBMM‘de yenilenebilir enerji kaynaklarına ilişkin yasa 2 yıldır beklerken, nükleer santral yasaları üzerinde çalışılmaya imkan verilmeksizin hızla geçirilmektedir. Tüm bu olgular göz önünde bulundurularak, milletvekillerimizin TBMM‘de bugün görüşülecek olan anlaşmanın onaylanmasına ilişkin kanuna hayır oyu kullanmalarının tarihsel bir görev olduğunu hatırlatıyoruz.

ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI
YÖNETİM KURULU
14.07.2010


noone
(27/07/2010 - 02:14)
EMO 3 sene önce nükleer kaza riski ile bir sürü döküman dağıtarak başladı bu tü-kaka anti-nükleer girişime... Daha o zaman hocama sorduğum bir soru vardı: hocam madem bu enerji bu kadar gerekli ve güvenilir, neden EMO bu kadar karşı?... Cevabı, EMO´nun çıkarlarına ters düştüğü için bu politikayı izlemesiydi... Yani, eğer bir nükleer tesis yapılırsa, diğer tüm termik, hidroelektrik santral işletmecileri ve buradan kar sağlayan herkesin karının bölünecek olması...

EMO şimdi politika değiştirip anlaşma maddelerine karşı çıkmaya başlamış... Baktı kimseyi kandıramıyor, bir de böyle deneyelim dedi... Son çırpınışları...


Atahan
(27/07/2010 - 08:10)
Yorumlar çok uzun tamamen okuyamadım; ancak noone adlı arkadaş Rusya´yı Çernobil´le suçlamayın demiş. Fakat bu işte daha deneyimli, ehil Japon, Fransız ya da Amerikan şirketleri dururken geçmişi sabıkalı Rusya´ya niye bu iş bırakılıyor. Riski yok demişsin aynı hatayı yapmalar demişsin. Madem aynı hatayı yapmazlarsa bugün niye hala eski doğu bloğu ülkerinde Çernobil´deki eski köhne teknolojiyi kullanan santral revize edilmiyor ya da kapatılmıyor? Şu an birkaç santral bulunmakta bu teknolojiyi kullanmya devam eden. Bunların dışında, ülkemiz, malum, deprem kuşağında. Japonlar da bu konuda bayağı bir deneyimli. Böyle bir firmaya neden verilmedi bu iş, örneği Toshiba? Hatta herhangi bir ihale ile açılmadan doğrudan doğruya Ruslar´a havale edildi. Sakın burada bir iş kotarma gibi bir durum olmasın, Mavi Akım, Beyaz Enerji gibi dosyalardaki gibi?
noone
(27/07/2010 - 14:04)
"Bunların dışında, ülkemiz, malum, deprem kuşağında. Japonlar da bu konuda bayağı bir deneyimli. Böyle bir firmaya neden verilmedi bu iş, örneği Toshiba? Hatta herhangi bir ihale ile açılmadan doğrudan doğruya Ruslar´a havale edildi. Sakın burada bir iş kotarma gibi bir durum olmasın, Mavi Akım, Beyaz Enerji gibi dosyalardaki gibi?

"Bu sorularına cevap verebilecek pozisyonda istihbarat taşımıyorum... RTE´ye sorabilirsin, artık mektup mu yazarsın naparsın ama bilmem cevap verir mi?

Doğu Bloğu ülkeleri ile Rusya´nın ilişkisini çözemedim, Rusya mı yapmış santrallerini?

Sadece Ermenistan ve Bulgaristan´ın santrallerinin çok kötü durumda olduğunu biliyorum...
Ama şunu düşünmüyorsunuz, her iki ülkede hatta diğer komşu ülkelerimizde olabilecek bir patlamanın yine bizi etkileyeceğini... Yani ha sınırımızın biraz uzağında ha sınır içinde bence bir farkı yok.. Hiç değilse sınır içinde olsun da biz de biraz nükleer teknolojiyi takip edebilelim...

