türkçe ve inkılap tarihi derslerinin kredileri |
Arkadaşlar, dostlar, duyanlar, duymayanlara duyuracaklar... Yıldız Teknik Üniversitesi ülkemizdeki en önemli resmi kurumlar arasında yüzde birlik dilime girebilecek, cumhuriyetten öncesine dayanan tarihiyle varlığını devam ettiren bir kuruluştur. Bende bu kuruluş içindeki belirli bir dönemdir eğitim gören parçayım. Geldiğimden beri aklımda bulunan ama bizzat tecrübe ettikten sonra paylaşmayı uygun bulduğum bir konuyu bu gece saatlerinde açıklamak istiyorum. Sizlerin de destekleriyle paylaşacağım konuyu kuru bir gürültü olarak bırakmayacağımı, gidilebilecek son yere hatta mahkemelere kadar bu işin arkasında olmaya gayret göstereceğimi belirtirim. Malumunuzdur ki okulumuzda Türkçe ve İnkılap Tarihi dersleri alınması zorunlu ve sıfır kredi. Bu durumun üzerinde fazlasıyla durmak gerekiyor. Bizler Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarıyız. Milletlerimiz farklı olabilir ama bizi birleştiren pek çok değer etrafında bugün vatandaşı olabildiğimiz, işgal edilmemiş topraklar üzerinde kurulu bir devletimiz var. Radikal duruşlar bu söylemi klasik bir milliyetçi tavır olarak niteleyebilirler. Yanıldığınızı belirtmem gerekiyor. Küçük yaşlardan beri kitapların içinde büyüdüm. En sevdiğim okuma alanı biyografiler ve hatıra kitaplarıydı. Böyle düşünen arkadaşlara şunu söyleyebilirim. Çok geçmişe gitmeden 1. Dünya Savaşı sırasında işgal edilmiş bölgelerdeki hatıraları okusunlar. Orada görecekler ki Batı’da Yunanlıların, güneyde Fransızların, doğuda Rusların ve gözü dönmüş Ermenilerin, İstanbul’da İngilizlerin, Trakya’da Bulgarların bugün iğrenerek, içimiz kan ağlayarak, lanet okuyarak okuduğumuz haberlerdeki gibi çocuk, kadın, erkek ayırmadan yaptıkları tecavüzler ve katliamlar anlatılır. Bunları da düşmanca bir tavırla, kışkırtmacı, kindarlık güden bir amaçla yazmıyorum. Kurumumuz uluslararası bir kurumdur. Bu milletlerden arkadaşlarımız olabilir. Kimse kimsenin hatasından sorumlu değildir. Vurguyu iyi algılayarak düşünmemiz gerekeni, iyi gözümüze kestirip konuyu dağıtmayalım. Sadece söylemek istediğim Çerkesi, Kürdü, Lazı, Türkü ve sayamadığım pek çok unsuruyla bu topraklarda başımıza bir durum geldi mi ayrılmadan aynı acıyı, işkenceyi, iğrençlikleri yaşıyoruz. Görelim ki bir devletin sevabıyla günahıyla varlığını kabul etmiş olalım. Bizi birleştirici değerlerin kıymetini bilelim. Bunların başında hiç şüphesiz ilk olarak din sonrasında da tarih ve dil gelir. Hepimizin dünya görüşümüz çerçevesinde geçmişin kalıntılarından gelen memnuniyetsizlikleri vardır. Bunları bir kenara bırakarak günümüzden alarak geleceğe yönelik değerlendirmeler yapmak gerekiyor. İnsanlık tarihi boyunca insanoğlunun iletişimini sağlayan ana faktör dildir ve bugüne geldiğimizde öyle ya da böyle bu dil de Türkçe olmuştur. Türkçe bizleri birleştiren ana unsurların başında gelir. Maalesef ki okulumuzda İngilizce dersleri 3´er krediyken Türkçe dersi 0 kredidir. Kendimize edebileceğimiz daha büyük bir hakaret, daha büyük bir aşağılama olabilir mi merak içindeyim. Bu hepimize acı vermesi gereken bir konudur. Ders kaygısıyla, mezun olup üç kuruş para kazanma aşkıyla