|
|
     
|
| Staj Günlüğüm |
|
Yine yaklaşık 2 saat süren yolun ardından saat 10 da fabrikaya vardım. En az 70 desibellik talaşlı imalat bölümüne girdim. Faaliyet 2 saat önceden başlamıştı. 10 dakikalık çay molası verildi. Tezgahlardan fırlayan adamlar oturacak yer kapmak için tabana kuvvet koşuşuyorlar, buldukları sandalyeye oturup 10 dakika adalelerini dinlendirmeye çalışıyorlardı. Günü geçmiş sayfaları dağılmış bir gazete elden ele geziyordu. Demli çay plastik bardaklarda içiliyordu. Kulakları kemiren siren sesi en acı şekilde çalıyordu. Herkes işinin başına koşarak geçti. Ali amca yine radyal matkabının başında sayısız delik delecekti. İsmini bilmediğim tonton amca torna tezgahında artistik bilek hareketleriyle 13 teki yemeğe kadar ara vermeden işini yapıyordu. CNC başında lise 4. sınıflı bir çocuk vardı. Manitasından yeni ayrılmıştı. Üniversitede kız var mı diye sordu. 4 dakika arayla CNC ye yeni vanaları koyuyordu. Herkesin periyodik bir hayatı vardı. Kimisi 4 dakikada bir vana değiştiriyor, kimisi 30 saniyede bir delik deliyordu. En büyük periyoda sahip olan sabah işine geldikten sonra yarın sabah aynı işi yapandı. Boyama bölümüne gittim. Her gören stajyer olduğumu anlıyordu. Sırasıyla hangi okul? sınıf? ve 4 yıllık mı? soruları geliyordu... Okudun kurtardın hayatını cümleleri takip ediyordu. Keşke okusaydık vakit geçti bizden isyanları sonlandırıyordu. Yine volta atıyordum tezgahların arasındaki karidorlarda..Hava soğuk kaloriferler çalışmıyordu. Ellerim cebimde veya bağlıydı. Bağlıyken Müdür gördü, indir kollarını hareketi yaptı. İndirdi. Alışkanlıktan ellerim cepte yürürken amir gördü. Ellerini cebinden çıkart dedi ve ne anlama geldiğini biliyor musun dedi. Bende soğuktan ellerimi cebime soktum dedim. Başladı anlatmaya ellerini cebine sokarsan sorun yok demekmiş vs. Dedim maedem öyle kaloriferleri yak bu soğukta, duymadı belki duymamazlıktan geldi, kendi bildiğini söledi... Acı siren sesi bu kez tatlı duyuldu. 13 olmuştu saat ,yemek vaktiydi..Kuyu suyu sofradaki şahane yemeklere eşlik ediyordu. Yemek bitti, gidenler mescide gitti kalalar sigarasını tüttürdü. Siren çaldı. Yine herkes işinin başına geçti. Kalite kontrol bölümüne geçtim. Musluklarla sızdırmazlık testini kontrol ettim. Not aldım. Ustayla muhabbet ederken do u speak english dedi. Yes dedim. Başladı çatır çutur konuşmaya. Gayet akıcı ingilizcesi vardı adamın. Nereden öğrendim dedim. İngilizce cevap verdi, sadece yabancı tv kanallarını izleyerek ingilizce öğrenmiş. Bana Türkçe konuşma benimle dedi. İlk kez öğrendiği ingilizceyle birisiyle konuşacaktı o da bendim. Ön yargılarım yıkıldı. O adam 8-20 arası işinde olan, akşam eve gidip uyuyup işine giden biri olmalıydı. Nasıl böyle ingilizce öğrendi nasıl diye düşündüm. Tezgahın altına koyduğu yanabcı gazete ve dergileri çıkardı. Zamanım olduğu kadar bunları okuyorum dedi. Lan bizim zamanımız var ne işlerle uğraşıyorduk bu yaşımızda:/ Utandım kendimden. Adamı içimden kutladım. Süper birisiydi, idolümdü artık. Mühendis bile ingilizce bilmiyor dedi, konuşacak kimse bulamıyorum dedi, peki nerden