Son olarak benim yazdıklarımı nasıl anladığını da ben anlayamadım... Bak bakalım ben ne yazmışım:

"Kısaca, bu konu burada tartışılacak kadar küçük, basit bir konu değil. Lütfen size sunulanlarla yetinmeyin, araştırın. Rusya´yı Çernobille suçlamak yerine, şimdi aynı hataları yapma olasılığının ne kadar düşük olacağını düşünün. Bizde olabilecek bir patlamanın onlara da zarar vereceğinin bilincinde olan bir devlet kendine güvenmese bu riskli girişimde bulunmazdı. Diğer gelişmiş Avrupa ülkelerinin kaç tane nükleer tesisleri olduğunu, kaç tane kaza geçirdiklerini ve diğer alternatif enerjilerden de ne kadar yararlandıklarını araştırın.Enerjinin ülke ekonomilerine getirdiği katkılara bakın. Bir tek TMMOB ile EMO nun bildirileriyle, Green Peace in kulaktan dolma bilgilerle savunma eylemlerini dinlemeyin. Savunanların gerekçelerini de dinleyip öyle karar verin. "


Gördüğün üzere ben suçlamayın değil "suçlamak yerine" tabirini kullandım... Ayrıca "risksiz" değil tam aksine "riskli" kelimesini kullandım... nereden çıkardın bunları anlayamadım... İşine geldiği gibi anlama lütfen... Sorduğun tüm soruların cevapları da eğer "üşenmez" okursan burada bulabilirsin...,

Zaten karşı çıkma sebebiniz de "okumaya üşenmeniz" değil mi??? Okumaya üşenen mühendis ne işe yarar bu ülkede???

Zorunuza gidebilir, gitsin diye yazdım zaten...

anlaşmayı da atayım okuyun:
sayfada en altta "anlaşma metnini buradan indirebilirsiniz" kısmında

http://www.greenpeace.org/turkey/news/akkuyu-nukleer-anlasma-220610
dmtrov
(27/07/2010 - 21:52)
noone emo gayet güzel açıklamış ben de beğendim ekledim.. çok teorik bir cevap vermişsin bravo..emo nükleer santrallere 3 yıldan çok daha fazladır karşı. politikası tersine dönmüş gibi değil hatta gelişerek devam etmiştir.enerji kullanımı insan yaşamı içindir insan olmadıktan sonra reaktörlerinin bir işe yarayacağını sanmıyorum. alternatifsiz olsa tartışılabilir ama diğer enerji kaynaklarının % kaçı kullanılıyor orda yazıyor.kurulacak santrali akkuyulular da istemiyor zaten.bilime katkısı olmayacağını da hepimiz biliyoruz çünkü yeni birşey yok eski teknoloji tekrarlanacak ve zaten insanlık açısından etik olmadığından bilimle de mühendis yetiştirmeyle de bir alakası yok. hele bu ülkede yaşayan mühendislerle zaten ilgisi yok kadroyu ruslar belirliyor.
SEÇking
(27/07/2010 - 23:24)
ya nükleer santralimiz olsun kim istemezki ama bu teslimiyetçi politikayla olmasın şimdiye kadar olmadı varsın bi kaç sene daha olmasın ben güney korenin ilk santralini dışarıya yaptırıp diğer 20 santralini kendi yaptığını hatta diğer ülkelere de santral yaptığını dinlemiştim bi konferansta

nükleer santralimiz olsun bu şartlarda olmasın

iki de birden iyi olsa olmaz mı TÜRK milletinin kaderimi bu bi iyi bi kötü durumu
Atahan
(28/07/2010 - 00:07)
Noone, sen de benim dediklerimi anlmamışsın. Yazdıklarımı iyisi mi yeniden oku. Nükleere karşıyım demedim. Ben "ihalesiz bir şekilde Ruslara verilmesine" karşı olduğunu vurguladım. Bu işlerde daha deneyimli, özellikle deprem kuşağı olan ülkemizde bu işte daha uzmanlaşmış bir ülkeye verilebileceğini söyledim. İkincisi Doğu Bloğu ülkerindeki mantık şu. Zamanında buradaki santralleri Ruslar kurdu ve daha o eski teknolojiyi kullanılıyor. Yani Rus devleti buradaki durmu pek ciddiye almıyor. Aynı durum sonra bizde de olmasın. Bu teknolojinin sürekli kendini yenilemesi gerekli. Yapan firma ya da firmaların bunların peşinden koşması gerekli. Görüldüğü kadarıyla pek peşinde koştukları görülmüyor. Bir de sana şu doğu bloğu ülkeri ile bağlantı mantığını biraz daha açayım. Bugün hala siyasi, ekonomik ve teknolojik olarak çoğu Rus güdümünde. Hatta bu santrallerden birinin bulunduğu ülkelerden, Ermenistan´ın sınırlarını ve oraya giriş çıkışlardaki pasaport kontrollerini Rus askerleri yapıyor. Ayrıca ben sana istihbarat taşıyorsun demedim. Sadce tek firmaya ihalesiz işin verilmesini eleştirdim.
noone
(29/07/2010 - 18:50)
Ya bana EMO yla MEMO yu savunmayın gençler, ne yaptılar savunulacak??? Sizin için bizim için ne yaptılar şu zamana kadar???