hareket etmeyi bir kenara bırakarak onurlu bir duruş sergilememiz gerektiği kanaatindeyim. İngilizce kredilerinin o seviyedeyken Türkçe dersinin yok sayılması emperyalizmin farklı bir versiyonundan başka bir şey değildir. Tarihin belirli dönemlerinde sözlü olmuş olsa da, sağlam bir teşkilatlanma gerçekleştirmiş her devletin bir yazılı anayasası mevcuttur. Bugün bu devletin anayasasının 3. maddesinde geçtiği üzere resmi dili Türkçe´dir. Bu nokta da idarecilerin dikkate alması gereken noktadır. Okulumuzdaki durum anayasaya hakaret bile kabul edilebilir. Gelelim diğer konuya… İnkılap tarihi dersleri alanlar bilirler ki derste II. Mahmud döneminden başlayarak 1980 darbesi ve sonuçlarının yansımalarına kadar anlatılır. Genel kültür açısından 10 numara özetler sunulur. Ben hem Türkçe dersi hem inkılap tarihi derslerine giren hocalarımızın birikimlerine de saygı gösterilmesi gerektiğine inanıyorum. Çok zevkli bir halde dersleri işlemektedirler. Kefil de olurum. Kimse kusura bakmasın arkadaşlar bunları bilmeden ülkede ciddiye alınmazsınız. Yaşadığı ülkenin müfredattaki kadar tarihini bilmeyen bir adam niye yaşar ki? Ben inanıyorum ki bu dersler en kötü, pragmatik seviyeden yaklaştığınızda dahi işinize çok yarayacaklar. Anlatmak istediklerim eksik olmuş olabilir. En azından ilk giriş olarak bu konuya dikkat çekmeyi başarabilmek niyetindeyim. Sonra somut adımları birlikte atabileceğim illaki birkaç insan çıkacaktır. Teşekkürler… |
gönderen: LaZamani - 19/02/2018 - 01:32
|
Konu Hakkında Yapılan Yorumlar: |
yorum yapan(tarih) | yorum |
chkdska (19/02/2018 - 01:42) | Türkçe ve İnkılap dersleri tamamen kaldırılmalı Zaten bu derslerin verilişinden de ne kadar formalite olduğu ve aslında dayatmacı bir zihinden türediği de ortada. |
defansagel (19/02/2018 - 08:02) | Tarih ve dilin önemini bir çoğumuz biliyoruz bu farklı bir konu Ders mevzusuna gelirsek kredili olması filan mı lazım bu derslerin yani Okul bi güzellik yapmış 0 kredi yapmış.Dersleri kaldırmamışki zaten.Neresi anayasaya hakaret Bölümümüz zor zaten.Herkes bir an önce okulunu bitirme derdinde.Kredili olsa diğer sınavlardan vakit kalmayacak çalışmaya sonrada 2 kredilik ders için davutpaşaya sınavlara gidiyoruz, bu dersleri düşük getirdik vb. serzenişler olacak doğal olarak |
LaZamani (19/02/2018 - 20:59) | Yıllardır okuyan yazan kitleye sorulduğunda bu ülke neden hep bir kötü gidiş içerisinde diye şu cevabı verirlerdi: Çünkü mühendisler yönetiyor. Haklılık payları yüksekmiş. Dert okul bitirme, acaba bakmadan tam bir dilekçe yazabiliyor musunuz? |
osun (20/02/2018 - 09:40) | LaZamani’ye katılıyorum. Sanırım eskiden krediliymiş. Sonradan kaldırılmış. |
thingsweneverdid (20/02/2018 - 11:40) | Madem uzunca ifade edilmiş, karşıt görüşlü biri olarak ben de bir iki meram edeyim. Yazıda da radikal duruşlar bu söylemi klasik milliyetçi bir tavır olarak görebilir denmiş, ben biraz daha radikal davranıp bu söylemi milliyetçi bir hezeyan, oktay sinanoğluvari bir görüş olarak alıyorum. Yine de tutarsızlığı işaret eden noktaları, söylemden bağımsız olarak fikren ele alırsak doğru buluyorum. Bahsettiğim nokta, ingilizce dersleri ile türkçe arasında yaratılan