**İnsan vücudunda elektrik ürettiler** |
21 Aralık 2008 - ABD'de patentle korumaya alınan yöntemde, düşük frekanslı sarsıntılar önce yüksek frekansa, sonra da elektrik enerjisine çevriliyor. Türk araştırmacıların geliştirdiği sistem, dünyadaki örneklerinden düşük frekanslarda bile yüksek enerji elde etme özelliğiyle öne çıkıyor. ODTÜ Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Haluk Külah, son dönemlerde popüler olan mikroelektromekanik sistemler (MEMS) ile nem, sıcaklık, basınç ve sarsıntıyı enerjiye çeviren yüksek performanslı algılayıcıların çok düşük maliyetlerle üretilebildiğini belirtti. MEMS'in yanısıra gelişen kablosuz iletişim teknolojisinin de çevresel gözlem gibi pek çok askeri ve sivil uygulamada yeni kullanım alanları yarattığını anlatan Külah, bu teknolojiyle günlük hayatta kullanılan cep telefonu, avuç içi bilgisayar, müzik çalar gibi elektronik cihazların da artık daha küçük boyutlarda üretilebildiğini ve daha az enerjiye ihtiyaç duyduğunu ifade etti. Isı, ışık, akustik gibi alternatif enerji kaynakları arasındaki sarsıntının her ortamda bulunabilir olmasının ayrı bir önemi olduğunu vurgulayan Külah, çevresel sarsıntıya, kalabalık bir yol kenarında bulunan pencere sarsıntıları, insan vücudunun hareketiyle oluşan sarsıntılar ya da otomobilin yüzeyindeki sarsıntıları örnek gösterdi. Bugüne kadar sarsıntıdan mikroçip seviyesinde enerji üretmek üzere çeşitli araştırma gruplarının bir takım çevirim yöntemleri sunduğunu anımsatan Külah, ODTÜ MEMS Merkezi'nde geliştirdikleri projeleriyle ilgili şu bilgileri verdi: “TÜBİTAK destekli araştırma projemizde MEMS teknolojisi kullanarak çevresel titreşimlerden yani hareket enerjisinden elektriksel enerji üretebilen yapılar geliştirdik. Bu yapılar rezonans bir kol, bu kol üzerindeki metal sarımlar ve sabit bir mıknatıstan oluşuyor. Rezonans kol ve üzerindeki metal sarımlar, çevresel titreşimlerle, sabit mıknatısa göre hareket ederek elektriksel enerji üretiyor. Üretilen enerji, bu kollardan birden fazla yapılarak, seri olarak bağlanmasıyla artırılabiliyor.” Külah, geliştirdikleri sistemde düşük frekanslı sarsıntıların yüksek frekanslı sarsıntılara, daha sonra da elektrik enerjisine çevrildiğini belirtti. “ELEKTRİĞİ DEPOLAYABİLİYOR” Üretilen enerjinin daha sonra kullanılmak üzere depolanabileceğini aktaran Külah, ayrıca 8x9.5x0.5 mm boyutları ve 200 mg ağırlığı ile kolay tanışabildiğini belirten Külah, sistemin özellikle mikro algılayıcılar, kablosuz iletişim ve askeri uygulamalarda kullanılabileceğini belirterek, şöyle devam etti: “Gelecekte ortam sıcaklığını, bu ortamda biyolojik bir silahın bulunup bulunmadığını ya da bir bölgede hareketin bulunup bulunmadığını ölçen minik toz şeklinde mikroçipler olacak. Böyle bir sistemde pil kullanılamayacak. Ortamın hareketinden enerjiyi depolayacak, günde bir defa bilgiyi ilgili birime iletebilecek sistemler gerekecek. Bu teknoloji günlük hayatta da cep telefonu, MP3ve IPhone ve giyilebilen bilgisayar gibi elektronik cihazlara da enerji sağlayacak. Sistem, mikro boyutlarda olduğundan görünmezlik teknolojilerinde de kullanılabilecek. Özellikle savunma sanayinde de çok popüler kullanımları söz konusu olabilecek. Örneğin bir askerin kol saatinde kimyasal ve biyolojik sensörlere enerji sağlayabilecek.” Külah, yaptıkları çalışmanın dünyada pek çok araştırma kuruluşunun geliştirdiği sistemlerden farkını ise “Dünyada çok düşük frekanslarda kullanılabilir seviyede enerji üretebilen sistemler bildiğimiz kadarıyla bulunmuyor. Bizim çalışmamız diğer çalışmalardan el ve kol gibi çok düşük frekanslı bir sarsıntıdan bile bir mikroçipi çalıştırabilecek yeterli enerji üretmesiyle ayrılıyor” sözleriyle özetledi. veteknoloji.com |
gönderen: denizyazgac - 22/12/2008 - 00:59
|
Konu Hakkında Yapılan Yorumlar: |
yorum yapan(tarih) | yorum |
SkRyLı (22/12/2008 - 01:25) | ya artk yeter bıktm ya her bişeyde odtü odtü neden biz bişey yapmıozya elbette yapyorzdr ama odtününki mi cok reklam oluo anlamadm |
denizyazgac (22/12/2008 - 16:26) | Devlet üniversitelere farklı miktarlarda ödenek veriyor. YTÜ ve ODTÜ'de birim akademisyen başına düşen öğrenci sayısı ortada. Bunun yanında, YTÜ kendi yüksek lisansında yetişen insanları akademisyen yapıyor. Bu durum Boğaziçi'nde bu şekilde değil. |
SonGOku (22/12/2008 - 17:00) | Akademik kadroda sirkülasyon olmalı. Bogazici ve odtü bu konuda gerçekten etkili yol izliyorlar. |
Larva (22/12/2008 - 21:46) | arkadaşlar her yıl dünya üniversiteleri sıralanır. bu sıralama yapılan araştırma yazılan makale sayısına göre yapılıyor. anadoludaki sıradan bir üni yıldızın önünde görünür.ama bu teknik imkanları akademik kadrosu,kaliteli öğrencisi cart curt hiç biri değil. yazdığı makale yaptıgı araştırma sayısına göre. 1. yıldızlı olarak kaç makale yayınladınızki_? yıldızda işler böledir.hocalar yatmaya yer ararken öğrenciler dünden razıdır. ayrıca bi konu üzerine arastırma yapıyorsun derleyip hocana teslim ediyorsun adam bi kere okuyup notu verip çöpe atıyor. onu işleme soksa bizde dünya üniv sıralamasında ilk 500 e gireriz. ama girsek ne olur girmesek ne olur. şimdi okulumuzda onaca bölüm var kaçı adam gibi kulüp kurmuş,üniversiteden yeterli maddi kaynağı almış ve hocalarının danışmanlığı altında proje üstüne proje geliştiryor? itü odtü gidip amerikadan birincilik ödülü alıp gelirken biz de ortaya atılmış yarım kalmış dandik projeler mevcut. eee artık bunca şeyden sonra bırakında odtü önde olsun bi zahmet |
GeneRAL (22/12/2008 - 23:05) | abi insan vücudundan elektrik yapiyor alem ben daha güneş enerjisinden elektrik yapma projeme başlamadim |