Akkuyu´lu santral istemez tabi niye istesin, kim ister yakınında bir santral? Ama nükleer değil sebebi, termik de olsa istemez, hidroelektrik de olsa istemez... Greenpeace göz korkuttukça o insanlar tabi ki korkar...

Yorumlarım teorik değilmiş, öyle birşey iddia etmedim zaten... Yıllardır takip ediyorum ben de EMO cuğunuzun politikasını... Çocukları "öcüüü" diye korkutmaktan farksız değil yaptıkları...

Son kez söylüyorum, iş niye Rusya´ya verildi niye Japonya´ya verilmedi, niye ihale açılmadı sorularının cevabı bende değil arkadaşlar... Bu soruları görürsem birgün RTE´yi bizzat soracağım söz size... Ama yapabileceğimiz birşey varsa bu sorulara cevap alabilmek için elimden geleni de yaparım... AKePE yandaşı, savunucusu değilim...

Ayrıca şuna da çok güldüm, yapılacak santralin teknolojisi eskiymiş, dolayısıyla bize bir şey öğretmeyecekmiş... Sorarım sana birader, hayatında kaç tane nükleer santral, reaktör gördün sen ki "2006" teknolojisine eski diyorsun???


son olarak;
@Atahan; arkadaşım ben senin dediğini anladım, sen şöyle dedin diye bir ifade kullanmadan da cevap verdim...
Sana nükleere karşısın diye birşey demedim... Afedersin ama nerenle okuyorsun??
Karşısınız dedim, sana değil karşı olanlara hitap ederek...Sen değilsin ama karşı olan çok kişi var...

Olay sen şunu yaptın ben bunu yaptım da değil, olay ön yargıyla yaklaşıp söylediğim sözleri işine geldiği gibi algılaman... Hatta şimdi de sana hakaret ettiğimi düşüneceksin daha da sinirleneceksin...
Yaptığım espriyi bile anlamadın ve istihbarat mevzu´nu ciddiye aldın... PES!!!

Aynı noktada buluşup daha mantıklı cevaplar bulabileceğimiz halde birbirimize düşmanca muamele ediyoruz...

Anlaşmayı okudun mu bilmiyorum, şöyle bir madde var:
2. Söz konusu işbirliği, belirtilenlerle sınırlı olmamak üzere, aşağıdaki hususları kapsar:
...
2.4.NGS’nin tasarımı, inşası ve işletiminin tüm aşamalarında Proje’nin güvenilir kalitesinin temin
edilmesi;
...
2.6. NGS’nin emniyetli ve güvenilir işletimi;
...
2.8. NGS’nin yükseltilmesi, denenmesi ve bakımı;

Özellikle koyu renkle kopyaladığım madde sana güven verir mi bilmem ama bana diğer doğu bloğu ülkelerinde yaptığı ihmalkarlığı yapmayacağı, yükseltilmesi ve güvenliği konusunda daha ilgili olacağını düşündürdü... Tabi sen istediğin yorumu çıkarmakta özgürsün...


Ah bir de çözüm üretebilsek, muhalefetten farkımız olurdu biraz...



Yorum Ekle

 
a305teyim.com © 2007 - forzamakine tarafından hazırlanmıştır.
a305teyim.com YTÜ makine mühendisliği öğrencileri tarafından hazırlanmış olup, burada yazılan hiçbir içerikten sorumlu tutulamaz. yazılan her yorum kişinin kendisine aittir.
a305teyim.com üyelerinin kişisel verilerini saklı tutar, başka kurum ya da kuruluşlarla paylaşmaz ancak gerektiğinde yasal mercilerin istemesi üzerine bu bilgiler aleyhinize kullanılabilir.