tutarsızlık. "Anadilde" eğitimin en verimli eğitim olduğu ve anadilin de bu bağlamda bölüm fark etmeksizin eğitimin her noktasında doğru düzgün öğretilmesi kanısındayım. İnkılap tarihi konusunda ise tamamen karşıt fikirdeyim. Eğitimin her aşamasında verilen tarih derslerinin asıl ismi resmi/makbul tarihtir. Resmi tarih tezinin yıllardır dayatılmasının her milletin/devletin tarihin herhangi bir kesitinde yaptığı savaşlar ve toplu katliamlarla savunulması, üstüne üstlük bu ülkeye yüz yıldan beri ayrıştırma ve dayatma dışında hiçbir şey getirmeyen üç şeyin birleştirici değerler diye sayılması komediden başka bir şey değildir. Anayasa kısmına değinmeye gerek yok sanırım, konuyla alakasız tamamen. Fikirleri ve söylemleri milletler, ırklar, devletler özelinde oluşturmanın kimseye bir faydası olmayacak. Aynı gemide yol alan insanlar değiliz, dolayısıyla düşüncelerinizi de sınıflar üzerinden oluşturmanızı tavsiye ederim. Kolay gelsin. |
n\a (20/02/2018 - 15:54) | Böyle köşe yazısı şeklinde, mantıklı örneklerle açıklanmış yazıları çok seviyorum. Hatta bir çoğunuz da beni bu tarz serbest kürsüdeki yazılarımdan tanıyorsunuz. Bu yazılar ki bizim beyin marullarımızı daha kıvıracak. Bu örnekte de her cümlesinde ayrı bir gerçeklik, hepsinde de Anadolu kokusu var. Yalnız küçük bir düzeltme yapayım; bizi birleştirici değerlerin başında din değil dil vardır. Şöyle açıklayayım ki; bugün tam da Çanakkale Savaşı´nın başlangıç yıldönümü. Yani 100 sene önce ben Hristiyan ya da Budist olsaydım; bu birliğin sembolü olan Kurtuluş Savaşı´mıza katılamayacak mıydım sorusu geliyor akıllara. Bu ufak düzeltmeden sonra, yazıyı yazan arkadaşımıza çok teşekkür ederim ve tebrik ediyorum. Bu yazının üzerine hiçbir şey söylenmez ama şu yorum yapanlara birkaç sözüm olacak ki; eğer cevap vermezsem de, onların bu düşüncesizliklerinin bizi uçuruma götüreceklerine inandığım için, bu suça ortak olabileceğimden korktum. Baktım aranızda ATATÜRK İLKE ve İNKILAPLARI ve TÜRKÇE derslerinin kaldırılması gerektiği gibi bir hastalıklı fikir taşıyan güzel insanlar var. Güzel insanlar diyorum, çünkü bu düşünceyi onlara kapitalist yaşamın beyinlerine soktuğunun ve bu düşüncenin de emperyalist güçlere hizmet etmekten başka bir şey olmayacağının farkında değiller. Bir millet her on beş yılda yeniden doğar ve maalesef şimdiki milenyum insanı olarak adlandırılan devrin insanlarının çoğunda böyle bir hastalıklı düşünce var. Size verebileceğim birinci tavsiye: Milletçi olmayan bir ülke YOKTUR! Bak açık açık söylüyorum; Great Britain, büyük rusya, harika amerika, Fatherland Deutschland(yine büyük almanya gibisinden), kıçı kırık polonya bile biz slavız diye milliyetçidir. Bizim eskiden "Bir Türk dünyaya bedeldir." sözümüzü Fransızlar "Bir Fransız dünyaya bedeldir." diye kullanıyor arkadaş. Ama şöyle bir şey de var bak ha; ben böyle konuşunca insanlar particilikle karıştırıyor. Particilikle filan alakası yok. MİLLİYETÇİLİK, ELİNİN PARMAKLARIYLA KURT İŞARETİ YAPMAK DEĞİLDİR! Cumhuriyetçilik ve Milliyetçilik öyle basit kavramlar değildir. SONUÇ: DİLİNİ VE TARİHİNİ BİLMEYEN BİR TOPLUM YOK OLMAYA MAHKUMDUR! ÇIKARIM: Atatürk İlke ve İnkılap Tarihi