geldi bu merak diye sordum. Merak işte dedi, işine devam etti. Benden iyi ingilizce konuşabildiğini anladım, yavaş yavaş topuk yaptım oradan daha da rezil olmamak için ama içimden vay be adama bak diyerekten... Yine talaşlı imalat bölümüne girdim. Muhabbet ettiğim lise 4. sınıf çocukla muhabbet ederken 70 li yaşlarda tulumlu yaşlı bir adam ve peşinden mühendisler teknikerler ordusu içeri girdi. Adam farbikanın sahibiymiş. Mallar yanlış çıkmıştı CNC den. Bir kaso ortamı suçu birbirine atmalar falan ardından dağıldı kalabalık, Patron yan CNC deki 25 li yaşlardaki çocuğa kolay gelsin dedi, sağol demesine kalmadan konuşturmayayım seni işine devam et dedi. Oysa çocuk 7/24 ayaktaydı. Otursa işini aksatacak birşey olmayacaktı. Amirlerin egosu yüzünden bel ağrıları vardı bu yaşta. Sonra çocukla konuşmaya gittim. 740 lira aylık alıyordu, günde 12 saat ayakta o gürültüde çalışarak. mesai yapıyordu akşam 2 saat daha ekstradan ve saati 2 liraya. Oysa fabrikatör amcamız peynir ekmek gibi satıyordu malları.. Ardından bir dedikodu yayıldı. Meğersem çinden aldığı malların etiketlerini çıkartıp avrupaya satıyormuş bizim fabrika ve bir tanesinin etiketini üzerinde bırakmış ve mallr geri dnmüş. :O:O smiley ları yapılacak bir hava vardı. Neydi bu büyüme, para hırsı anlamış değildim. Çocuk maaşlardan muhabbet açtı. durmunu gayet anlıyordum 12 saat o gürültede ayakta çalışıyordu ve 740 tl aylık alıyordu fakat dedğine göre tornacı tonton amca 680 lira alıyormuş. :O yaptım yine, 400 lira kira ve 680 lira:/ Ne şeyden bir Dünyada yaşadığımın bir kez daha farkına vardım. Çok üzülmüştüm durumlarına, herkes lanet yağdırıyordu patronlarına ve hayatlarına ama mecburlardı 3 yıldır zam almıyorlardı. Oysa buzlu bademlerle gezen patronları vardı. Daha fazla dinleemk istemedim CNC nin içine bor yağı akmış camların içinden bakıyordum. Matkap delme işlemi yaparken çıkardığı ses sanki matkabın kulağımı deldiği hissini uyandırıyordu bende... Artık ayaklarımda tutmuyordu, oysa ben kurtaracaktım hafta sonu ama ya işçiler? Yeni aynı periyodik hayatları devam edeceklerdi. Acı siren yine tatlı çaldı. 18 de bazı işçiler dağıldı kimisi saati 2 liradan 2 saat daha çalışıp mesai yapacaklardı. Staj defterime de bunları yazmak vardı da buraya yazmış bulundum bir kere... |
gönderen: chorock - 29/01/2010 - 23:55
|
| Konu Hakkında Yapılan Yorumlar: |
| yorum yapan(tarih) | yorum |
| onur3427 (30/01/2010 - 00:02) | durum her fabrikada bu malesef ..  |
| n\a (30/01/2010 - 00:03) | eline sağlık staj yaptığım zamanı hatırladım.aynı yerdemi yaptık acaba çünkü anlatılanların aynısını bende yaşadım çin işi hariç.bmp) emek vermişin baya tbrkler... |
| kendisimikurarim (30/01/2010 - 01:45) | kimseye inanma herkes yalancı en fakirininde bile milyarlık telefonlar var bizim ayagımzıda yakkabı yok ceibmzide 20 tl lik telefon var, başarılıyız güya lanet hocalarla uğraşıyoruz adaleti bu mu ülkenin, tabi özel sektörde muhendis denen insanları çok sömürecekler o ayrı mesele |
| SkRyLı (30/01/2010 - 01:53) | pazartesi ben de baslıycam talaslı stajına.demek böle yapııyormus bu staj |