ve Türkçe derslerini bu azmanistanlı Yunus Çengel Beyefendiler kredisiz hale getirdi. Her zaman söylediğim "Bu Yunus Çengel Beyefendinin acaba bir dış mihrak olabilir mi" düşüncemi adeta doğruluyormuşçasına bir kararla; bu derslerin kredisini, saatini ve öğretim tarzını (uzaktan eğitim seçeneğin de var olması) değiştirdiği gerçeği ortadadır. TAVSİYE: Elli defa dedim, bir kere daha söylüyorum: şu Youtube´a Aleyna Kurt yazacağınıza, Prof. Dr. Oktay Sinanoğlu kimdir, bu adam neler yapmıştır, ne tavsiye etmiştir bir bakın, bu adamı bir dinleyin bakalım. Herkes ya game of thrones izliyor ya da beyinsiz gibi kendi tarihini de Ertuğrul dizisinden öğrenmeye çalışanlar var ki bir de Oktay Sinanoğlu´nun şu programa konuk olduğu bölümü izleyin bakalım; https://www.youtube.com/watch?v=StIy-xYTnUY |
chkdska (20/02/2018 - 17:50) | ´Bir Türk dünyaya bedeldir´ dediğin cüceleşmiş bir devin ,etnisiteye bağlı bir hezeyanıdır.Ulus-devlet kibridir.Totaliter ve kafatasçı bir aklın mahsulüdür.10 milyon km2 toprağın 700 bin km2 indirdikten sonra emperyalistlerin ´hadi oğlum sen en büyüksün senden büyük yok´ , ´sen müthiş bir zafer kazandın´ pohpohlamasıdır.Maalesef topraklarımızı küçülttükleri gibi zihinlerimizi de körelttiler. Ben dev olduğumuz zamanlardaki zihni ve o tarih bilincini istiyorum.Beni etkilemiş sandığın emperyalist aklın bu sığ, ırkçı söylemleriyle avunmuyorum.Biz bir devdik.O devlet bilincini anlatacak tarih istiyorum.Derdim budur. |
LaZamani (20/02/2018 - 20:59) | Maalesef ülkemizde kavramlar, kelimeler, söylemler işgal edilmiş durumdalar. Bazı kelimeleri kullandığımızda, bazı düşüncelerin doğru olduğunu düşündüğümüzü söylediğimizde hepimiz bir kategoriye sokma eğilimi çabası içerisine giriyoruz. Bunu bir kenara bırakalım. Hezeyan olarak eleştir ama beni bir kategoriye sokma lütfen. Türkçe ve tarih derslerinin gerekli olduğunu söylemek beni milliyetçi yapmamalı. Ben İtalya´ya gittiğimde de İtalyanca okutulsun isterim. İtalya tarihi öğrenmek için İtalya´ya gitmek isterim. Fransa´ya gittiğimde Fransızca okutulsun, değerli olsun isterim. Aborjinlerin memleketinde Aborjinlerin dili kullanılsın isterim. Ben Türkiye Cumhuriyeti´nde yaşıyorum ve Türkçe´nin değerli olmasını istiyorum. Oktay Sinanoğlu´nun Türkçe hassasiyeti vardı. (Bye Bye Türkçe ve Hedef Türkiye okunabilir.) Bunun için çok mücadele verdi. Ülkemiz için değerli bir insandı. Ben evet onun bu görüşlerine katılıyorum hatta görüyorum ki ana dilde eğitim konusunda da sizi aynı fikirde görüyorum. Bu sizi Oktay Sinanoğlu´nun tüm görüşlerini kabul etmiş biri yapmadığı gibi beni de yapmaz. Katıldığım görüşleri vardır katılmadığım görüşleri vardır. Külli kabuller veya redler hatalı olur. Ana dilde eğitimdeki görüşlerinize de katılıyorum. Bunun yolununda ancak Türkçe´nin kredilerinin 4 olmasıyla açılacağına inanıyorum. Aşama aşama geçilmesi gereken durumlardan biri ve destekleriniz ve yorumlarınız önemlidir. İnkılap tarihi hakkındaki görüşlerinize dersleri almadan önce aynen imzamı atardım. Yalnız ben bu konuda konuşabilmek için bütün dersleri örgün eğitim olarak aldım. Tarih I´de sadece 2 hafta devamsızlık Tarih II´de yalnızca 3 hafta devamsızlık yaptım. Üstüne üstlük uzaktan eğitimin tüm videolarını indirdim okudum. Şunu tüm samimiyetimle söyleyebilirim hocalar kesinlikle o algınızdaki konseptin dışına çıkıyorlar. Yukarıda eleştirdiğim kategorileştirmeye gireceğini düşünebilirsiniz ama kendi ağızlarından bu ifadeleri açıkladıkları için bir beis görmüyorum yazmakta. Bir adamda illa ben marksistim, kemalistim diyorsa yok sen değilsin diyecek halimiz yok. Bir dersteki hoca milliyetçiydi diğeri marksistti. Dersleri bu zeminler üzerinden anlattılar. Çünkü insanız ve inandığımız değerler söylemlerimize yön verir. Yeri geldi tek parti döneminde yapılan bazı icraatlara sert tepki verdiler, yeri geldi Osmanlı´nın bazı uygulamalarını eleştirdiler, yeri geldi varlık vergisini ateşe tuttular. Darbeleri değerlendirdiler. Resmi tarih diye bir şey var mıdır? Buna evet derim ama bunun ilkokulda hatta kısmen lisede taze dimağlara yön verebilecek bir şey olduğunu üniversitede bu durumun olmayacağını söyleyebilirim. Anayasa ihlali durumunu biraz kapalı geçiştirmişim. Maddi ve manevi değerlere hakarette bir anayasal suçtur. Bu durumu İngiltere bayrağını okulda Türkiye Cumhuriyeti bayrağından daha yüksek bir göndere asmak gibi değerlendiriyorum. Bilmem açıklayıcı oldu mu? Sınıflaşma ne kendimin kabul edebileceği ne başkası için tasvip edeceğim ne de ülkem için isteyeceğim bir durumdur. Bunları ben de oturup sizin gibi tipik marksist hülyalar olarak niteleyebilirim ama yapmicim efendim. Son paragrafta söylediğiniz şeyin pratikte herhangi bir karşılığı da yoktur. Bunlar 60´lı 70´li yıllardaki Mihri Belli söylemleri gibi geldi. Ayrıcı gibi gözüken, toplum arasında hissedilen duvarlar -ki belli konularda farklı tavırlar ve düşünceler en doğal durumdur- belirli konularda,vakalarda kalkacak suni yapılardır. Buna binaen ana konumuza dönersek ben herhangi bir kategoriye kendimi sokmasam da bu konuda kendini bir isimle tanımlayan (İslamcı, Komünist, Sosyalist, Kürt veya Türk Milliyetçisi, Kemalist) her kesimin kendinden bir pay bulabileceği bir yara olarak görüyorum. Yerelleşme, emperyalizm, kültür, iletişim yönlerini de tekrar tekrar vurguladım. Son olarak ideolojik tartışmalardan öte bu konu üzerinde durursak daha memnun kalacağım. Teşekkürler, saygılar sunarım. |
n\a (20/02/2018 - 21:02) | Kardeş, "Bir Türk dünyaya bedeldir" sözünün arkasında olduğumu değil, Fransızların artık bunu söylediğini söyledim. Tabi bunu anlaman için önce beyninin tarzancadan, Türkçe moduna geçmen lazım; zira insanlar, kendi ana dillerinde düşünürler. Ama bunda senin suçun ya da benim suçum yok. Türkçe bile anlaşılması zor -örneğin Termodinamik ya da Makine Dinamiği- gibi bir dersi, İngilizce anlamak zorunda bırakanda kabahat. Senin ne istediğini pek anlamadım ama senin ya da benim ne istediğimizin bir önemi yok maalesef. Gerçek olan şu ki, Türkçe anlayabileceğimiz en uygun dil ve bilimden tut da bilmemiz gereken bir çok şeyi onunla anlayacağız. Burdan Yunus Emre´lere, Ahmet Yesevi´lere, Arslan Baba vb. bu ve bunun gibi dünyaya nam salmış zatlara bile geçebilirim. Tabi bu büyük insanlarda bile tarikat marikat yokken; sümüklü furkan vakfı, yok efendim ensar vakfı gibi yiyicilere, çocuk tecavüzcülerine bile geçerim ki, bazı beyin fakirleri bunları savunmaya başlar. O yüzden derleyip toparlarsak; dil bir kültürün temelini oluşturur. Tarih ise o kültürün bizzat kendisi. Bu hususta, CUMHURİYETİMİZİN TEMELİ OLAN ATATÜRK İLKE VE İNKILAPLARI´NIN KALDIRILMASINI GEÇTİM, TEKLİF DAHİ EDİLMESİ KABUL EDİLEMEZ! Madem bir şeyler kaldırmak istiyorsanız, YÖK´ü kaldırabilirsiniz, kaldırdığınız şey elinizde kalmazsa tabii... Hepinizi saygıyla selamlıyorum. |
LaZamani (20/02/2018 - 21:17) | Üç şarta indirilmiş bir birlik sebebi saymadım. Bu toplumu kendi okumalarım ve düşüncelerim sonucu ayakta tutan, birleştirici unsur olarak gördüğüm en temel 3 sebebi saydım. Bu demek değildir ki bu 3 tane bitti bu kadar. Siz 4. ´yü 5.´yi de sayabilirsiniz. Bunları fazla fazla tartışabiliriz Vito´nun itirazını da konuşuruz ama cevaplar cevaplar uzayıp gidiyor. Çok yazdım, çok konuştum. Elimden geldiğince cevap vermeye çalışacağım yazının içeriğiyle ilgili konulara. Ama mevzunun dağılmasından endişe ediyorum. Bunun için bir gün yüz yüze de bunları tartışabiliriz. Hiç problem olmaz. Ana konudan kopmayalım, yeter ki! |
chkdska (20/02/2018 - 21:19) | teklif dahi ettim.sen kabul etmeyebilirsin :) İğneleme,hakaret,yaftalama,içi boş konuşmalar ve sloganları seviyoruz.Mahirsin.Tebrikler. |
Drimmadyre (21/02/2018 - 00:50) | Dil bilgisi de tarih bilgisi de bence zaruriyet değil keyfidir. Bu bilgileri öğrenmeyenler bedelini gerekirse zamanı gelince öderler lakin bu bir zorunluluk olarak dayatılmamalıdır. İlgisi olan insan bu konularda kendisi de çabalarken, ilgisi olmayan kişiler zorunda oldukları için bir şey öğrenmeden geçecek kadar bilgi ezberleyip geçebiliyor. Bu tarz dersler daha genel bilgileri öğrendiğimiz liseye ait olmalıyken bana göre mesleki dersleri öğrendiğimiz bir kurumda "zorunlu" olarak yeri yoktur. Bu söylediklerimle tarih ve dil bilgisini kesinlikle aşağılamıyorum. Tarihe ve özellikle dile her ne kadar önem ve değer veriyor olsam da, aynı seviyede felsefeye de, daha ayrıntılı olursak etiğe de, iletişime de ve daha bir çok konuya değer veriyorum. Değer verdiğimiz her şeyi zorunlu ders olarak vermemiz sakıncalı olur. Lisans öğrencisi olarak meslek derslerini görmemiz yeterlidir. Sonuna kadar görüşlerimi okuduğunuz için teşekkür ederim. |
The Godfather (30/01/2019 - 05:24) | Dünyadaki ülkelerin neredeyse hepsi ulus devlettir. İleri medeniyetler olan, almanya fıransa gibi ülkeler çok sıkı ulus devletlerdir. Hatta halkı karma göçmen toplumlardan oluşan USA de bir ulus devlettir. Dünyada en çok ulus - bayrak kültünün olduğu devlet amerikadır. Yani ulus devlet olmaya bir engel değildir. @chkdska 10 milyondan 700 e düşmemizin en hızlı olduğu dönem de biz şöyle deviz böyle deviz gaza geldiğimiz dönemlerde oldu. Yani o toprakları cumhuriyet- meclis kaybetmedi. Şu anda dizilerle verilen, Lüks saraylarda elçi tokatlayan kurgu ile gerçek dönemin alakası yok. 2.5 türkiye kadar toprak kaybettik mesela o dönemde, ama dizi de sarayda büyükelçi tokatlama sahnesi çekiliyor. Herkes gaza geliyor cihana hükmediyoruz diye. aynı anda 2.5 türkiye kadar toprak kaybettiğimizden 1 cümle bahsedilmiyor. |